Check out the new design

Translation of the Meanings of the Noble Qur'an - Turkish translation of Al-Mukhtsar in interpretation of the Noble Quran * - Translations’ Index


Translation of the meanings Surah: Fussilat   Ayah:
وَقَالُواْ لِجُلُودِهِمۡ لِمَ شَهِدتُّمۡ عَلَيۡنَاۖ قَالُوٓاْ أَنطَقَنَا ٱللَّهُ ٱلَّذِيٓ أَنطَقَ كُلَّ شَيۡءٖۚ وَهُوَ خَلَقَكُمۡ أَوَّلَ مَرَّةٖ وَإِلَيۡهِ تُرۡجَعُونَ
Kâfirler derilerine şöyle derler: "Dünyada yaptığımız şeyler hakkında niye aleyhimizde şahitlik ettiniz?" Derileri de, onlara cevap olarak derler ki: "Her şeyi konuşturan Allah, bizi de konuşturdu. Dünyada iken sizi ilk olarak yaratan O'dur. Ahirette hesap vermek ve amellerinize karşılık almak için yalnızca O'na döndürüleceksiniz.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَمَا كُنتُمۡ تَسۡتَتِرُونَ أَن يَشۡهَدَ عَلَيۡكُمۡ سَمۡعُكُمۡ وَلَآ أَبۡصَٰرُكُمۡ وَلَا جُلُودُكُمۡ وَلَٰكِن ظَنَنتُمۡ أَنَّ ٱللَّهَ لَا يَعۡلَمُ كَثِيرٗا مِّمَّا تَعۡمَلُونَ
Günahları işlerken kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin aleyhinizde şahitlik etmeyeceğini düşünüp hafife alıyordunuz. Çünkü sizler ölümden sonra hesabın, mükâfatın ve cezanın olduğuna iman etmiyordunuz. Ancak sizler; Allah -Subhanehu ve Teâlâ-'nın, yapmış olduğunuz birçok şeyi bilmediğini, bilakis O'na gizli kaldığını zannediyordunuz. Bundan dolayı aldandınız.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَذَٰلِكُمۡ ظَنُّكُمُ ٱلَّذِي ظَنَنتُم بِرَبِّكُمۡ أَرۡدَىٰكُمۡ فَأَصۡبَحۡتُم مِّنَ ٱلۡخَٰسِرِينَ
İşte Rabbiniz hakkındaki o kötü zannınız sizi helak etti. Bundan dolayı dünya ve ahirette hüsrana uğrayan kimselerden oldunuz.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَإِن يَصۡبِرُواْ فَٱلنَّارُ مَثۡوٗى لَّهُمۡۖ وَإِن يَسۡتَعۡتِبُواْ فَمَا هُم مِّنَ ٱلۡمُعۡتَبِينَ
Kulaklarının, gözlerinin ve derilerinin aleylerinde şahitlik ettikleri bu kimseler eğer sabredebilirlerse, artık cehennem onların kalacakları yerdir. Azabın kaldırılması ve Yüce Allah'ın rızasını talep ederlerse, onlar Allah'ın rızasına nail olamayacaklar ve cennete kesinlikle giremeyeceklerdir.
Arabic explanations of the Qur’an:
۞ وَقَيَّضۡنَا لَهُمۡ قُرَنَآءَ فَزَيَّنُواْ لَهُم مَّا بَيۡنَ أَيۡدِيهِمۡ وَمَا خَلۡفَهُمۡ وَحَقَّ عَلَيۡهِمُ ٱلۡقَوۡلُ فِيٓ أُمَمٖ قَدۡ خَلَتۡ مِن قَبۡلِهِم مِّنَ ٱلۡجِنِّ وَٱلۡإِنسِۖ إِنَّهُمۡ كَانُواْ خَٰسِرِينَ
Bu kâfirlere eşlik edecek yakın arkadaşlar hazırladık. Dünyada yapmış oldukları kötü amelleri onlara süslü gösterdiler. Arkalarına bırakıp, attıkları ahiret ile ilgili hususları güzel gösterip, onu hatırlamayı ve onun için amel etmeyi unutturdular. Kendilerinden önce geçmiş cin ve insan toplumlarına gerçekleşen azap sözü, bunlar üzerine de gerçekleşmişti de onlar, kıyamet günü kendileri ve aileleri cehenneme girerek hüsrana uğrayanlar olmuşlardı.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَا تَسۡمَعُواْ لِهَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانِ وَٱلۡغَوۡاْ فِيهِ لَعَلَّكُمۡ تَغۡلِبُونَ
Kâfirler delile delil ile karşılık vermekten aciz kalınca kendi aralarında birbirilerine tavsiyede bulunarak: "Muhammed'in size okuduğu bu Kur'an'ı dinlemeyin, onun içindekilere itaat etmeyin. O okunurken sesinizi yükseltip, bağrışıp çağrışın. Böylece ona karşı (onun sesini bastırarak) galip gelmiş olursunuz. Böylece onu okumayı ve ona çağırmayı bırakır ve ondan kurtulmuş oluruz." dediler.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَلَنُذِيقَنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ عَذَابٗا شَدِيدٗا وَلَنَجۡزِيَنَّهُمۡ أَسۡوَأَ ٱلَّذِي كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Yüce Allah'a iman etmeyip, kâfir olan ve resullerini yalanlayanlara kıyamet günü şiddetli bir azap tattıracağız. İşledikleri şirk ve günahların karşılığında ceza olarak onları en kötüsü ile cezalandıracağız.
Arabic explanations of the Qur’an:
ذَٰلِكَ جَزَآءُ أَعۡدَآءِ ٱللَّهِ ٱلنَّارُۖ لَهُمۡ فِيهَا دَارُ ٱلۡخُلۡدِ جَزَآءَۢ بِمَا كَانُواْ بِـَٔايَٰتِنَا يَجۡحَدُونَ
İşte bu zikredilen ceza Yüce Allah'ı küfredip, resullerini yalanlayan Allah'ın düşmanlarının karşılığıdır. Onlar cehennemde ebedî kalacaklar ve bu ceza Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri, apaçık olması ve delilinin güçlü olmasına rağmen bu ayetlere iman etmedikleri için kesintiye uğramadan devam edecektir.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ رَبَّنَآ أَرِنَا ٱلَّذَيۡنِ أَضَلَّانَا مِنَ ٱلۡجِنِّ وَٱلۡإِنسِ نَجۡعَلۡهُمَا تَحۡتَ أَقۡدَامِنَا لِيَكُونَا مِنَ ٱلۡأَسۡفَلِينَ
Yüce Allah'ı küfredip resullerini yalanlayanlar şöyle dediler: "Rabbimiz! İnsanlardan ve cinlerden bizi saptıranları bize göster de, küfrü ve ona davet eden İblis'i ve kan dökme adetini ortaya çıkaran âdemoğlunu cehennemde ayaklarımızın altına alalım ki, en aşağılardan olsunlar. Onlar cehennem ehlinin en şiddetli azaba çarptırılanlarıdır."
Arabic explanations of the Qur’an:
Benefits of the verses in this page:
• سوء الظن بالله صفة من صفات الكفار.
Yüce Allah hakkında kötü zanda bulunmak kâfirlerin özelliklerindendir.

• الكفر والمعاصي سبب تسليط الشياطين على الإنسان.
Küfür ve günahlar, şeytanın insana musallat edilmesinin sebebidir.

• تمنّي الأتباع أن ينال متبوعوهم أشدّ العذاب يوم القيامة.
Tâbi olanlar, tâbi olunanların kıyamet günü azaplarının daha şiddetli kılınmasını temenni ederler.

 
Translation of the meanings Surah: Fussilat
Surahs’ Index Page Number
 
Translation of the Meanings of the Noble Qur'an - Turkish translation of Al-Mukhtsar in interpretation of the Noble Quran - Translations’ Index

Issued by Tafsir Center for Quranic Studies

close