Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. * - Tippudi firooji ɗii


Firo maanaaji Aaya: (16) Simoore: Simoore yuunus
قُل لَّوۡ شَآءَ ٱللَّهُ مَا تَلَوۡتُهُۥ عَلَيۡكُمۡ وَلَآ أَدۡرَىٰكُم بِهِۦۖ فَقَدۡ لَبِثۡتُ فِيكُمۡ عُمُرٗا مِّن قَبۡلِهِۦٓۚ أَفَلَا تَعۡقِلُونَ
-Ey Peygamber!- De ki: Eğer Allah, Kur'an'ı size okumamamı dilemiş olsaydı onu size okuyamaz ve bildirmezdim. Eğer Allah dileseydi Kur'an'ı size benim dilim ile bildirmezdi. Ben, okumaz ve yazmaz bir halde sizin aranızda uzun bir zaman -kırk sene- kaldım. Ben bu işi istemedim ve araştırmadım. Sizler, benim size getirdiklerimin benim yaptığım bir şey olmadığını ve bunların Allah katından olduğunu akıl etmiyor musunuz?
Faccirooji aarabeeji:
Ina jeyaa e nafoore aayeeje ɗee e ngol hello:
• عظم الافتراء على الله والكذب عليه وتحريف كلامه كما فعل اليهود بالتوراة.
Yahudilerin Tevrat'ta yaptıkları gibi Allah kelamını tahrif etmenin ve Allah'a yalan atıp iftira etmenin ne kadar büyük bir şey olduğu beyan edilmiştir.

• النفع والضر بيد الله عز وجل وحده دون ما سواه.
Zarar ve fayda vermek sadece Allah'ın elindedir. O'ndan başkası bunu yapamaz.

• بطلان قول المشركين بأن آلهتهم تشفع لهم عند الله.
Müşriklerin, ilahları hakkında Allah katında kendilerinin şefaatçileri olduklarına dair iddiaları son derece batıldır.

• اتباع الهوى والاختلاف على الدين هو سبب الفرقة.
Hevâya tabi olmak ve dinde ihtilaf etmek ayrılığın sebebidir.

 
Firo maanaaji Aaya: (16) Simoore: Simoore yuunus
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. - Tippudi firooji ɗii

Firo turkiiwo raɓɓiɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo, ummiriingo to hentorde facciro nde jaŋdeeli alquraan-yankooji

Uddude