Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo - saabaan biritis * - Tippudi firooji ɗii

XML CSV Excel API
Please review the Terms and Policies

Firo maanaaji Simoore: Simoore Cuurki   Aaya:

Sûretu'd-Duhân

حمٓ
Hâ mîm.
Faccirooji aarabeeji:
وَٱلۡكِتَٰبِ ٱلۡمُبِينِ
Apaçık kitaba andolsun ki..
Faccirooji aarabeeji:
إِنَّآ أَنزَلۡنَٰهُ فِي لَيۡلَةٖ مُّبَٰرَكَةٍۚ إِنَّا كُنَّا مُنذِرِينَ
Biz onu, mübarek bir gecede indirdik. Biz, uyaranlarız.
Faccirooji aarabeeji:
فِيهَا يُفۡرَقُ كُلُّ أَمۡرٍ حَكِيمٍ
O gece, her hikmetli iş ayrılır.
Faccirooji aarabeeji:
أَمۡرٗا مِّنۡ عِندِنَآۚ إِنَّا كُنَّا مُرۡسِلِينَ
Tarafımızdan bir emir ile biz, (rasûller) gönderenleriz.
Faccirooji aarabeeji:
رَحۡمَةٗ مِّن رَّبِّكَۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡعَلِيمُ
Rabbinden bir rahmet olarak. Şüphesiz O, herşeyi işitendir, bilendir.
Faccirooji aarabeeji:
رَبِّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَآۖ إِن كُنتُم مُّوقِنِينَ
Göklerin, yerin ve arasındakilerin Rabbidir. Eğer gerçekten bilenler iseniz.
Faccirooji aarabeeji:
لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ يُحۡيِۦ وَيُمِيتُۖ رَبُّكُمۡ وَرَبُّ ءَابَآئِكُمُ ٱلۡأَوَّلِينَ
O’ndan başka (hak) ilah yoktur. Diriltir ve öldürür. Sizin de Rabbiniz, sizden önceki atalarınızın da Rabbidir.
Faccirooji aarabeeji:
بَلۡ هُمۡ فِي شَكّٖ يَلۡعَبُونَ
Fakat, onlar şüphe içinde oynayıp eğlenirler.
Faccirooji aarabeeji:
فَٱرۡتَقِبۡ يَوۡمَ تَأۡتِي ٱلسَّمَآءُ بِدُخَانٖ مُّبِينٖ
Göğün apaçık bir duman getireceği günü gözle!
Faccirooji aarabeeji:
يَغۡشَى ٱلنَّاسَۖ هَٰذَا عَذَابٌ أَلِيمٞ
İnsanları bürür. Bu, acı bir azaptır.
Faccirooji aarabeeji:
رَّبَّنَا ٱكۡشِفۡ عَنَّا ٱلۡعَذَابَ إِنَّا مُؤۡمِنُونَ
Rabbimiz! Azabı bizden kaldır, biz iman eden kimseleriz.
Faccirooji aarabeeji:
أَنَّىٰ لَهُمُ ٱلذِّكۡرَىٰ وَقَدۡ جَآءَهُمۡ رَسُولٞ مُّبِينٞ
Nerede onlarda öğüt almak? Kendilerine apaçık bir rasûl gelmişti.
Faccirooji aarabeeji:
ثُمَّ تَوَلَّوۡاْ عَنۡهُ وَقَالُواْ مُعَلَّمٞ مَّجۡنُونٌ
Sonra ondan yüz çevirmişler ve: Öğretilmiş bir mecnun/deli demişlerdi.
Faccirooji aarabeeji:
إِنَّا كَاشِفُواْ ٱلۡعَذَابِ قَلِيلًاۚ إِنَّكُمۡ عَآئِدُونَ
Biz, azabı biraz kaldırırız, siz de tekrar dönersiniz. @Ko feewtinaa
Biz, azabı biraz kaldırırız, siz de tekrar dönerseniz.
Faccirooji aarabeeji:
يَوۡمَ نَبۡطِشُ ٱلۡبَطۡشَةَ ٱلۡكُبۡرَىٰٓ إِنَّا مُنتَقِمُونَ
Büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, elbette intikam alacağız.
Faccirooji aarabeeji:
۞ وَلَقَدۡ فَتَنَّا قَبۡلَهُمۡ قَوۡمَ فِرۡعَوۡنَ وَجَآءَهُمۡ رَسُولٞ كَرِيمٌ
Onlardan önce Firavun kavmini de imtihan etmiştik. Onlara şerefli bir elçi gelmişti.
Faccirooji aarabeeji:
أَنۡ أَدُّوٓاْ إِلَيَّ عِبَادَ ٱللَّهِۖ إِنِّي لَكُمۡ رَسُولٌ أَمِينٞ
Allah’ın kullarını (İsrailoğulları'nı) bana bırakın/teslim edin. ben güvenilir bir peygamberim, demişti.
Faccirooji aarabeeji:
وَأَن لَّا تَعۡلُواْ عَلَى ٱللَّهِۖ إِنِّيٓ ءَاتِيكُم بِسُلۡطَٰنٖ مُّبِينٖ
Allah’a karşı üstünlük taslamayın. Ben size apaçık bir delil getiriyorum.
Faccirooji aarabeeji:
وَإِنِّي عُذۡتُ بِرَبِّي وَرَبِّكُمۡ أَن تَرۡجُمُونِ
Ve ben, beni taşlamanızdan sizin de Rabbiniz olan Rabbime sığındım.
Faccirooji aarabeeji:
وَإِن لَّمۡ تُؤۡمِنُواْ لِي فَٱعۡتَزِلُونِ
Eğer bana iman etmediyseniz, benden uzak durun.
Faccirooji aarabeeji:
فَدَعَا رَبَّهُۥٓ أَنَّ هَٰٓؤُلَآءِ قَوۡمٞ مُّجۡرِمُونَ
Musa: Bunlar, günahkâr bir toplumdur, diyerek Rabbine dua etmişti.
Faccirooji aarabeeji:
فَأَسۡرِ بِعِبَادِي لَيۡلًا إِنَّكُم مُّتَّبَعُونَ
Kullarımı geceleyin yola çıkar, siz takip olunacaksınız.
Faccirooji aarabeeji:
وَٱتۡرُكِ ٱلۡبَحۡرَ رَهۡوًاۖ إِنَّهُمۡ جُندٞ مُّغۡرَقُونَ
Denizi açık olarak bırak! Şüphesiz onlar, suda boğulacak bir ordudur.
Faccirooji aarabeeji:
كَمۡ تَرَكُواْ مِن جَنَّٰتٖ وَعُيُونٖ
Onlar nice bahçeleri ve pınarları terkettiler.
Faccirooji aarabeeji:
وَزُرُوعٖ وَمَقَامٖ كَرِيمٖ
Ekinleri güzel konakları...
Faccirooji aarabeeji:
وَنَعۡمَةٖ كَانُواْ فِيهَا فَٰكِهِينَ
İçinde eğlenip durdukları nimetleri...
Faccirooji aarabeeji:
كَذَٰلِكَۖ وَأَوۡرَثۡنَٰهَا قَوۡمًا ءَاخَرِينَ
İşte böyle... Onu bir başka topluma miras bıraktık.
Faccirooji aarabeeji:
فَمَا بَكَتۡ عَلَيۡهِمُ ٱلسَّمَآءُ وَٱلۡأَرۡضُ وَمَا كَانُواْ مُنظَرِينَ
Onlara ne gök ağladı, ne de yer! Hiç bekletilmediler.
Faccirooji aarabeeji:
وَلَقَدۡ نَجَّيۡنَا بَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ مِنَ ٱلۡعَذَابِ ٱلۡمُهِينِ
İsrailoğulları'nı da alçaltıcı azaptan kurtarmıştık.
Faccirooji aarabeeji:
مِن فِرۡعَوۡنَۚ إِنَّهُۥ كَانَ عَالِيٗا مِّنَ ٱلۡمُسۡرِفِينَ
Firavundan... Çünkü o, haddi ululuk taslayan bir kimse idi.
Faccirooji aarabeeji:
وَلَقَدِ ٱخۡتَرۡنَٰهُمۡ عَلَىٰ عِلۡمٍ عَلَى ٱلۡعَٰلَمِينَ
Onları bir ilim üzere alemler karşı seçkin kıldık.
Faccirooji aarabeeji:
وَءَاتَيۡنَٰهُم مِّنَ ٱلۡأٓيَٰتِ مَا فِيهِ بَلَٰٓؤٞاْ مُّبِينٌ
Onlara, içlerinde apaçık imtihanlar olan ayetler verdik.
Faccirooji aarabeeji:
إِنَّ هَٰٓؤُلَآءِ لَيَقُولُونَ
Bunlar ise diyorlar ki:
Faccirooji aarabeeji:
إِنۡ هِيَ إِلَّا مَوۡتَتُنَا ٱلۡأُولَىٰ وَمَا نَحۡنُ بِمُنشَرِينَ
Bir defa öldükten sonra başka bir şey yoktur. Biz, yeniden diriltilecek de değiliz.
Faccirooji aarabeeji:
فَأۡتُواْ بِـَٔابَآئِنَآ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ
Doğru söyleyenler iseniz, haydi babalarımızı getirin.
Faccirooji aarabeeji:
أَهُمۡ خَيۡرٌ أَمۡ قَوۡمُ تُبَّعٖ وَٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡ أَهۡلَكۡنَٰهُمۡۚ إِنَّهُمۡ كَانُواْ مُجۡرِمِينَ
Onlar mı hayırlı; yoksa Tubba halkı ve onlardan öncekiler mi? Biz, onları helak ettik. Çünkü suçlu idiler.
Faccirooji aarabeeji:
وَمَا خَلَقۡنَا ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ وَمَا بَيۡنَهُمَا لَٰعِبِينَ
Biz gökleri, yeri ve arasındakileri oyuncular olarak yaratmadık.
Faccirooji aarabeeji:
مَا خَلَقۡنَٰهُمَآ إِلَّا بِٱلۡحَقِّ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَهُمۡ لَا يَعۡلَمُونَ
Onları ancak hak ile yarattık. Fakat, onların çoğu bilmez.
Faccirooji aarabeeji:
إِنَّ يَوۡمَ ٱلۡفَصۡلِ مِيقَٰتُهُمۡ أَجۡمَعِينَ
Hüküm günü, onların hepsine söz verilen vakittir.
Faccirooji aarabeeji:
يَوۡمَ لَا يُغۡنِي مَوۡلًى عَن مَّوۡلٗى شَيۡـٔٗا وَلَا هُمۡ يُنصَرُونَ
O gün, dostun dosta hiçbir şekilde faydası olmaz. Onlara yardım da olunmaz.
Faccirooji aarabeeji:
إِلَّا مَن رَّحِمَ ٱللَّهُۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ
Allah’ın merhamet ettikleri dışında. Çünkü O, çok güçlüdür, çok merhametlidir.
Faccirooji aarabeeji:
إِنَّ شَجَرَتَ ٱلزَّقُّومِ
Zakkum ağacı...
Faccirooji aarabeeji:
طَعَامُ ٱلۡأَثِيمِ
Günahkârın yemeğidir.
Faccirooji aarabeeji:
كَٱلۡمُهۡلِ يَغۡلِي فِي ٱلۡبُطُونِ
Maden eriyiği gibi karınlarda kaynar durur.
Faccirooji aarabeeji:
كَغَلۡيِ ٱلۡحَمِيمِ
Kaynar suyun kaynadığı gibi...
Faccirooji aarabeeji:
خُذُوهُ فَٱعۡتِلُوهُ إِلَىٰ سَوَآءِ ٱلۡجَحِيمِ
Onu şiddetle tutun, Cehennem'in ortasına atın.
Faccirooji aarabeeji:
ثُمَّ صُبُّواْ فَوۡقَ رَأۡسِهِۦ مِنۡ عَذَابِ ٱلۡحَمِيمِ
Sonra kaynar su azabından başından aşağı boşaltın.
Faccirooji aarabeeji:
ذُقۡ إِنَّكَ أَنتَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡكَرِيمُ
Tat bunu! Hani sen güçlü ve şerefliydin.
Faccirooji aarabeeji:
إِنَّ هَٰذَا مَا كُنتُم بِهِۦ تَمۡتَرُونَ
İşte bu sizin hakkında şüphe ettiğiniz şeydir.
Faccirooji aarabeeji:
إِنَّ ٱلۡمُتَّقِينَ فِي مَقَامٍ أَمِينٖ
Takva sahipleri ise, onlar güvenli bir makamdadırlar.
Faccirooji aarabeeji:
فِي جَنَّٰتٖ وَعُيُونٖ
Cennet'lerde ve pınarlarda...
Faccirooji aarabeeji:
يَلۡبَسُونَ مِن سُندُسٖ وَإِسۡتَبۡرَقٖ مُّتَقَٰبِلِينَ
Halis ipek ve parlak atlastan elbiseler giyerek, karşılıklı otururlar.
Faccirooji aarabeeji:
كَذَٰلِكَ وَزَوَّجۡنَٰهُم بِحُورٍ عِينٖ
İşte böyle! Onları iri gözlü hurilerle evlendirmişizdir.
Faccirooji aarabeeji:
يَدۡعُونَ فِيهَا بِكُلِّ فَٰكِهَةٍ ءَامِنِينَ
Orada güven içinde her meyveyi isterler. @Ko feewtinaa
Orada güven içinde olarak her meyveyi isterler.
Faccirooji aarabeeji:
لَا يَذُوقُونَ فِيهَا ٱلۡمَوۡتَ إِلَّا ٱلۡمَوۡتَةَ ٱلۡأُولَىٰۖ وَوَقَىٰهُمۡ عَذَابَ ٱلۡجَحِيمِ
İlk ölümden başka bir ölüm tatmazlar. Onlar cehennem azabından korunmuştur.
Faccirooji aarabeeji:
فَضۡلٗا مِّن رَّبِّكَۚ ذَٰلِكَ هُوَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ
Rabbinden bir lütuf olarak. İşte büyük kurtuluş budur.
Faccirooji aarabeeji:
فَإِنَّمَا يَسَّرۡنَٰهُ بِلِسَانِكَ لَعَلَّهُمۡ يَتَذَكَّرُونَ
Öğüt alsınlar diye onu senin dilin ile kolaylaştırdık.
Faccirooji aarabeeji:
فَٱرۡتَقِبۡ إِنَّهُم مُّرۡتَقِبُونَ
O halde bekle! Zaten onlar da bekliyorlar.
Faccirooji aarabeeji:
 
Firo maanaaji Simoore: Simoore Cuurki
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo - saabaan biritis - Tippudi firooji ɗii

Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo fayde e ɗemngal tirki, firi ɗum ko Saabaan Bartis. Ngo feewnitaama e njiimaandi hentorde kanngameeji, ina newnaa ƴellitaade e firo asliiwo ngoo ngam hollitde yiyannde e horde e ƴellito duumiingo.

Uddude