Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. * - Tippudi firooji ɗii


Firo maanaaji Aaya: (13) Simoore: Simoore Saba
يَعۡمَلُونَ لَهُۥ مَا يَشَآءُ مِن مَّحَٰرِيبَ وَتَمَٰثِيلَ وَجِفَانٖ كَٱلۡجَوَابِ وَقُدُورٖ رَّاسِيَٰتٍۚ ٱعۡمَلُوٓاْ ءَالَ دَاوُۥدَ شُكۡرٗاۚ وَقَلِيلٞ مِّنۡ عِبَادِيَ ٱلشَّكُورُ
Bu cinler; Süleyman -aleyhisselam-'ın istediği namaz kılınan mescitleri, sarayları, istediği surları, çanaklardan büyük su havuzlarını, büyüklüğü sebebi ile yerinden hareket etmeyen sabit yemek kazanları yaparlardı. Onlara şöyle dedik: "Ey Dâvûd ailesi! Size verdiği nimetler için Allah'a şükür için çalışıp, amel işleyin. Zira verdiğim nimetlere kullarımdan şükredenler azdır."
Faccirooji aarabeeji:
Ina jeyaa e nafoore aayeeje ɗee e ngol hello:
• تكريم الله لنبيه داود بالنبوة والملك، وبتسخير الجبال والطير يسبحن بتسبيحه، وإلانة الحديد له.
Allah'ın, kendisine mülk (hükümranlık) ve peygamberlik vererek; dağların ve kuşların kendisiyle birlikte tespih etmesi ve demirin kendisi için yumuşatılması ile Dâvûd -aleyhisselam-'a olan ikramı beyan edilmiştir.

• تكريم الله لنبيه سليمان عليه السلام بالنبوة والملك.
Allah'ın, kendisine mülk (hükümranlık) ve peygamberlik vererek Süleyman -aleyhisselam-'a olan ikramı beyan edilmiştir.

• اقتضاء النعم لشكر الله عليها.
Verilen nimetlerden dolayı Allah'a şükretmenin gerekliliği beyan edilmiştir.

• اختصاص الله بعلم الغيب، فلا أساس لما يُدَّعى من أن للجن أو غيرهم اطلاعًا على الغيب.
Gayb ilmini bilmenin Allah'a has olduğu, cinlerin ve diğerlerinin gayb bilgisine ulaştıklarını iddia eden kimselerin buna dair bir dayanaklarının ve esaslarının olmadığı beyan edilmiştir.

 
Firo maanaaji Aaya: (13) Simoore: Simoore Saba
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. - Tippudi firooji ɗii

Firo turkiiwo raɓɓiɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo, ummiriingo to hentorde facciro nde jaŋdeeli alquraan-yankooji

Uddude