Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. * - Tippudi firooji ɗii


Firo maanaaji Aaya: (94) Simoore: Simoore nagge
قُلۡ إِن كَانَتۡ لَكُمُ ٱلدَّارُ ٱلۡأٓخِرَةُ عِندَ ٱللَّهِ خَالِصَةٗ مِّن دُونِ ٱلنَّاسِ فَتَمَنَّوُاْ ٱلۡمَوۡتَ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ
Ey Peygamber- Yahudiler'e şöyle de: "Eğer ahiret yurdundaki cennet diğer insanların değil yalnızca sizin gireceğiniz bir yer ise; o zaman ölümü temenni edip isteyin ki, bu makama biran önce ulaşasınız. Şayet bu iddianızda doğru söyleyenler iseniz, böylece bu dünya hayatının dert ve yükünden rahata kavuşmuş olursunuz."
Faccirooji aarabeeji:
Ina jeyaa e nafoore aayeeje ɗee e ngol hello:
• المؤمن الحق يرجو ما عند الله من النعيم المقيم، ولهذا يفرح بلقاء الله ولا يخشى الموت.
Gerçek mümin Allah'ın katında bulunan devamlı nimeti isteyip, arzular. Bundan dolayı Allah'a kavuşmaktan mutlu olur ve ölümden korkmaz.

• حِرص اليهود على الحياة الدنيا حتى لو كانت حياة حقيرة مهينة غير كريمة.
Yahudilerin dünya hayatı hakir, alçak ve değersizdir. Ancak onlar bu hayatta (yaşamak) için çok hırslıdır .

• أنّ من عادى أولياء الله المقربين منه فقد عادى الله تعالى.
Kim Allah'a yakın olan evliyalarına düşmanlık ederse, Allah Teâlâ da ona düşmanlık eder.

• إعراض اليهود عن نبوة محمد صلى الله عليه وسلم بعدما عرفوا تصديقه لما في أيديهم من التوراة.
Yahudiler, ellerinde bulunan Tevrat'ta, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in peygamberliğinin tasdik edildiğini görüp bilmelerine rağmen yine de yüz çevirmişlerdir.

• أنَّ من لم ينتفع بعلمه صح أن يوصف بالجهل؛ لأنه شابه الجاهل في جهله.
Kim ilminden istifade etmezse, o kimse cahil olarak nitelenir. Çünkü o kimse cehalet hususunda cahile benzemiştir.

 
Firo maanaaji Aaya: (94) Simoore: Simoore nagge
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. - Tippudi firooji ɗii

Firo turkiiwo raɓɓiɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo, ummiriingo to hentorde facciro nde jaŋdeeli alquraan-yankooji

Uddude