Check out the new design

আল-কোৰআনুল কাৰীমৰ অৰ্থানুবাদ - আল-মুখতাচাৰ ফী তাফছীৰিল কোৰআনিল কাৰীমৰ তুৰ্কী অনুবাদ * - অনুবাদসমূহৰ সূচীপত্ৰ


অৰ্থানুবাদ ছুৰা: আঝ-ঝুখৰূফ   আয়াত:
إِنَّ ٱلۡمُجۡرِمِينَ فِي عَذَابِ جَهَنَّمَ خَٰلِدُونَ
Şüphesiz küfür ve günah ile suçlu olanlar, kıyamet gününde cehennem azabında kalıcıdırlar.
আৰবী তাফছীৰসমূহ:
لَا يُفَتَّرُ عَنۡهُمۡ وَهُمۡ فِيهِ مُبۡلِسُونَ
Üzerlerindeki azap hiç hafifletilmeyecektir. Onlar bu sebeple ateşin içinde kurtulmaktan ve Yüce Allah'ın rahmetinden ümit kesmişlerdir.
আৰবী তাফছীৰসমূহ:
وَمَا ظَلَمۡنَٰهُمۡ وَلَٰكِن كَانُواْ هُمُ ٱلظَّٰلِمِينَ
Biz cehenneme soktuğumuz zaman onlara zulmetmedik. Fakat onlar inkâr etmekle kendi nefislerine zulmettiler.
আৰবী তাফছীৰসমূহ:
وَنَادَوۡاْ يَٰمَٰلِكُ لِيَقۡضِ عَلَيۡنَا رَبُّكَۖ قَالَ إِنَّكُم مَّٰكِثُونَ
Cehennemin bekçisi Malik'e şöyle söyleyerek seslenirler: "Ey Malik! Rabbin bizi öldürsün ki, bu azaptan rahat edelim." Malik de onlara şu sözüyle cevap verir: "Şüphesiz siz, bu azabın içerisinde daimî kalıcısınız ve hiç ölmeyeceksiniz. Ve sizden azap da kesilmeyecektir."
আৰবী তাফছীৰসমূহ:
لَقَدۡ جِئۡنَٰكُم بِٱلۡحَقِّ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَكُمۡ لِلۡحَقِّ كَٰرِهُونَ
Hakikat şu ki, biz size dünyada içerisinde hiçbir şüphe bulunmayan hakkı getirmiştik. Fakat çoğunuz haktan hoşlanmadınız.
আৰবী তাফছীৰসমূহ:
أَمۡ أَبۡرَمُوٓاْ أَمۡرٗا فَإِنَّا مُبۡرِمُونَ
Doğrusu onlar, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e karşı bir tuzak hazırladılar ise gerçekten biz de onların hazırlamış oldukları tuzaklarına karşı kat kat daha sağlam bir tuzak ile tedbir almada kararlıyız.
আৰবী তাফছীৰসমূহ:
أَمۡ يَحۡسَبُونَ أَنَّا لَا نَسۡمَعُ سِرَّهُمۡ وَنَجۡوَىٰهُمۚ بَلَىٰ وَرُسُلُنَا لَدَيۡهِمۡ يَكۡتُبُونَ
Yoksa bizim onların kalplerinde gizledikleri sırlarını veya aralarındaki gizli ve açık yaptıkları konuşmalarını işitmeyeceğimizi mi zannediyorlar? Aksine onun hepsini işitiyoruz ve melekler de yanlarında yaptıklarının hepsini yazıyorlar.
আৰবী তাফছীৰসমূহ:
قُلۡ إِن كَانَ لِلرَّحۡمَٰنِ وَلَدٞ فَأَنَا۠ أَوَّلُ ٱلۡعَٰبِدِينَ
-Ey Rasûl!- Yüce Allah'a kızları nispet edenlere Allah'ın onların söyledikleri sözlerden münezzeh ve çok yüce olduğunu söyle. Yüce Allah'ın bir oğlu da yoktur. Yüce Allah kendisine evlat edinmeden uzaktır ve bundan münezzehtir. Ben Allah Teâlâ'ya ibadet eden ve O'nu her şeyden tenzih edenlerin ilkiyim.
আৰবী তাফছীৰসমূহ:
سُبۡحَٰنَ رَبِّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ رَبِّ ٱلۡعَرۡشِ عَمَّا يَصِفُونَ
Göklerin ve yerin Rabbi ve arşın Rabbi bu müşriklerin kendisine ortak eş ve çocuk nispet etmelerinden münezzehtir.
আৰবী তাফছীৰসমূহ:
فَذَرۡهُمۡ يَخُوضُواْ وَيَلۡعَبُواْ حَتَّىٰ يُلَٰقُواْ يَوۡمَهُمُ ٱلَّذِي يُوعَدُونَ
-Ey Resul!- Bırak onları, kendilerine vadolunan günlerine kavuşuncaya kadar batıllarına dalsınlar ve oynaya dursunlar. O gün ise kıyamet günüdür.
আৰবী তাফছীৰসমূহ:
وَهُوَ ٱلَّذِي فِي ٱلسَّمَآءِ إِلَٰهٞ وَفِي ٱلۡأَرۡضِ إِلَٰهٞۚ وَهُوَ ٱلۡحَكِيمُ ٱلۡعَلِيمُ
O Allah -Subhenehu ve Teâlâ- gökte hak ile ibadet edilendir ve O yerde de hak ile ibadet edilendir. O; mahlukatında yarattıklarında, takdiren de ve düzenlemesinde hikmet sahibidir. Kullarının hallerini bilendir. O hususta hiçbir şey O'na gizli kalmaz.
আৰবী তাফছীৰসমূহ:
وَتَبَارَكَ ٱلَّذِي لَهُۥ مُلۡكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَا وَعِندَهُۥ عِلۡمُ ٱلسَّاعَةِ وَإِلَيۡهِ تُرۡجَعُونَ
Her noksanlıktan münezzeh olan Yüce Allah'ın hayırları ve bereketleri sınırsız bir şekilde çoğalıp, artmıştır. Göklerin, yerin ve ikisinin arasında bulunanların hepsinin mülkü yalnız O'nundur. Kıyamet saatin ilmi yalnız O'ndadır ve O'ndan da başkası da bilemez. Ahirette hesap ve karşılık için yalnız O'na döndürüleceksiniz.
আৰবী তাফছীৰসমূহ:
وَلَا يَمۡلِكُ ٱلَّذِينَ يَدۡعُونَ مِن دُونِهِ ٱلشَّفَٰعَةَ إِلَّا مَن شَهِدَ بِٱلۡحَقِّ وَهُمۡ يَعۡلَمُونَ
Müşriklerin Allah'tan başka ibadet ettikleri ilahları Allah katında şefaat edemezler. Ancak İsa, Uzeyir ve melekler gibi bilerek Allah'tan başka hak bir ilahın olmadığına şahitlik müstesnadır.
আৰবী তাফছীৰসমূহ:
وَلَئِن سَأَلۡتَهُم مَّنۡ خَلَقَهُمۡ لَيَقُولُنَّ ٱللَّهُۖ فَأَنَّىٰ يُؤۡفَكُونَ
Onlara: "Kendilerini kim yarattı?" diye soracak olsan, muhakkak ki şöyle derler: "Bizi Allah yarattı." Bu itiraftan sonra nasıl olur da yalnızca Allah'a ibadet etmekten döndürülüyorlar?
আৰবী তাফছীৰসমূহ:
وَقِيلِهِۦ يَٰرَبِّ إِنَّ هَٰٓؤُلَآءِ قَوۡمٞ لَّا يُؤۡمِنُونَ
Her noksanlıktan münezzeh olan Allah, kavminin resulünü yalanlamalarından dolayı; "Ya Rabbi! Şüphesiz bunlar, beni onlara gönderdiğin hakka iman etmeyen bir kavimdir." diye şikayet etmesini biliyor.
আৰবী তাফছীৰসমূহ:
فَٱصۡفَحۡ عَنۡهُمۡ وَقُلۡ سَلَٰمٞۚ فَسَوۡفَ يَعۡلَمُونَ
Şimdilik sen onlardan yüz çevir ve onlara şerlerini defedecek bir şey söyle. -Bu durum Mekke'de idi- Yakında karşılaşacakları cezayı bilecekler.
আৰবী তাফছীৰসমূহ:
এই পৃষ্ঠাৰ আয়াতসমূহৰ পৰা সংগৃহীত কিছুমান উপকাৰী তথ্য:
• كراهة الحق خطر عظيم.
Haktan nefret etmek büyük bir tehlikedir.

• مكر الكافرين يعود عليهم ولو بعد حين.
Kâfirlerin tuzakları bir müddet sonra da olsa kendilerine döner.

• كلما ازداد علم العبد بربه، ازداد ثقة بربه وتسليمًا لشرعه.
Kulun Rabbi hakkındaki ilmi arttıkça, Rabbine olan güveni ve şeriatına olan teslimiyeti de artar.

• اختصاص الله بعلم وقت الساعة.
Kıyamet vaktinin ilmi Allah'a mahsustur.

 
অৰ্থানুবাদ ছুৰা: আঝ-ঝুখৰূফ
ছুৰাৰ তালিকা পৃষ্ঠা নং
 
আল-কোৰআনুল কাৰীমৰ অৰ্থানুবাদ - আল-মুখতাচাৰ ফী তাফছীৰিল কোৰআনিল কাৰীমৰ তুৰ্কী অনুবাদ - অনুবাদসমূহৰ সূচীপত্ৰ

তাফছীৰ চেণ্টাৰ ফৰ কোৰানিক ষ্টাডিজৰ ফালৰ পৰা প্ৰচাৰিত।

বন্ধ