Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. * - Tippudi firooji ɗii


Firo maanaaji Aaya: (18) Simoore: Simoore pellon
ٱلَّذِينَ يَسۡتَمِعُونَ ٱلۡقَوۡلَ فَيَتَّبِعُونَ أَحۡسَنَهُۥٓۚ أُوْلَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ هَدَىٰهُمُ ٱللَّهُۖ وَأُوْلَٰٓئِكَ هُمۡ أُوْلُواْ ٱلۡأَلۡبَٰبِ
Sözü dinleyip de sözün en güzel olanı ile kötü olanını birbirinden ayıran ve içinde bulundurduğu faydalardan dolayı en güzeline uyanlar var ya, işte onlar güzel özellikler ile vasıflanan ve Yüce Allah'ın hidayetine muvaffak olan kimselerdir. Aynı zamanda onlar aklıselim kimselerdir.
Faccirooji aarabeeji:
Ina jeyaa e nafoore aayeeje ɗee e ngol hello:
• إخلاص العبادة لله شرط في قبولها.
İbadeti ihlasla Allah için yapmak, kabul edilmesinin şartlarındandır.

• المعاصي من أسباب عذاب الله وغضبه.
Günahlar, Yüce Allah'ın azabının ve gazabının sebeplerindendir.

• هداية التوفيق إلى الإيمان بيد الله، وليست بيد الرسول صلى الله عليه وسلم.
İmana muvaffak kılma hidayeti Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in değil sadece Allah Teâlâ’nın elindedir.

 
Firo maanaaji Aaya: (18) Simoore: Simoore pellon
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. - Tippudi firooji ɗii

Firo turkiiwo raɓɓiɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo, ummiriingo to hentorde facciro nde jaŋdeeli alquraan-yankooji

Uddude