Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. * - Tippudi firooji ɗii


Firo maanaaji Aaya: (109) Simoore: Simoore koreeji imraan
وَلِلَّهِ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِۚ وَإِلَى ٱللَّهِ تُرۡجَعُ ٱلۡأُمُورُ
Göklerde ve yerde ne varsa, mülkü yalnızca Allah Teâlâ'ya aittir. Mutlak olarak emretmek ve yaratmak da O'na aittir. Bütün mahlukatın işleri Allah Teâlâ'ya döner. Herkese hak ettiği ölçüde karşılığını verir.
Faccirooji aarabeeji:
Ina jeyaa e nafoore aayeeje ɗee e ngol hello:
• أعظم ما يميز هذه الأمة وبه كانت خيريتها - بعد الإيمان بالله - الأمر بالمعروف والنهي عن المنكر.
-Allah'a imandan sonra- bu ümmeti hayırlı kılan ve (diğerlerinden) ayıran en önemli özelliği iyiliği emredip, kötülükten men etmeleridir.

• قضى الله تعالى بالذل على أهل الكتاب لفسقهم وإعراضهم عن دين الله، وعدم وفائهم بما أُخذ عليهم من العهد.
Allah Teâlâ, dininden yüz çevirmeleri, günahları ve kendilerinden alınan ahde vefa göstermemelerinden dolayı ehlikitabın zelil olmasına hükmetmiştir.

• أهل الكتاب ليسوا على حال واحدة؛ فمنهم القائم بأمر الله، المتبع لدينه، الواقف عند حدوده، وهؤلاء لهم أعظم الأجر والثواب. وهذا قبل بعثة النبي محمد صلى الله عليه وسلم.
Ehlikitabın tümü aynı hal üzere değildir. Onlardan, Allah'ın emirlerini yerine getiren, dinine tabi olan ve sınırlarını aşmayan kimseler vardır. Onlara en büyük ecir ve karşılık verilecektir. Ancak bu durum Nebi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in peygamber olarak gönderilmesinden öncesine aittir.

 
Firo maanaaji Aaya: (109) Simoore: Simoore koreeji imraan
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. - Tippudi firooji ɗii

Firo turkiiwo raɓɓiɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo, ummiriingo to hentorde facciro nde jaŋdeeli alquraan-yankooji

Uddude