対訳 章 復活章 - トルコ語対訳 - Dr. Ali Ozk - ページ番号 577 - クルアーン百科事典

Sûretu'l-Kıyâmeh

節: 1

لَآ أُقۡسِمُ بِيَوۡمِ ٱلۡقِيَٰمَةِ

Kıyamet gününe yemin ederim.

節: 2

وَلَآ أُقۡسِمُ بِٱلنَّفۡسِ ٱللَّوَّامَةِ

Kendini kınayan (pişmanlık duyan) nefse yemin ederim (diriltilip hesaba çekileceksiniz).

節: 3

أَيَحۡسَبُ ٱلۡإِنسَٰنُ أَلَّن نَّجۡمَعَ عِظَامَهُۥ

İnsan, kendisinin kemiklerini biraraya toplayamayacağımızı mı sanır?

節: 4

بَلَىٰ قَٰدِرِينَ عَلَىٰٓ أَن نُّسَوِّيَ بَنَانَهُۥ

Evet, bizim, onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter.

節: 5

بَلۡ يُرِيدُ ٱلۡإِنسَٰنُ لِيَفۡجُرَ أَمَامَهُۥ

Fakat insan önündekini (kıyameti) yalanlamak ister.

節: 6

يَسۡـَٔلُ أَيَّانَ يَوۡمُ ٱلۡقِيَٰمَةِ

«Kıyamet günü ne zamanmış?» diye sorar.

節: 7

فَإِذَا بَرِقَ ٱلۡبَصَرُ

İşte, göz kamaştığı,

節: 8

وَخَسَفَ ٱلۡقَمَرُ

ay tutulduğu,

節: 9

وَجُمِعَ ٱلشَّمۡسُ وَٱلۡقَمَرُ

güneşle ay biraraya getirildiği zaman!

節: 10

يَقُولُ ٱلۡإِنسَٰنُ يَوۡمَئِذٍ أَيۡنَ ٱلۡمَفَرُّ

O gün insan, «Kaçacak yer neresi!» diyecektir.

節: 11

كَلَّا لَا وَزَرَ

Hayır, hayır! (Kaçıp) sığınacak yer yoktur!

節: 12

إِلَىٰ رَبِّكَ يَوۡمَئِذٍ ٱلۡمُسۡتَقَرُّ

O gün varıp durulacak yer, sadece Rabbinin huzurudur.

節: 13

يُنَبَّؤُاْ ٱلۡإِنسَٰنُ يَوۡمَئِذِۭ بِمَا قَدَّمَ وَأَخَّرَ

O gün insana, ileri götürdüğü ve geri bıraktığı ne varsa bildirilir.

節: 14

بَلِ ٱلۡإِنسَٰنُ عَلَىٰ نَفۡسِهِۦ بَصِيرَةٞ

Artık insan, kendi kendinin şahididir.

節: 15

وَلَوۡ أَلۡقَىٰ مَعَاذِيرَهُۥ

İsterse özürlerini sayıp döksün.

節: 16

لَا تُحَرِّكۡ بِهِۦ لِسَانَكَ لِتَعۡجَلَ بِهِۦٓ

(Rasûlüm!) onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma.

節: 17

إِنَّ عَلَيۡنَا جَمۡعَهُۥ وَقُرۡءَانَهُۥ

Şüphesiz onu, toplamak (senin kalbine yerleştirmek) ve onu okutmak bize aittir.

節: 18

فَإِذَا قَرَأۡنَٰهُ فَٱتَّبِعۡ قُرۡءَانَهُۥ

O halde, biz onu okuduğumuz zaman, sen onun okunuşunu takip et.

節: 19

ثُمَّ إِنَّ عَلَيۡنَا بَيَانَهُۥ

Sonra şüphen olmasın ki, onu açıklamak da bize aittir.