Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. * - Tippudi firooji ɗii


Firo maanaaji Aaya: (99) Simoore: Simoore rewɓe
فَأُوْلَٰٓئِكَ عَسَى ٱللَّهُ أَن يَعۡفُوَ عَنۡهُمۡۚ وَكَانَ ٱللَّهُ عَفُوًّا غَفُورٗا
98-99- Yapılan haksızlığa ve eziyetlere karşı kendilerini savunacak güçleri bulunmayan, zayıf, özür sahibi erkek, kadın ve çocuklar bu tehdidin dışında kalırlar. Bu kişiler içinde bulundukları zorluktan kurtulmak için bir yol bulamayan kimselerdir. Umulur ki Allah, rahmeti ve lütfuyla onları affeder. Allah kullarını affeden, tövbe edenleri de bağışlayandır.
Faccirooji aarabeeji:
Ina jeyaa e nafoore aayeeje ɗee e ngol hello:
• فضل الجهاد في سبيل الله وعظم أجر المجاهدين، وأن الله وعدهم منازل عالية في الجنة لا يبلغها غيرهم.
Allah yolunda cihat etmenin fazileti ve mücahitlerin mükâfatının ne kadar büyük olduğu ifade edilmiştir. Allah onlara cennette başkalarının ulaşamayacağı kadar çok yüksek makamlar vadetmiştir.

• أصحاب الأعذار يسقط عنهم فرض الجهاد مع ما لهم من أجر إن حسنت نيتهم.
Mazeret sahibi kimselerden cihat farizası düşer ve iyi niyetlerinden dolayı kendilerine bol karşılık verilir.

• فضل الهجرة إلى بلاد الإسلام، ووجوبها على القادر إن كان يخشى على دينه في بلده.
İslam beldesine hicret etmenin fazileti, kendi beldesinde yaşadığı sürece dini hususunda endişe içinde olan kimsenin güç yetirebilmesi halinde hicret etmesinin farz oluşu.

• مشروعية قصر الصلاة في حال السفر.
Yolculuk esnasında namazları kısaltmanın meşru olması.

 
Firo maanaaji Aaya: (99) Simoore: Simoore rewɓe
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. - Tippudi firooji ɗii

Firo turkiiwo raɓɓiɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo, ummiriingo to hentorde facciro nde jaŋdeeli alquraan-yankooji

Uddude