Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. * - Tippudi firooji ɗii


Firo maanaaji Aaya: (46) Simoore: Simoore Yuusuf
يُوسُفُ أَيُّهَا ٱلصِّدِّيقُ أَفۡتِنَا فِي سَبۡعِ بَقَرَٰتٖ سِمَانٖ يَأۡكُلُهُنَّ سَبۡعٌ عِجَافٞ وَسَبۡعِ سُنۢبُلَٰتٍ خُضۡرٖ وَأُخَرَ يَابِسَٰتٖ لَّعَلِّيٓ أَرۡجِعُ إِلَى ٱلنَّاسِ لَعَلَّهُمۡ يَعۡلَمُونَ
Kurtulan kimse, Yusuf -aleyhisselam-'ın yanına varınca ona şöyle dedi: Ey Yusuf! Ey doğru sözlü kişi! Rüyada, yedi şişman ineğin yediği yedi semiz inek ile yedi yeşil başak ve de kuru yedi başakları gören kimsenin gördüğü rüyanın yorumunu bize haber ver. Ümit ederim ki ben, hükümdarın ve onun yanındakilerin yanına isabetli yorumunla dönerim de belki onlar rüyanın tabirini öğrenirler ve senin üstünlüğünü ve kıymetini anlarlar.
Faccirooji aarabeeji:
Ina jeyaa e nafoore aayeeje ɗee e ngol hello:
• من كمال أدب يوسف أنه أشار لحَدَث النسوة ولم يشر إلى حَدَث امرأة العزيز.
Bu olay ile alakalı Yusuf -aleyhisselam-'ın kadınları işaret edip hükümdarın karısını işaret etmemesi onun ahlak ve edebinin mükemmel olmasındandır.

• كمال علم يوسف عليه السلام في حسن تعبير الرؤى.
Yusuf -aleyhisselam-'ın rüyaları güzel bir şekilde yorumlama hususundaki ilminin tam olduğu beyan edilmiştir.

• مشروعية تبرئة النفس مما نُسب إليها ظلمًا، وطلب تقصّي الحقائق لإثبات الحق.
Kişinin, kendisine haksız yere nispet edilen şeyden berî olduğunu beyan etmesinin ve hakikatlerin ortaya çıkması için olayın anlatılmasını istemesinin meşruluğu beyan edilmiştir.

• فضيلة الصدق وقول الحق ولو كان على النفس.
Kendi nefsi aleyhine dahi olsa kişinin, doğruluk ve doğru söz üzere olmasının fazileti beyan edilmiştir.

 
Firo maanaaji Aaya: (46) Simoore: Simoore Yuusuf
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. - Tippudi firooji ɗii

Firo turkiiwo raɓɓiɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo, ummiriingo to hentorde facciro nde jaŋdeeli alquraan-yankooji

Uddude