Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. * - Tippudi firooji ɗii


Firo maanaaji Aaya: (44) Simoore: Simoore rewɓe
أَلَمۡ تَرَ إِلَى ٱلَّذِينَ أُوتُواْ نَصِيبٗا مِّنَ ٱلۡكِتَٰبِ يَشۡتَرُونَ ٱلضَّلَٰلَةَ وَيُرِيدُونَ أَن تَضِلُّواْ ٱلسَّبِيلَ
Ey Peygamber! Allah’ın kendilerine Tevrat'la ilimden bir pay verdiği, hidayeti sapıklığa değiştiren Yahudilerin işini bilmiyor musun? Ey müminler! Onların doğru olmayan yoluna giresiniz diye, sizleri peygamberin getirdiği dosdoğru yoldan -saptırmaya çok gayretlidirler-.
Faccirooji aarabeeji:
Ina jeyaa e nafoore aayeeje ɗee e ngol hello:
• من كمال عدله تعالى وتمام رحمته أنه لا يظلم عباده شيئًا مهما كان قليلًا، ويتفضل عليهم بمضاعفة حسناتهم.
Kullarına az da olsa asla zulmetmemesi Allah Teâlâ'nın adaletinin kemalinden ve rahmetinin tam olmasındandır. Yaptıkları iyilikleri kat kat arttırarak onlara ihsanda bulunur.

• من شدة هول يوم القيامة وعظم ما ينتظر الكافر يتمنى أن يكون ترابًا.
Kıyamet gününün dehşetinin korkunçluğundan ve kâfirleri bekleyen azabın büyüklüğünden dolayı kâfirler toprak olmayı temenni edeceklerdir.

• الجنابة تمنع من الصلاة والبقاء في المسجد، ولا بأس من المرور به دون مُكْث فيه.
Cünüplük, namaz kılmaya ve camide kalmaya engeldir. Beklemeden mescidin içinden geçilmesinde ise bir sakınca yoktur.

• تيسير الله على عباده بمشروعية التيمم عند فقد الماء أو عدم القدرة على استعماله.
Suyun bulunmadığı veya kullanma imkânının olmadığı durumlarda Allah, teyemmüm yapmaya izin vererek, kullarına kolaylık sağlamıştır.

 
Firo maanaaji Aaya: (44) Simoore: Simoore rewɓe
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. - Tippudi firooji ɗii

Firo turkiiwo raɓɓiɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo, ummiriingo to hentorde facciro nde jaŋdeeli alquraan-yankooji

Uddude