Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. * - Tippudi firooji ɗii


Firo maanaaji Aaya: (67) Simoore: Simooee njomolaaji
أَوَلَمۡ يَرَوۡاْ أَنَّا جَعَلۡنَا حَرَمًا ءَامِنٗا وَيُتَخَطَّفُ ٱلنَّاسُ مِنۡ حَوۡلِهِمۡۚ أَفَبِٱلۡبَٰطِلِ يُؤۡمِنُونَ وَبِنِعۡمَةِ ٱللَّهِ يَكۡفُرُونَ
Kendilerini boğulmaktan kurtardıktan sonra Allah Teâlâ'nın vermiş olduğu nimetlere nankörlük edenler, kendilerine verilen başka bir nimet olarak yaşadıkları beldeyi, canlarının ve mallarının güvende olduğu bir yer kıldığımızı, diğer insanların saldırı altında yaşayıp, esir altına alındıklarını, hanımlarının ve çocuklarının köle alındıklarını mallarına ganimet olarak el konulduğunu görmezler mi? İddia ettikleri batıl ilahlara mı iman ediyorlar? Allah'ın kendilerine verdiği nimete mi nankörlük ediyorlar? Bu nimetlerden dolayı Allah'a şükretmeyecekler mi?
Faccirooji aarabeeji:
Ina jeyaa e nafoore aayeeje ɗee e ngol hello:
• لجوء المشركين إلى الله في الشدة ونسيانهم لأصنامهم، وإشراكهم به في الرخاء؛ دليل على تخبطهم.
Müşriklerin zorluk anında putlarını unutarak Allah'a sığınmaları, rahatlıkta ise O'na şirk koşmaları, içinde bulundukları karışıklığın en büyük göstergesidir.

• الجهاد في سبيل الله سبب للتوفيق إلى الحق.
Allah yolunda cihat etmek, hak üzere muvaffak kılınmanın sebeplerindendir.

• إخبار القرآن بالغيبيات دليل على أنه من عند الله.
Gaybî hususlardan haber vermesi, Kur'an'ın Allah Teâlâ katından olduğuna bir delildir.

 
Firo maanaaji Aaya: (67) Simoore: Simooee njomolaaji
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. - Tippudi firooji ɗii

Firo turkiiwo raɓɓiɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo, ummiriingo to hentorde facciro nde jaŋdeeli alquraan-yankooji

Uddude