Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. * - Tippudi firooji ɗii


Firo maanaaji Aaya: (10) Simoore: Simoore Saba
۞ وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَا دَاوُۥدَ مِنَّا فَضۡلٗاۖ يَٰجِبَالُ أَوِّبِي مَعَهُۥ وَٱلطَّيۡرَۖ وَأَلَنَّا لَهُ ٱلۡحَدِيدَ
Biz, Dâvud -aleyhisselam-'a katımızdan nübüvvet (peygamberlik) ve mülk (hükümranlık) verdik. Dağlara: "Ey Dağlar! Dâvud ile birlikte sizler de tesbîh edin!" dedik. Kuşlara da aynısını dedik. Demiri onun için yumuşak kıldık ki, böylece demirden istediği gereçleri üretebilsin.
Faccirooji aarabeeji:
Ina jeyaa e nafoore aayeeje ɗee e ngol hello:
• تكريم الله لنبيه داود بالنبوة والملك، وبتسخير الجبال والطير يسبحن بتسبيحه، وإلانة الحديد له.
Allah'ın, kendisine mülk (hükümranlık) ve peygamberlik vererek; dağların ve kuşların kendisiyle birlikte tespih etmesi ve demirin kendisi için yumuşatılması ile Dâvûd -aleyhisselam-'a olan ikramı beyan edilmiştir.

• تكريم الله لنبيه سليمان عليه السلام بالنبوة والملك.
Allah'ın, kendisine mülk (hükümranlık) ve peygamberlik vererek Süleyman -aleyhisselam-'a olan ikramı beyan edilmiştir.

• اقتضاء النعم لشكر الله عليها.
Verilen nimetlerden dolayı Allah'a şükretmenin gerekliliği beyan edilmiştir.

• اختصاص الله بعلم الغيب، فلا أساس لما يُدَّعى من أن للجن أو غيرهم اطلاعًا على الغيب.
Gayb ilmini bilmenin Allah'a has olduğu, cinlerin ve diğerlerinin gayb bilgisine ulaştıklarını iddia eden kimselerin buna dair bir dayanaklarının ve esaslarının olmadığı beyan edilmiştir.

 
Firo maanaaji Aaya: (10) Simoore: Simoore Saba
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. - Tippudi firooji ɗii

Firo turkiiwo raɓɓiɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo, ummiriingo to hentorde facciro nde jaŋdeeli alquraan-yankooji

Uddude