Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. * - Tippudi firooji ɗii


Firo maanaaji Aaya: (54) Simoore: Simoore Yuusuf
وَقَالَ ٱلۡمَلِكُ ٱئۡتُونِي بِهِۦٓ أَسۡتَخۡلِصۡهُ لِنَفۡسِيۖ فَلَمَّا كَلَّمَهُۥ قَالَ إِنَّكَ ٱلۡيَوۡمَ لَدَيۡنَا مَكِينٌ أَمِينٞ
Hükümdar Yûsuf'un suçsuzluğunu ve ilim sahibi olduğunu anlayınca yardımcılarına: "Onu bana getirin kendime has (müşteşar) yapayım" dedi. Onu getirdiler, onunla konuştuktan sonra (Yûsuf'un) ilmi ve zekası ortaya çıkınca ona: "-Ey Yûsuf!- Şüphesiz ki bugün sen yanımızda yüksek makam sahibi ve güvenilir bir kişi oldun." dedi.
Faccirooji aarabeeji:
Ina jeyaa e nafoore aayeeje ɗee e ngol hello:
• من أعداء المؤمن: نفسه التي بين جنبيه؛ لذا وجب عليه مراقبتها وتقويم اعوجاجها.
Müminin düşmanlarından biri de, iki yanı arasındaki nefsidir. Bundan dolayı kişi nefsini gözetim altında tutması ve çarpıklıklarını düzeltmesi gerekir.

• اشتراط العلم والأمانة فيمن يتولى منصبًا يصلح به أمر العامة.
Ümmetin maslahatı için bir makama getirilen kimsenin ilim sahibi ve güvenilir olma şartı vardır.

• بيان أن ما في الآخرة من فضل الله، إنما هو خير وأبقى وأفضل لأهل الإيمان.
Ahirette verilen şeylerin Allah Teâlâ'nın lütfundan olduğu açıklanmıştır. Şüphesiz ki o, iman ehli için en faziletli, en kalıcı ve hayırlı olandır.

• جواز طلب الرجل المنصب ومدحه لنفسه إن دعت الحاجة، وكان مريدًا للخير والصلاح.
Hayır ve iyiliği isteyen bir kimsenin ihtiyaç anında kendi nefsini övmesi ve makam talebinde bulunması caizdir.

 
Firo maanaaji Aaya: (54) Simoore: Simoore Yuusuf
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. - Tippudi firooji ɗii

Firo turkiiwo raɓɓiɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo, ummiriingo to hentorde facciro nde jaŋdeeli alquraan-yankooji

Uddude