Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. * - Tippudi firooji ɗii


Firo maanaaji Aaya: (103) Simoore: Simoore nagge
وَلَوۡ أَنَّهُمۡ ءَامَنُواْ وَٱتَّقَوۡاْ لَمَثُوبَةٞ مِّنۡ عِندِ ٱللَّهِ خَيۡرٞۚ لَّوۡ كَانُواْ يَعۡلَمُونَ
Şayet Yahudiler Allah'a hakkıyla iman etselerdi, itaat ederek ve günahları terk ederek O'ndan korksalardı; Allah'ın onlara vereceği sevap elbette oldukları durumdan (hak ettiklerinden) daha hayırlı olurdu. Keşke kendileri için faydalı olanı bilselerdi.
Faccirooji aarabeeji:
Ina jeyaa e nafoore aayeeje ɗee e ngol hello:
• سوء أدب اليهود مع أنبياء الله حيث نسبوا إلى سليمان عليه السلام تعاطي السحر، فبرّأه الله منه، وأَكْذَبَهم في زعمهم.
Yahudiler Allah'ın peygamberlerine karşı son derece saygısız kimselerdir. Öyle ki Süleyman -aleyhisselam-'a sihir yapmayı nispet etmişlerdir. Allah onu bundan berî kılmış ve onların bu iddialarını yalanlamıştır.

• أن السحر له حقيقة وتأثير في العقول والأبدان، والساحر كافر، وحكمه القتل.
Şüphesiz ki sihir gerçektir, akıllara ve bedenlere tesir eder. Büyücü kâfirdir ve cezası ölümdür.

• لا يقع في ملك الله تعالى شيء من الخير والشر إلا بإذنه وعلمه تعالى.
Allah Teâlâ'nın mülkündeki hayır ve şer, O'nun ilmi ve izni olmadan gerçekleşmez.

• سد الذرائع من مقاصد الشريعة، فكل قول أو فعل يوهم أمورًا فاسدة يجب تجنبه والبعد عنه.
Seddi Zerâî' (Haram ya da kötü davranışlara götüren yolların kapatılması) dinin gayelerindendir. Fasit bir düşünceye götüren her söz ve amele yaklaşmamak ve ondan uzak durmak gerekir.

• أن الفضل بيد الله تعالى وهو الذي يختص به من يشاء برحمته وحكمته.
Muhakkak ki lütuf Allah Teâlâ'nın elindedir. Rahmeti ve hikmeti ile dilediğine bu lütfu has kılan O'dur.

 
Firo maanaaji Aaya: (103) Simoore: Simoore nagge
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. - Tippudi firooji ɗii

Firo turkiiwo raɓɓiɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo, ummiriingo to hentorde facciro nde jaŋdeeli alquraan-yankooji

Uddude