Check out the new design

クルアーンの対訳 - クルアーン簡潔注釈(トルコ語対訳) * - 対訳の目次


対訳 章: 高壁章   節:
إِنَّ وَلِـِّۧيَ ٱللَّهُ ٱلَّذِي نَزَّلَ ٱلۡكِتَٰبَۖ وَهُوَ يَتَوَلَّى ٱلصَّٰلِحِينَ
Şüphesiz ki, Allah beni destekleyendir, bana yardım edendir ve O, beni koruyandır. O'ndan başka bir kimseden bir beklentim/ümidim de yoktur. Putlarınızın hiçbir şeyinden de korkmuyorum. İnsanlara hidayet olan Kur'an'ı bana indiren O'dur. O, salih olan kullarını dost edinmiştir. Onları korur ve onlara yardım eder.
アラビア語 クルアーン注釈:
وَٱلَّذِينَ تَدۡعُونَ مِن دُونِهِۦ لَا يَسۡتَطِيعُونَ نَصۡرَكُمۡ وَلَآ أَنفُسَهُمۡ يَنصُرُونَ
Ey Müşrikler! Allah'ı bırakıp da dua/ibadet ettiğiniz bu putlar, ne size yardım etmeye ve ne de kendi nefislerine yardım etmeye güçleri vardır. Onlar acizdir. Nasıl Allah'ı bırakıp onlara dua/ibadet ediyorsunuz?
アラビア語 クルアーン注釈:
وَإِن تَدۡعُوهُمۡ إِلَى ٱلۡهُدَىٰ لَا يَسۡمَعُواْۖ وَتَرَىٰهُمۡ يَنظُرُونَ إِلَيۡكَ وَهُمۡ لَا يُبۡصِرُونَ
Ey Müşrikler! Eğer Allah'tan başka ibadet etmiş olduğunuz putlarınızı hidayete davet etseniz, onlar sizi duymazlar. Onlar cansız gözleri ile karşınızda öylece dururlar. Müşrikler insan ve hayvan şeklinde putlar yaparlardı. Bu putlarda el, ayak ve gözler olurdu. Fakat onlar hayatı ve hareketi olmayan birer cansız varlıklardır.
アラビア語 クルアーン注釈:
خُذِ ٱلۡعَفۡوَ وَأۡمُرۡ بِٱلۡعُرۡفِ وَأَعۡرِضۡ عَنِ ٱلۡجَٰهِلِينَ
Ey Resul! İnsanların gönül rızası ile kolaylarına gelerek verdikleri mal ve sundukları güzel ahlakı onlardan kabul et. Mizaçlarının katlanamayacağı şeylerle onları sorumlu tutma. Çünkü bu onların hoşuna gitmez. Onlara hep güzel söz ve güzel fiili emret ve cahil olanlardan yüz çevir. Cahillikleri sebebiyle onlara karşılık verme. Onlardan kim sana eziyet ederse, sen ona eziyet etme. Onlardan kim seni mahrum bırakırsa, sen onu mahrum bırakma.
アラビア語 クルアーン注釈:
وَإِمَّا يَنزَغَنَّكَ مِنَ ٱلشَّيۡطَٰنِ نَزۡغٞ فَٱسۡتَعِذۡ بِٱللَّهِۚ إِنَّهُۥ سَمِيعٌ عَلِيمٌ
Ey Resul! Eğer şeytanın sana bir vesvese verdiğini hissedersen veya hayır işlerinden seni alıkoyar yahut yavaşlatırsa, hemen Yüce Allah'a sığın ve tutun. Çünkü O, kuşkusuz söylediklerini işitir, O'na sığındığını bilir ve seni şeytandan koruyup, himaye eder.
アラビア語 クルアーン注釈:
إِنَّ ٱلَّذِينَ ٱتَّقَوۡاْ إِذَا مَسَّهُمۡ طَٰٓئِفٞ مِّنَ ٱلشَّيۡطَٰنِ تَذَكَّرُواْ فَإِذَا هُم مُّبۡصِرُونَ
Şüphesiz Allah'ın emirlerine uyarak yasaklarından sakınan takvalı kimselere şeytandan bir vesvese isabet eder de günah işlerlerse, Allah'ın yüceliğini, asilere olan cezasını ve itaat edenlere de sevabını hatırlarlar, günahlarından tövbe ederler ve Rablerine dönerler. Bir de bakarsın hak üzere dosdoğru olurlar. İçinde bulundukları günahtan uyanıp onu terk ederler.
アラビア語 クルアーン注釈:
وَإِخۡوَٰنُهُمۡ يَمُدُّونَهُمۡ فِي ٱلۡغَيِّ ثُمَّ لَا يُقۡصِرُونَ
Şeytanlar dalalet üzerinde kalmaları için kâfir ve facirlerden olan kardeşlerine, peş peşe günahlar işletirler. Ne Şeytanlar saptırmaktan, yoldan çıkarmaktan geri durur, ne de insanoğlundaki facirler onlara boyun eğmekten ve kötülükler işlemekten geri kalırlar.
アラビア語 クルアーン注釈:
وَإِذَا لَمۡ تَأۡتِهِم بِـَٔايَةٖ قَالُواْ لَوۡلَا ٱجۡتَبَيۡتَهَاۚ قُلۡ إِنَّمَآ أَتَّبِعُ مَا يُوحَىٰٓ إِلَيَّ مِن رَّبِّيۚ هَٰذَا بَصَآئِرُ مِن رَّبِّكُمۡ وَهُدٗى وَرَحۡمَةٞ لِّقَوۡمٖ يُؤۡمِنُونَ
Ey Resul! Onlara bir mucize getirdiğin zaman ondan yüz çevirip seni yalanladılar. Onlara bir mucize getirmediğin zaman ise: "Kendinden icat edip uyduramaz mıydın?" derler. Ey Resul! Onlara de ki: "Ben kendi nefsimden bir mucize getirmeye yetkili değilim. Ben ancak Yüce Allah'tan bana vahyolunana uyarım. Size okumuş olduğum bu Kur'an, sizi yaratan ve bütün işlerinizi idare eden Yüce Allah tarafından gönderilmiş bir delil ve hüccettir. Mümin kulları için de bir rahmet ve yol göstericidir. Müminlerin dışındakiler ise sapık ve bedbahttırlar.
アラビア語 クルアーン注釈:
وَإِذَا قُرِئَ ٱلۡقُرۡءَانُ فَٱسۡتَمِعُواْ لَهُۥ وَأَنصِتُواْ لَعَلَّكُمۡ تُرۡحَمُونَ
Kur'an okunduğu zaman onu dinleyiniz, konuşmayınız ve başka bir şeyle meşgul olmayınız. Umulur ki Yüce Allah, size merhamet eder.
アラビア語 クルアーン注釈:
وَٱذۡكُر رَّبَّكَ فِي نَفۡسِكَ تَضَرُّعٗا وَخِيفَةٗ وَدُونَ ٱلۡجَهۡرِ مِنَ ٱلۡقَوۡلِ بِٱلۡغُدُوِّ وَٱلۡأٓصَالِ وَلَا تَكُن مِّنَ ٱلۡغَٰفِلِينَ
Ey Resul! Rabbin olan Allah'ı boyun eğerek, tevazu ve korku içinde zikret. Günün ilk vaktinde ve sonunda bu iki vaktin faziletini elde etmek için dua ederken ne sesini yükselt, ne de alçalt. Allah Teâlâ'yı zikretmekten gafil olma.
アラビア語 クルアーン注釈:
إِنَّ ٱلَّذِينَ عِندَ رَبِّكَ لَا يَسۡتَكۡبِرُونَ عَنۡ عِبَادَتِهِۦ وَيُسَبِّحُونَهُۥ وَلَهُۥ يَسۡجُدُونَۤ۩
Ey Resul! Rabbin katındaki melekler her noksanlıktan münezzeh olan Yüce Allah'a ibadet etmede büyüklenmezler. Bilakis itaat eder, gevşeklik göstermeden ve ihmal etmeden sürekli ibadete yönelirler. Onlar, Yüce Allah'ı layık olmayan şeylerden gece gündüz tenzih eder ve yalnızca O'na secde ederler.
アラビア語 クルアーン注釈:
本諸節の功徳:
• في الآيات بشارة للمسلمين المستقيمين على صراط نبيهم صلى الله عليه وسلم بأن ينصرهم الله كما نصر نبيه وأولياءه.
Aklı başında olan kimseye düşen, yalnızca Allah Teâlâ'ya ibadet etmesidir. Çünkü Yüce Allah; insana dini yararları elde etmesi için dinî ilimleri içeren kitaplar indirmiştir. Ayrıca dünyada salih kullarını dost edinip, koruyarak onlara yardım eder. Böylece onlar dünya menfaatlerini elde ederler ve düşmanlık edenlerin düşmanlığı kendilerine zarar vermez.

• في الآيات جماع الأخلاق، فعلى العبد أن يعفو عمن ظلمه، ويعطي من حرمه، ويصل من قطعه.
Ayetlerde, istikamet üzere Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in dosdoğru yolunda yürüyen Müslümanlara, Yüce Allah'ın peygamberine ve velilerine yardım ettiği gibi onlara da yardım edeceğine dair müjde vardır.

• على العبد إذا مَسَّه سوء من الشيطان - فأذنب بفعل محرم، أو ترك واجب - أن يستغفر الله تعالى، ويستدرك ما فرط منه بالتوبة النصوح والحسنات الماحية.
Ayetlerde tüm güzel ahlak özellikleri mevcuttur. Kulun üzerine düşen; kendisine zulmedeni affetmesi, kendisine vermeyene vermesi ve kendisi ile ilişkiyi kesen ile bağını devam ettirmesidir.

• الواجب على العاقل عبادة الله تعالى؛ لأنه هو الذي يحقق له منافع الدين بإنزال الكتاب المشتمل على العلوم العظيمة في الدّين، ومنافع الدنيا بتولّي الصالحين من عباده وحفظه لهم ونصرته إياهم، فلا تضرهم عداوة من عاداهم.
Haram fiil işlemesi veya bir farzı terk etmesi hususunda Şeytan'dan bir kötülük dokunduğunda kulun üzerine düşen Allah Teâlâ'ya istiğfar ederek, nasuh/samimi bir tevbe etmek ve günahlara kefaret olan iyilikler yapmaktır.

 
対訳 章: 高壁章
章名の目次 ページ番号
 
クルアーンの対訳 - クルアーン簡潔注釈(トルコ語対訳) - 対訳の目次

- Tafsir Center for Quranic Studies - 発行

閉じる