Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. * - Tippudi firooji ɗii


Firo maanaaji Simoore: Simoore horŋoore (Al-taarik)   Aaya:

Sûretu't-Târık

Ina jeyaa e payndaale simoore ndee:
بيان قدرة الله وإحاطته في خلق الإنسان وإعادته.
Allah'ın, insanın yaratılışına ve tekrar diriltilmesine olan kudreti ve kuşatması anlatılmıştır.

وَٱلسَّمَآءِ وَٱلطَّارِقِ
Yüce Allah, gökyüzüne ve gece doğan yıldıza yemin etmiştir.
Faccirooji aarabeeji:
وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا ٱلطَّارِقُ
-Ey Peygamber!- Bu büyük yıldızın durumunu sana ne öğretti?
Faccirooji aarabeeji:
ٱلنَّجۡمُ ٱلثَّاقِبُ
O, parıldayan ışığıyla gökyüzünü delen bir yıldızdır.
Faccirooji aarabeeji:
إِن كُلُّ نَفۡسٖ لَّمَّا عَلَيۡهَا حَافِظٞ
Allah Teâlâ, kıyamet günü hesap vermesi için her bir kişiye amellerini kaydeden bir melek görevlendirmiştir.
Faccirooji aarabeeji:
فَلۡيَنظُرِ ٱلۡإِنسَٰنُ مِمَّ خُلِقَ
Öyleyse insan, Allah’ın kudreti ve insanoğlunun acizliği ortaya çıksın diye Allah'ın onu neyden yarattığını bir düşünsün.
Faccirooji aarabeeji:
خُلِقَ مِن مَّآءٖ دَافِقٖ
Allah; onu, fışkırarak rahme akıtılan bir sudan yarattı.
Faccirooji aarabeeji:
يَخۡرُجُ مِنۢ بَيۡنِ ٱلصُّلۡبِ وَٱلتَّرَآئِبِ
Bu su, erkeğin omurilik kemiğiyle göğüs kemiklerinin arasından çıkar.
Faccirooji aarabeeji:
إِنَّهُۥ عَلَىٰ رَجۡعِهِۦ لَقَادِرٞ
Allah -Subhânehu ve Teâlâ- onu, bu hakir sudan yaratabiliyorsa, elbette ölümünün ardından hesaba çekmek için onu diri olarak yeniden yaratmaya da kadirdir.
Faccirooji aarabeeji:
يَوۡمَ تُبۡلَى ٱلسَّرَآئِرُ
O gün bütün sırlar sınanır, kalplerin gizlediği niyetler, inançlar ve bunların dışında diğer şeyler ortaya çıkarılır ve salih olanlar fasit olanlardan ayrılır.
Faccirooji aarabeeji:
فَمَا لَهُۥ مِن قُوَّةٖ وَلَا نَاصِرٖ
O gün, insanın Allah’ın azabından imtina edebileceği bir gücü ve kendisine yardım edebilecek hiçbir yardımcısı yoktur.
Faccirooji aarabeeji:
وَٱلسَّمَآءِ ذَاتِ ٱلرَّجۡعِ
Allah Teâlâ yağmurlu gökyüzüne yemin etmiştir. Çünkü yağmur, her seferinde o cihetten yağar.
Faccirooji aarabeeji:
وَٱلۡأَرۡضِ ذَاتِ ٱلصَّدۡعِ
Ve içinde bulunan bitki, ürün/meyve ve ağaçlardan ötürü yarılan toprağa yemin etmiştir.
Faccirooji aarabeeji:
إِنَّهُۥ لَقَوۡلٞ فَصۡلٞ
Şüphesiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’e indirilmiş olan bu Kur’an, hakkı batıldan ve doğruyu yanlışı birbirinden ayıran bir sözdür.
Faccirooji aarabeeji:
وَمَا هُوَ بِٱلۡهَزۡلِ
O, bir eğlence ve yalan değildir, bilakis bir ciddiyet ve gerçektir.
Faccirooji aarabeeji:
إِنَّهُمۡ يَكِيدُونَ كَيۡدٗا
Peygamberlerinin getirdiğini yalanlayanlar, onun davetine engel olmak ve ortadan kaldırmak için bir çok tuzaklar kuruyorlar.
Faccirooji aarabeeji:
وَأَكِيدُ كَيۡدٗا
Ve ben de, hak dinin ortaya çıkması ve batılın çürüyüp yok olması için bir tuzak kuruyorum.
Faccirooji aarabeeji:
فَمَهِّلِ ٱلۡكَٰفِرِينَ أَمۡهِلۡهُمۡ رُوَيۡدَۢا
-Ey Peygamber!- Bu kâfirlere mühlet ver ve onlara biraz zaman tanı! Onların azap görmesi ve helak olması için acele etme.
Faccirooji aarabeeji:
Ina jeyaa e nafoore aayeeje ɗee e ngol hello:
• تحفظ الملائكة الإنسان وأعماله خيرها وشرها ليحاسب عليها.
Melekler, insanları ve bunlardan hesaba çekilmek üzere hayırlı ve şerli amellerini kaydederler.

• ضعف كيد الكفار إذا قوبل بكيد الله سبحانه.
Kâfirin kurduğu tuzağın, Allah -Subhanehu ve Teâlâ-’nın tuzakları önünde zayıf olduğu ifade edilmiştir.

• خشية الله تبعث على الاتعاظ.
Allah korkusu, öğüt almaya yönlendirir.

 
Firo maanaaji Simoore: Simoore horŋoore (Al-taarik)
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. - Tippudi firooji ɗii

Firo turkiiwo raɓɓiɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo, ummiriingo to hentorde facciro nde jaŋdeeli alquraan-yankooji

Uddude