Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. * - Tippudi firooji ɗii


Firo maanaaji Aaya: (21) Simoore: Simoore Huud
أُوْلَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ خَسِرُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ وَضَلَّ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يَفۡتَرُونَ
İşte bu sıfatlar ile vasıf olunmuş olanlar, Allah ile beraber ortaklar edinerek kendi nefislerini helaka sürüklemek suretiyle kendilerini ziyana uğratan kimselerdir. Onların uydurdukları ortakları ve şefaatçileri de kendilerinden uzaklaşıp gitmişlerdir.
Faccirooji aarabeeji:
Ina jeyaa e nafoore aayeeje ɗee e ngol hello:
• الكافر لا ينتفع بسمعه وبصره انتفاعًا يقود للإيمان، فهما كالمُنْتَفِيَين عنه بخلاف المؤمن.
Kafir, kulağı ve gözünden kendisini imana götürecek şekilde faydalanamaz. Bu iki organ kâfir için işe yaramaz/faydasız bir şey gibidir. Mümin kimse için böyle değildir.

• سُنَّة الله في أتباع الرسل أنهم الفقراء والضعفاء لخلوِّهم من الكِبْر، وخُصُومهم الأشراف والرؤساء.
Allah Teâlâ'nın peygamberlere tabi olan kimseler hakkındaki sünneti gereği onlar (tabi olanlar) kibirden arınmaları sebebiyle fakirler ve zayıf kimselerdir. Peygamberlerin düşmanları ise ileri gelenler ve şerefli (soylu) kimselerdir.

• تكبُّر الأشراف والرؤساء واحتقارهم لمن دونهم في غالب الأحيان.
Genel olarak soylu kimselerin ve ileri gelenlerin kendilerinden daha aşağıda olan kimseleri hakir gördükleri beyan edilmiştir.

 
Firo maanaaji Aaya: (21) Simoore: Simoore Huud
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. - Tippudi firooji ɗii

Firo turkiiwo raɓɓiɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo, ummiriingo to hentorde facciro nde jaŋdeeli alquraan-yankooji

Uddude