Check out the new design

Translation of the Meanings of the Noble Qur'an - Turkish translation of Al-Mukhtsar in interpretation of the Noble Quran * - Translations’ Index


Translation of the meanings Surah: Al-Isrā’   Ayah:
إِلَّا رَحۡمَةٗ مِّن رَّبِّكَۚ إِنَّ فَضۡلَهُۥ كَانَ عَلَيۡكَ كَبِيرٗا
Rabbin sana rahmet ederek vahyetmiş olduğu Kur'an'ı çekip almadı. Muhakkak biz onu tarafımızdan korunmuş olarak bıraktık. Kesinlikle Rabbinin sana olan lütfu büyüktür. Seni bir resul olarak gönderdi, son peygamber olarak görevlendirdi ve sana Kur'an'ı indirdi.
Arabic explanations of the Qur’an:
قُل لَّئِنِ ٱجۡتَمَعَتِ ٱلۡإِنسُ وَٱلۡجِنُّ عَلَىٰٓ أَن يَأۡتُواْ بِمِثۡلِ هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانِ لَا يَأۡتُونَ بِمِثۡلِهِۦ وَلَوۡ كَانَ بَعۡضُهُمۡ لِبَعۡضٖ ظَهِيرٗا
-Ey Resul!- De ki: Şayet insanların ve cinlerin hepsi senin üzerine indirilmiş bu Kur'an'ın belagati, güzel nazmı, fasih sözlü olması bakımından bir benzerini getirmek üzere bir araya gelseler, birbirlerine yardım etseler, asla onun bir benzerini getiremezler.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَلَقَدۡ صَرَّفۡنَا لِلنَّاسِ فِي هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانِ مِن كُلِّ مَثَلٖ فَأَبَىٰٓ أَكۡثَرُ ٱلنَّاسِ إِلَّا كُفُورٗا
Biz, bu Kur'an'da iman etmelerini ümit ederek ders alınan öğütleri, ibretleri, emirleri, yasakları ve kıssaları çeşitlendirdik. Yine de insanların çoğu bu Kur'an'ı inkâr ederek ve reddederek iman etmediler.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَقَالُواْ لَن نُّؤۡمِنَ لَكَ حَتَّىٰ تَفۡجُرَ لَنَا مِنَ ٱلۡأَرۡضِ يَنۢبُوعًا
Müşrikler şöyle dediler: Bize Mekke'nin toprağından suyu hiç tükenip kurumayan bir su pınarı fışkırtmadıkça sana asla iman etmeyeceğiz.
Arabic explanations of the Qur’an:
أَوۡ تَكُونَ لَكَ جَنَّةٞ مِّن نَّخِيلٖ وَعِنَبٖ فَتُفَجِّرَ ٱلۡأَنۡهَٰرَ خِلَٰلَهَا تَفۡجِيرًا
Veya senin hurma ve üzüm ağaçları olan bir bahçen olmalı. Öyle ki, içinden gürül gürül ırmaklar akmalıdır.
Arabic explanations of the Qur’an:
أَوۡ تُسۡقِطَ ٱلسَّمَآءَ كَمَا زَعَمۡتَ عَلَيۡنَا كِسَفًا أَوۡ تَأۡتِيَ بِٱللَّهِ وَٱلۡمَلَٰٓئِكَةِ قَبِيلًا
-Söylediğin gibi- göğü üzerimize parça parça azap olarak düşürürsün. Yahut da iddia ettiğinin gerçek olduğuna açıkça şahitlik etmeleri için Allah'ı ve melekleri getirirsin.
Arabic explanations of the Qur’an:
أَوۡ يَكُونَ لَكَ بَيۡتٞ مِّن زُخۡرُفٍ أَوۡ تَرۡقَىٰ فِي ٱلسَّمَآءِ وَلَن نُّؤۡمِنَ لِرُقِيِّكَ حَتَّىٰ تُنَزِّلَ عَلَيۡنَا كِتَٰبٗا نَّقۡرَؤُهُۥۗ قُلۡ سُبۡحَانَ رَبِّي هَلۡ كُنتُ إِلَّا بَشَرٗا رَّسُولٗا
Yahut da altın ile veya başka bir ziynetle süslenip yaldızlanmış bir evin olmalı ya da göğe çıkmalısın. Göğe çıktığında Allah'ın göndermiş olduğu resulü olduğuna dair Allah katından bizim okuyacağımız yazılı bir kitap ile inmedikçe sana asla inanmayacağız. -Ey Resul!- Onlara de ki: Rabbimi tenzih ederim. Ben sadece diğer resuller gibi beşer bir resulüm, bir şey getirmeye gücüm yoktur. Sizin bana önerdiğiniz şeyi nasıl getirebilirim?
Arabic explanations of the Qur’an:
وَمَا مَنَعَ ٱلنَّاسَ أَن يُؤۡمِنُوٓاْ إِذۡ جَآءَهُمُ ٱلۡهُدَىٰٓ إِلَّآ أَن قَالُوٓاْ أَبَعَثَ ٱللَّهُ بَشَرٗا رَّسُولٗا
Kâfirlerin, Allah'a ve resulüne iman etmelerine ve resulün getirdiğiyle amel etmelerine engel olan sadece kendilerine gönderilen resulün beşer cinsinden olmasıdır. Bunun üzerine inkâr ederek şöyle dediler: "Allah, bize resul olarak bir insan mı gönderdi?"
Arabic explanations of the Qur’an:
قُل لَّوۡ كَانَ فِي ٱلۡأَرۡضِ مَلَٰٓئِكَةٞ يَمۡشُونَ مُطۡمَئِنِّينَ لَنَزَّلۡنَا عَلَيۡهِم مِّنَ ٱلسَّمَآءِ مَلَكٗا رَّسُولٗا
-Ey Resul!- Onlara cevap olarak de ki: Eğer yeryüzünde rahat huzurlu sizin gibi meskenlerinde oturan, dolaşan melekler olsaydı; o zaman hem cinslerinden meleklerden bir resul gönderilirdi. Çünkü ancak o zaman gönderilmiş olduğu şeyi onlara anlatabilirdi. (Eğer yeryüzünde melekler olsaydı) Onlara beşer cinsinden bir resul göndermemiz hikmetten uzak bir davranış olurdu. Sizin de durumunuz böyledir.
Arabic explanations of the Qur’an:
قُلۡ كَفَىٰ بِٱللَّهِ شَهِيدَۢا بَيۡنِي وَبَيۡنَكُمۡۚ إِنَّهُۥ كَانَ بِعِبَادِهِۦ خَبِيرَۢا بَصِيرٗا
-Ey Resul!- De ki: Benim size bildirmek için gönderildiğim şeyi tebliğ ettiğime ve size resul olarak gönderildiğime dair benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. Şüphesiz O, kullarının bütün hallerini kuşatmıştır ve o hallerden herhangi bir şey O'na gizli kalmaz. Onların nefislerinin bütün gizli hallerini bilip görendir.
Arabic explanations of the Qur’an:
Benefits of the verses in this page:
• بيَّن الله للناس في القرآن من كل ما يُعْتَبر به من المواعظ والعبر والأوامر والنواهي والقصص؛ رجاء أن يؤمنوا.
Yüce Allah, iman ederler ümidiyle Kuran'da, öğüt, ders, emir, yasak ve kıssalardan itibar edilen her bir şeyi insanlara açıklamıştır;

• القرآن كلام الله وآية النبي الخالدة، ولن يقدر أحد على المجيء بمثله.
Kur'an Allah'ın kelamıdır ve Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in ebedî mucizesidir ve hiçbir kimsenin bu mucizenin bir benzerini getiremeye gücü yetmez.

• من رحمة الله بعباده أن أرسل إليهم بشرًا منهم، فإنهم لا يطيقون التلقي من الملائكة.
Kullarına kendi (cinslerinden) insanlardan bir (peygamber) göndermesi Yüce Allah'ın rahmetindendir. Böyle olmasaydı, Allah'ın vahyini meleklerden öğrenmeye güç yetiremezlerdi.

• من شهادة الله لرسوله ما أيده به من الآيات، ونَصْرُه على من عاداه وناوأه.
Elçisini mucizelerle/Kur'ân ayetleriyle desteklemesi, kendisine düşmanlık ve buğuz edenlere karşı ona yardım etmesi Yüce Allah'ın resulüne şahitlik etmesindendir.

 
Translation of the meanings Surah: Al-Isrā’
Surahs’ Index Page Number
 
Translation of the Meanings of the Noble Qur'an - Turkish translation of Al-Mukhtsar in interpretation of the Noble Quran - Translations’ Index

Issued by Tafsir Center for Quranic Studies

close