Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. * - Tippudi firooji ɗii


Firo maanaaji Aaya: (7) Simoore: Simoore Al-jumaa
وَلَا يَتَمَنَّوۡنَهُۥٓ أَبَدَۢا بِمَا قَدَّمَتۡ أَيۡدِيهِمۡۚ وَٱللَّهُ عَلِيمُۢ بِٱلظَّٰلِمِينَ
Onlar, ölümü hiçbir zaman temenni etmezler. Aksine işledikleri küfür, günahlar, zulüm ve Tevrat'ı değiştirip tahrif etmeleri sebebiyle dünyada ebedî olarak kalmayı isterler. Yüce Allah, zalimleri en iyi bilendir. Onların amellerinden hiçbir şey O'na gizli kalmaz. O, yaptıklarına göre onlara karşılık verecektir.
Faccirooji aarabeeji:
Ina jeyaa e nafoore aayeeje ɗee e ngol hello:
• عظم منة النبي صلى الله عليه وسلم على البشرية عامة وعلى العرب خصوصًا، حيث كانوا في جاهلية وضياع.
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in genel olarak insanlığa ve özel olarak da Araplar'a olan büyük ihsanı ve iyiliği beyan edilmiştir ki, onlar cehalet ve zarar içindeydiler.

• الهداية فضل من الله وحده، تطلب منه وتستجلب بطاعته.
Hidayet, tek olan Allah'ın ihsanındandır. Hidayet ancak O'ndan istenir ve O'na taatte bulunup, itaat edilerek elde edilir.

• تكذيب دعوى اليهود أنهم أولياء الله؛ بتحدّيهم أن يتمنوا الموت إن كانوا صادقين في دعواهم لأن الولي يشتاق لحبيبه.
Yahudilerin Allah'ın dostları olduklarına dair iddiaları yalanlanmış ve eğer iddialarında doğru iseler onlardan ölümü temenni etmeleri istenerek kendilerine meydan okunmuştur. Çünkü seven kimse sevdiğine özlem duyar (ve ona kavuşmak ister).

 
Firo maanaaji Aaya: (7) Simoore: Simoore Al-jumaa
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. - Tippudi firooji ɗii

Firo turkiiwo raɓɓiɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo, ummiriingo to hentorde facciro nde jaŋdeeli alquraan-yankooji

Uddude