Check out the new design

Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Eggo e ɗmngal Turki wonande firo Alkur'aana Teddunde nde raɓɓinaango. * - Tippudi firooji ɗii


Firo maanaaji Simoore: Simoorw Taahaa   Aaya:
وَأَنَا ٱخۡتَرۡتُكَ فَٱسۡتَمِعۡ لِمَا يُوحَىٰٓ
-Ey Musa!- Risaletimi ulaştırmak için seni seçtim. O halde sana vahyolunanı dinle.
Faccirooji aarabeeji:
إِنَّنِيٓ أَنَا ٱللَّهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّآ أَنَا۠ فَٱعۡبُدۡنِي وَأَقِمِ ٱلصَّلَوٰةَ لِذِكۡرِيٓ
"Şüphesiz ki ben kendimden başka hak ilah olmayan Allah'ım. O halde yalnızca bana ibadet et ve beni anmak için en mükemmel şekilde namazını eda et."
Faccirooji aarabeeji:
إِنَّ ٱلسَّاعَةَ ءَاتِيَةٌ أَكَادُ أُخۡفِيهَا لِتُجۡزَىٰ كُلُّ نَفۡسِۭ بِمَا تَسۡعَىٰ
Şüphesiz ki kıyamet gelip vuku bulacaktır. Hiçbir canlı, vaktini bilmesin diye neredeyse onu büsbütün gizleyecektim. İnsanlar peygamberin kendilerine haber vermesiyle onun alametlerini bilirler. Kıyamet gelecek ve her nefis hayır ya da şer olarak yaptığının karşılığını alacaktır.
Faccirooji aarabeeji:
فَلَا يَصُدَّنَّكَ عَنۡهَا مَن لَّا يُؤۡمِنُ بِهَا وَٱتَّبَعَ هَوَىٰهُ فَتَرۡدَىٰ
Kâfirlerden kıyamete iman etmeyen ve haramlar hususunda nefsinin arzusuna uyan kimseler, seni onu tasdik edip salih ameller ile ona hazırlık yapmaktan sakın alıkoymasın. Yoksa bundan dolayı helak olursun.
Faccirooji aarabeeji:
وَمَا تِلۡكَ بِيَمِينِكَ يَٰمُوسَىٰ
Sağ elinde olan şey nedir ey Musa?
Faccirooji aarabeeji:
قَالَ هِيَ عَصَايَ أَتَوَكَّؤُاْ عَلَيۡهَا وَأَهُشُّ بِهَا عَلَىٰ غَنَمِي وَلِيَ فِيهَا مَـَٔارِبُ أُخۡرَىٰ
Musa -aleyhisselam- şöyle dedi: "O benim asamdır. Yürürken ona dayanırım. Onunla ağaçlara vurarak silkelerim. Böylece ağaç yaprakları koyunlarım için yere düşer. Ayrıca benim için onda söylediklerimden başka faydalar da vardır."
Faccirooji aarabeeji:
قَالَ أَلۡقِهَا يَٰمُوسَىٰ
Yüce Allah şöyle buyurdu: "Onu at, ey Musa!"
Faccirooji aarabeeji:
فَأَلۡقَىٰهَا فَإِذَا هِيَ حَيَّةٞ تَسۡعَىٰ
Musa onu yere attı, asa bir anda hızlıca ve çabuk hareket eden bir yılana dönüştü.
Faccirooji aarabeeji:
قَالَ خُذۡهَا وَلَا تَخَفۡۖ سَنُعِيدُهَا سِيرَتَهَا ٱلۡأُولَىٰ
Yüce Allah Musa -aleyhisselam-'a şöyle buyurdu: "Asanı al. Onun yılana dönüşmesinden korkma. Onu aldığında ilk haline geri döndüreceğiz."
Faccirooji aarabeeji:
وَٱضۡمُمۡ يَدَكَ إِلَىٰ جَنَاحِكَ تَخۡرُجۡ بَيۡضَآءَ مِنۡ غَيۡرِ سُوٓءٍ ءَايَةً أُخۡرَىٰ
Elini koltuğunun altına sok, ikinci bir mucize olarak abraş hastalığı olmadan bembeyaz çıksın.
Faccirooji aarabeeji:
لِنُرِيَكَ مِنۡ ءَايَٰتِنَا ٱلۡكُبۡرَى
-Ey Musa!- Biz sana bu iki ayeti gösterdik. Zira bu iki büyük ayet kudretimize delalet eden büyük ayetlerimizin bir kısmıdır. Bir de Yüce Allah katından gönderilmiş bir resul olduğunu gösteren birer mucizedir.
Faccirooji aarabeeji:
ٱذۡهَبۡ إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ إِنَّهُۥ طَغَىٰ
-Ey Musa!- Firavun'a git. Şüphesiz ki o küfürde haddi aşmış ve Allah'a karşı isyan etmiştir.
Faccirooji aarabeeji:
قَالَ رَبِّ ٱشۡرَحۡ لِي صَدۡرِي
Musa -aleyhisselam- dedi ki: "Rabbim! Eziyetlere sabretmem için gönlümü genişlet."
Faccirooji aarabeeji:
وَيَسِّرۡ لِيٓ أَمۡرِي
Bana işimi kolaylaştır.
Faccirooji aarabeeji:
وَٱحۡلُلۡ عُقۡدَةٗ مِّن لِّسَانِي
Düzgün bir dille konuşmaya beni muktedir kıl!
Faccirooji aarabeeji:
يَفۡقَهُواْ قَوۡلِي
Senin risaletini onlara ulaştırdığımda sözümü iyi anlasınlar.
Faccirooji aarabeeji:
وَٱجۡعَل لِّي وَزِيرٗا مِّنۡ أَهۡلِي
Ailemden bana bir yardımcı ver, işlerimde bana yardımcı olsun.
Faccirooji aarabeeji:
هَٰرُونَ أَخِي
Kardeşim Harun b. İmran'ı (bana yardımcı olsun).
Faccirooji aarabeeji:
ٱشۡدُدۡ بِهِۦٓ أَزۡرِي
Onunla sırtımı güçlü kıl.
Faccirooji aarabeeji:
وَأَشۡرِكۡهُ فِيٓ أَمۡرِي
Risaleti (tebliğ etmede) onu bana ortak kıl.
Faccirooji aarabeeji:
كَيۡ نُسَبِّحَكَ كَثِيرٗا
Ta ki seni çokça tespih edelim.
Faccirooji aarabeeji:
وَنَذۡكُرَكَ كَثِيرًا
Ve seni çokça zikredip, analım.
Faccirooji aarabeeji:
إِنَّكَ كُنتَ بِنَا بَصِيرٗا
Şüphesiz ki sen bizi görmektesin. Bizim hiçbir işimiz sana gizli kalmaz.
Faccirooji aarabeeji:
قَالَ قَدۡ أُوتِيتَ سُؤۡلَكَ يَٰمُوسَىٰ
Allah Teâlâ: "Ey Musa! Talep ettiğin şeyi sana verdik." diye buyurdu.
Faccirooji aarabeeji:
وَلَقَدۡ مَنَنَّا عَلَيۡكَ مَرَّةً أُخۡرَىٰٓ
Ant olsun, biz sana bir kere daha lütufta bulunmuştuk.
Faccirooji aarabeeji:
Ina jeyaa e nafoore aayeeje ɗee e ngol hello:
• وجوب حسن الاستماع في الأمور المهمة، وأهمها الوحي المنزل من عند الله.
Önemli işlere güzel bir şekilde kulak vermek gerekir. Zira en önemli konu Yüce Allah'ın katından inen vahiydir.

• اشتمل أول الوحي إلى موسى على أصلين في العقيدة وهما: الإقرار بتوحيد الله، والإيمان بالساعة (القيامة)، وعلى أهم فريضة بعد الإيمان وهي الصلاة.
Musa -aleyhisselam-'a inen ilk vahiy, itikadî konuda iki temel prensibi içermektedir. Bu iki esas, Yüce Allah'ın birliğini ikrar etmek ve (kıyamet) saatine iman etmektir. İmandan sonra en önemli farz ise namazdır.

• التعاون بين الدعاة ضروري لإنجاح المقصود؛ فقد جعل الله لموسى أخاه هارون نبيَّا ليعاونه في أداء الرسالة.
Hedefe ulaşmak için davetçilerin yardımlaşma ve dayanışma içinde olması gerekir. Yüce Allah, dini ulaştırmada Musa -aleyhisselam-'a yardımcı olması için kardeşi Harun'u peygamber kılmıştır.

• أهمية امتلاك الداعية لمهارة الإفهام للمدعوِّين.
Davetçinin sahip olduğu en önemli özellik, davet ettiği kimselere davetini anlatmadaki maharetidir.

 
Firo maanaaji Simoore: Simoorw Taahaa
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Eggo e ɗmngal Turki wonande firo Alkur'aana Teddunde nde raɓɓinaango. - Tippudi firooji ɗii

iwde e galle Firo jaŋdeeji Alkur'aana.

Uddude