Check out the new design

ការបកប្រែអត្ថន័យគួរអាន - ការអធិប្បាយសង្ខេបអំពីគម្ពីគួរអានជាភាសាទួរគី * - សន្ទស្សន៍នៃការបកប្រែ


ការបកប្រែអត្ថន័យ ជំពូក​: អាល់ហ្វូរកន   អាយ៉ាត់:
أَمۡ تَحۡسَبُ أَنَّ أَكۡثَرَهُمۡ يَسۡمَعُونَ أَوۡ يَعۡقِلُونَۚ إِنۡ هُمۡ إِلَّا كَٱلۡأَنۡعَٰمِ بَلۡ هُمۡ أَضَلُّ سَبِيلًا
-Ey Resul!- Yüce Allah'ın tevhidine ve O'na itaat etmeye davet ettiğin birçok kimsenin, seni kabul etmek için dinlediklerini ve sunulan delilleri gerçekten anlayıp, akıl ettiklerini mi sanıyorsun? Onlar; dinleyip, işitme, akıl etme ve anlama bakımından hayvanlar gibidirler. Hatta gittikleri yol itibariyle onlardan daha da sapıktırlar.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
أَلَمۡ تَرَ إِلَىٰ رَبِّكَ كَيۡفَ مَدَّ ٱلظِّلَّ وَلَوۡ شَآءَ لَجَعَلَهُۥ سَاكِنٗا ثُمَّ جَعَلۡنَا ٱلشَّمۡسَ عَلَيۡهِ دَلِيلٗا
-Ey Resul!- Yeryüzünde gölgeyi yayıp, uzattığı vakit Yüce Allah'ın yarattıklarının izlerini görmez misin? Eğer dileseydi, onu hareketsiz olarak sabit kılardı. Sonra biz uzayıp kısalmasıyla Güneş'i ona delil kıldık.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
ثُمَّ قَبَضۡنَٰهُ إِلَيۡنَا قَبۡضٗا يَسِيرٗا
Sonra, gölgeyi Güneş'in yükselmesine göre kademe kademe yavaş yavaş kendimize doğru çektik.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَهُوَ ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُمُ ٱلَّيۡلَ لِبَاسٗا وَٱلنَّوۡمَ سُبَاتٗا وَجَعَلَ ٱلنَّهَارَ نُشُورٗا
Geceyi sizi ve her şeyi örten elbise haline dönüştüren Yüce Allah'tır. Uykuyu işlerinizin yorgunluğundan dinlendiğiniz istirahat vaktine dönüştüren O'dur. Gündüzü de dağılıp işlerinizde çalışma zamanı yapan O'dur.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَهُوَ ٱلَّذِيٓ أَرۡسَلَ ٱلرِّيَٰحَ بُشۡرَۢا بَيۡنَ يَدَيۡ رَحۡمَتِهِۦۚ وَأَنزَلۡنَا مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءٗ طَهُورٗا
Rüzgârları kullarına olan rahmeti sebebiyle yağmurun yağmasının müjdecisi olarak gönderen O'dur. Biz gökten tertemiz ve kendisi ile temizlendikleri yağmur suyunu indirdik.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
لِّنُحۡـِۧيَ بِهِۦ بَلۡدَةٗ مَّيۡتٗا وَنُسۡقِيَهُۥ مِمَّا خَلَقۡنَآ أَنۡعَٰمٗا وَأَنَاسِيَّ كَثِيرٗا
Nitekim gökten yağan o suyla kuru bir araziye can verir, çeşitli bitkileri çimlendirip filizlendirir, o yerde çeşitli yeşillikleri yayar ve o suyla yarattığımız birçok hayvan ve insanı sularız.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَلَقَدۡ صَرَّفۡنَٰهُ بَيۡنَهُمۡ لِيَذَّكَّرُواْ فَأَبَىٰٓ أَكۡثَرُ ٱلنَّاسِ إِلَّا كُفُورٗا
Biz Kur'an'da delilleri ve kesin kanıtları ibret almaları için çeşitli şekillerde açıkladık. Buna rağmen insanların çoğu hakkı inkâr etmekten ve ona nankörlük etmekten vazgeçmezler.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَلَوۡ شِئۡنَا لَبَعَثۡنَا فِي كُلِّ قَرۡيَةٖ نَّذِيرٗا
Eğer dileseydik, Allah'ın azabından sakındırıp, korkutmak için her kasabaya bir resul gönderirdik. Ama biz bunu böyle dilemedik. Bilakis, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'i bütün insanlara resul olarak gönderdik.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
فَلَا تُطِعِ ٱلۡكَٰفِرِينَ وَجَٰهِدۡهُم بِهِۦ جِهَادٗا كَبِيرٗا
İsteklerine ses çıkarmayıp, sunmuş oldukları şeylere onay vererek sakın kâfirlere itaat edeyim deme. Sana verdikleri eziyete sabrederek ve onları Yüce Allah'a davet ederken karşı karşıya kaldığın zorluklara tahammül ederek indirilen bu Kur'an ile onlarla büyük bir mücadelede bulun.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
۞ وَهُوَ ٱلَّذِي مَرَجَ ٱلۡبَحۡرَيۡنِ هَٰذَا عَذۡبٞ فُرَاتٞ وَهَٰذَا مِلۡحٌ أُجَاجٞ وَجَعَلَ بَيۡنَهُمَا بَرۡزَخٗا وَحِجۡرٗا مَّحۡجُورٗا
İki denizin suyunu birbirine katan Allah -Subhanehu ve Teâlâ-'dır. O tatlı olanı tuzlu olan ile birbirine katmış, aralarına da örtücü bir set koymuştur. Böylece bu iki su birbiri içine karışmamıştır.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَهُوَ ٱلَّذِي خَلَقَ مِنَ ٱلۡمَآءِ بَشَرٗا فَجَعَلَهُۥ نَسَبٗا وَصِهۡرٗاۗ وَكَانَ رَبُّكَ قَدِيرٗا
Erkek ve kadının suyundan (menisinden) bir beşer yaratan O'dur. Beşeri yaratan O yaratıcı nesep ve sıhriyet (kan ve evlilik bağından doğan) akrabalığını da yarattı. -Ey Resul!- Rabbin her şeye kadirdir. Hiçbir şey O'nu aciz bırakamaz. Erkeğin ve kadının menisinden insanı yaratması da O'nun kudretindendir.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَيَعۡبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ مَا لَا يَنفَعُهُمۡ وَلَا يَضُرُّهُمۡۗ وَكَانَ ٱلۡكَافِرُ عَلَىٰ رَبِّهِۦ ظَهِيرٗا
Kâfirler, itaat ettiklerinde kendilerine faydası olmayan ve onlara karşı geldiklerinde kendilerine zararı da dokunmayan Yüce Allah'tan başka putlara ibadet ederler. Kâfir, her noksanlıktan münezzeh olan Allah -Subhanehu ve Teâlâ-'yı öfkelendiren şeytana tabidir.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
ក្នុង​ចំណោម​អត្ថប្រយោជន៍​នៃអាយ៉ាត់ទាំងនេះក្នុងទំព័រនេះ:
• انحطاط الكافر إلى مستوى دون مستوى الحيوان بسبب كفره بالله.
Kâfirler, Allah'a küfürleri sebebi ile hayvanlardan daha aşağı derecededirler.

• ظاهرة الظل آية من آيات الله الدالة على قدرته.
Gölge, Yüce Allah'ın kudretine işaret eden büyük bir mucizedir.

• تنويع الحجج والبراهين أسلوب تربوي ناجح.
Delil ve kesin kanıtları çeşitlendirmek başarılı bir eğitim metodudur.

• الدعوة بالقرآن من صور الجهاد في سبيل الله.
Allah yolunda cihat etmenin çeşitlerinden birisi de Kur'an ile davet etmektir.

 
ការបកប្រែអត្ថន័យ ជំពូក​: អាល់ហ្វូរកន
សន្ទស្សន៍នៃជំពូក លេខ​ទំព័រ
 
ការបកប្រែអត្ថន័យគួរអាន - ការអធិប្បាយសង្ខេបអំពីគម្ពីគួរអានជាភាសាទួរគី - សន្ទស្សន៍នៃការបកប្រែ

ត្រូវបានចេញដោយមជ្ឈមណ្ឌល តាហ្វសៀរនៃការសិក្សាគម្ពីគួរអាន

បិទ