Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. * - Tippudi firooji ɗii


Firo maanaaji Aaya: (15) Simoore: Simoore Yuusuf
فَلَمَّا ذَهَبُواْ بِهِۦ وَأَجۡمَعُوٓاْ أَن يَجۡعَلُوهُ فِي غَيَٰبَتِ ٱلۡجُبِّۚ وَأَوۡحَيۡنَآ إِلَيۡهِ لَتُنَبِّئَنَّهُم بِأَمۡرِهِمۡ هَٰذَا وَهُمۡ لَا يَشۡعُرُونَ
Yakup -aleyhisselam-, Yusuf'u onlarla birlikte gönderdi. Kardeşleri onu uzağa götürüp bir kuyunun dibine atmaya karar verdiklerinde; biz de Yusuf'a bu durumu haber vererek "İleride bir gün onlara bu yaptıklarını, hiç farkında değillerken haber vereceksin" diye vahyettik.
Faccirooji aarabeeji:
Ina jeyaa e nafoore aayeeje ɗee e ngol hello:
• بيان خطورة الحسد الذي جرّ إخوة يوسف إلى الكيد به والمؤامرة على قتله.
Hasedin tehlikesi beyan edilmiştir ki haset; Yusuf -aleyhisselam-'ın erkek kardeşlerini ona tuzak kurmaya ve onu öldürmeleri için komplo düzenlemeye sevk etmiştir.

• مشروعية العمل بالقرينة في الأحكام.
Hükümlerde karine ile amel etmenin meşruluğu beyan edilmiştir.

• من تدبير الله ليوسف عليه السلام ولطفه به أن قذف في قلب عزيز مصر معاني الأبوة بعد أن حجب الشيطان عن إخوته معاني الأخوة.
Allah Teâlâ'nın, Yusuf -aleyhisselam- için hazırladığı plan ve lütfundan biri de, Mısır hükümdarının kalbine babalık şefkatini bırakmasıdır. Şeytan ise (Yusuf'un) kardeşlerinden kardeşlik şuurunu gizlemiştir.

 
Firo maanaaji Aaya: (15) Simoore: Simoore Yuusuf
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. - Tippudi firooji ɗii

Firo turkiiwo raɓɓiɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo, ummiriingo to hentorde facciro nde jaŋdeeli alquraan-yankooji

Uddude