ការបកប្រែអត្ថន័យគួរអាន - ការបកប្រែជាភាសាទួរគី - សាក់ប៉ាន ព្រីស្ហ * - សន្ទស្សន៍នៃការបកប្រែ

XML CSV Excel API
Please review the Terms and Policies

ការបកប្រែអត្ថន័យ ជំពូក​: សូរ៉ោះអាស់ហ្សារីយ៉ាត   អាយ៉ាត់:

Sûretu'z-Zâriyât

وَٱلذَّٰرِيَٰتِ ذَرۡوٗا
Savurup tozutan rüzgarlara andolsun!
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
فَٱلۡحَٰمِلَٰتِ وِقۡرٗا
Ağır yük taşıyan (bulut)lara...
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
فَٱلۡجَٰرِيَٰتِ يُسۡرٗا
Kolayca akıp giden (gemi)lere...
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
فَٱلۡمُقَسِّمَٰتِ أَمۡرًا
İşleri taksim edenlere (Meleklere)...
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَصَادِقٞ
Size vadedilen elbette doğrudur.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَإِنَّ ٱلدِّينَ لَوَٰقِعٞ
Ceza günü kuşkusuz vuku bulacaktır.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَٱلسَّمَآءِ ذَاتِ ٱلۡحُبُكِ
Güzel yolları olan göğe andolsun.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
إِنَّكُمۡ لَفِي قَوۡلٖ مُّخۡتَلِفٖ
Ki siz çelişkili bir sözler içindesiniz.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
يُؤۡفَكُ عَنۡهُ مَنۡ أُفِكَ
Ondan çevrilen çevrilir.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
قُتِلَ ٱلۡخَرَّٰصُونَ
Kahrolsun yalancılar!
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
ٱلَّذِينَ هُمۡ فِي غَمۡرَةٖ سَاهُونَ
Ki onlar, koyu bir cehalet içerisinde kalmış gafillerdir.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
يَسۡـَٔلُونَ أَيَّانَ يَوۡمُ ٱلدِّينِ
Ceza günü ne zaman diye sorarlar?
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
يَوۡمَ هُمۡ عَلَى ٱلنَّارِ يُفۡتَنُونَ
O gün, onların ateşte yakılarak azap görecekleri gündür.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
ذُوقُواْ فِتۡنَتَكُمۡ هَٰذَا ٱلَّذِي كُنتُم بِهِۦ تَسۡتَعۡجِلُونَ
Tadın azabınızı. Bu acele gelmesini istediğiniz şeydir.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
إِنَّ ٱلۡمُتَّقِينَ فِي جَنَّٰتٖ وَعُيُونٍ
Muttakiler, Cennetlerde ve pınarlardadır.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
ءَاخِذِينَ مَآ ءَاتَىٰهُمۡ رَبُّهُمۡۚ إِنَّهُمۡ كَانُواْ قَبۡلَ ذَٰلِكَ مُحۡسِنِينَ
Rablerinin kendilerine verdiklerini almışlardır. Çünkü onlar bundan önce iyi kimseler idiler.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
كَانُواْ قَلِيلٗا مِّنَ ٱلَّيۡلِ مَا يَهۡجَعُونَ
Geceleri az uyuyorlardı.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَبِٱلۡأَسۡحَارِ هُمۡ يَسۡتَغۡفِرُونَ
Seherleri de onlar mağfiret diliyorlardı.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَفِيٓ أَمۡوَٰلِهِمۡ حَقّٞ لِّلسَّآئِلِ وَٱلۡمَحۡرُومِ
Onların mallarında isteyenler ve ihtiyaç sahipleri için de bir hak vardır.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَفِي ٱلۡأَرۡضِ ءَايَٰتٞ لِّلۡمُوقِنِينَ
Yeryüzünde gerçekten iman edecekler için ayetler vardır.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَفِيٓ أَنفُسِكُمۡۚ أَفَلَا تُبۡصِرُونَ
Kendi içinizde de, görmüyor musunuz?
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَفِي ٱلسَّمَآءِ رِزۡقُكُمۡ وَمَا تُوعَدُونَ
Gökte de sizin rızkınız ve size vadedilen şeyler vardır.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
فَوَرَبِّ ٱلسَّمَآءِ وَٱلۡأَرۡضِ إِنَّهُۥ لَحَقّٞ مِّثۡلَ مَآ أَنَّكُمۡ تَنطِقُونَ
Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki, size vadedilenler, tıpkı sizin konuşmanız gibi haktır.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
هَلۡ أَتَىٰكَ حَدِيثُ ضَيۡفِ إِبۡرَٰهِيمَ ٱلۡمُكۡرَمِينَ
İbrahim’in değerli/şerefli misafirlerinin haberi sana geldi mi?
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
إِذۡ دَخَلُواْ عَلَيۡهِ فَقَالُواْ سَلَٰمٗاۖ قَالَ سَلَٰمٞ قَوۡمٞ مُّنكَرُونَ
Hani O’nun yanına girmişler: “Selam” demişlerdi. O da: Selam (sizin üzerinize). (Sizler) tanınmayan yabancı kimselersiniz!” demişti.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
فَرَاغَ إِلَىٰٓ أَهۡلِهِۦ فَجَآءَ بِعِجۡلٖ سَمِينٖ
Hemen ailesinin yanına gidip, besili bir dana getirmişti.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
فَقَرَّبَهُۥٓ إِلَيۡهِمۡ قَالَ أَلَا تَأۡكُلُونَ
Bunu onların önüne yaklaştırdı ve: Yemez misiniz? dedi.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
فَأَوۡجَسَ مِنۡهُمۡ خِيفَةٗۖ قَالُواْ لَا تَخَفۡۖ وَبَشَّرُوهُ بِغُلَٰمٍ عَلِيمٖ
Onlardan dolayı içine bir korku düştü. Korkma, dediler. Ona bilgin bir erkek çocuğu müjdelediler.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
فَأَقۡبَلَتِ ٱمۡرَأَتُهُۥ فِي صَرَّةٖ فَصَكَّتۡ وَجۡهَهَا وَقَالَتۡ عَجُوزٌ عَقِيمٞ
Karısı bir çığlık içinde çıka gelip, (elleriyle) yüzüne vurarak: "Ben, kısır bir kocakarıyım" dedi.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
قَالُواْ كَذَٰلِكِ قَالَ رَبُّكِۖ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلۡحَكِيمُ ٱلۡعَلِيمُ
Dediler ki: Rabbin böyle buyurdu. Muhakkak ki O, Hakim'dir, Alim'dir.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
۞ قَالَ فَمَا خَطۡبُكُمۡ أَيُّهَا ٱلۡمُرۡسَلُونَ
O halde işiniz nedir, ey elçiler? dedi.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
قَالُوٓاْ إِنَّآ أُرۡسِلۡنَآ إِلَىٰ قَوۡمٖ مُّجۡرِمِينَ
Biz, günahkâr bir topluma gönderildik, dediler.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
لِنُرۡسِلَ عَلَيۡهِمۡ حِجَارَةٗ مِّن طِينٖ
Onların üzerlerine balçıktan yapılmış taşlar atacağız.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
مُّسَوَّمَةً عِندَ رَبِّكَ لِلۡمُسۡرِفِينَ
Rabbinin katında haddi aşanlar için işaretlenmiş taşlar.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
فَأَخۡرَجۡنَا مَن كَانَ فِيهَا مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Orada olan müminleri de çıkarmıştık.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
فَمَا وَجَدۡنَا فِيهَا غَيۡرَ بَيۡتٖ مِّنَ ٱلۡمُسۡلِمِينَ
Zaten orada, müslüman olan bir evden başkasını da bulamadık.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَتَرَكۡنَا فِيهَآ ءَايَةٗ لِّلَّذِينَ يَخَافُونَ ٱلۡعَذَابَ ٱلۡأَلِيمَ
Orada, acı azaptan korkan kimseler için bir işaret bıraktık.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَفِي مُوسَىٰٓ إِذۡ أَرۡسَلۡنَٰهُ إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ بِسُلۡطَٰنٖ مُّبِينٖ
Apaçık bir delil ile Firavun’a gönderdiğimiz Musa'nın (kıssasında ibretler) vardır.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
فَتَوَلَّىٰ بِرُكۡنِهِۦ وَقَالَ سَٰحِرٌ أَوۡ مَجۡنُونٞ
Firavun, askerleriyle birlikte yüz çevirmiş ve: "Bu, ya bir sihirbaz veya bir delidir" demişti.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
فَأَخَذۡنَٰهُ وَجُنُودَهُۥ فَنَبَذۡنَٰهُمۡ فِي ٱلۡيَمِّ وَهُوَ مُلِيمٞ
Biz de onu ve askerlerini yakalamış ve denize atmıştık. O kınanacak işler yapıp durmaktaydı.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَفِي عَادٍ إِذۡ أَرۡسَلۡنَا عَلَيۡهِمُ ٱلرِّيحَ ٱلۡعَقِيمَ
Âd’da da (ibretler) vardır. Onların üzerine (kasıp, kavuran helak edici) kısır rüzgarı göndermiştik.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
مَا تَذَرُ مِن شَيۡءٍ أَتَتۡ عَلَيۡهِ إِلَّا جَعَلَتۡهُ كَٱلرَّمِيمِ
Üzerine uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu çürümüş bir hale getiriyordu.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَفِي ثَمُودَ إِذۡ قِيلَ لَهُمۡ تَمَتَّعُواْ حَتَّىٰ حِينٖ
Semud'da da (ibretler) vardır. Onlara: "Bir süreye kadar faydalanın" denmişti.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
فَعَتَوۡاْ عَنۡ أَمۡرِ رَبِّهِمۡ فَأَخَذَتۡهُمُ ٱلصَّٰعِقَةُ وَهُمۡ يَنظُرُونَ
Rablerinin emrine isyan etmişler ve bakıp dururlarken onları yıldırım çarpmıştı.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
فَمَا ٱسۡتَطَٰعُواْ مِن قِيَامٖ وَمَا كَانُواْ مُنتَصِرِينَ
Ne ayakta durmaya güçleri yetmiş, ne de yardım edilenler olmuşlardı.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَقَوۡمَ نُوحٖ مِّن قَبۡلُۖ إِنَّهُمۡ كَانُواْ قَوۡمٗا فَٰسِقِينَ
Daha da önce Nuh’un kavmi... Onlar da yoldan çıkmış bir toplum idi.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَٱلسَّمَآءَ بَنَيۡنَٰهَا بِأَيۡيْدٖ وَإِنَّا لَمُوسِعُونَ
Göğü kudretle bina ettik ve biz (onu) elbette genişleticiyiz.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَٱلۡأَرۡضَ فَرَشۡنَٰهَا فَنِعۡمَ ٱلۡمَٰهِدُونَ
Yeryüzünü de yayıp döşedik. Ne güzel döşeyiciyiz!
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَمِن كُلِّ شَيۡءٍ خَلَقۡنَا زَوۡجَيۡنِ لَعَلَّكُمۡ تَذَكَّرُونَ
Öğüt alasınız diye her şeyden çift çift yarattık.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
فَفِرُّوٓاْ إِلَى ٱللَّهِۖ إِنِّي لَكُم مِّنۡهُ نَذِيرٞ مُّبِينٞ
O halde Allah’a kaçın. Çünkü ben, ondan size (gönderilen) apaçık uyarıcıyım.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَلَا تَجۡعَلُواْ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَۖ إِنِّي لَكُم مِّنۡهُ نَذِيرٞ مُّبِينٞ
Allah ile beraber başkasını ilah edinmeyin. Ben, ondan size apaçık uyarıcıyım!
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
كَذَٰلِكَ مَآ أَتَى ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِم مِّن رَّسُولٍ إِلَّا قَالُواْ سَاحِرٌ أَوۡ مَجۡنُونٌ
İşte, böyle... Onlardan öncekilere de bir elçi gelmedi ki ona sihirbaz veya mecnun dememiş olsunlar.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
أَتَوَاصَوۡاْ بِهِۦۚ بَلۡ هُمۡ قَوۡمٞ طَاغُونَ
Bunu birbirlerine vasiyet mi ettiler? Hayır! Onlar, taşkın bir toplum idiler.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
فَتَوَلَّ عَنۡهُمۡ فَمَآ أَنتَ بِمَلُومٖ
Onlardan yüz çevir, artık kınanacak değilsin.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَذَكِّرۡ فَإِنَّ ٱلذِّكۡرَىٰ تَنفَعُ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Öğüt ver! Çünkü öğüt, iman edenlere fayda verir.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَمَا خَلَقۡتُ ٱلۡجِنَّ وَٱلۡإِنسَ إِلَّا لِيَعۡبُدُونِ
Cinleri ve insanları sadece bana ibadet etsinler diye yarattım.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
مَآ أُرِيدُ مِنۡهُم مِّن رِّزۡقٖ وَمَآ أُرِيدُ أَن يُطۡعِمُونِ
Onlardan bir rızık istemiyorum, beni doyurmalarını da istemiyorum.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
إِنَّ ٱللَّهَ هُوَ ٱلرَّزَّاقُ ذُو ٱلۡقُوَّةِ ٱلۡمَتِينُ
Şüphesiz rızıklandırıcı olan, çetin kuvvet sahibi Allah’tır.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
فَإِنَّ لِلَّذِينَ ظَلَمُواْ ذَنُوبٗا مِّثۡلَ ذَنُوبِ أَصۡحَٰبِهِمۡ فَلَا يَسۡتَعۡجِلُونِ
Muhakkak ki bu zulmedenlerin de, geçmişlerinin payı gibi (azaptan) bir payları vardır! O halde acele etmesinler!
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
فَوَيۡلٞ لِّلَّذِينَ كَفَرُواْ مِن يَوۡمِهِمُ ٱلَّذِي يُوعَدُونَ
Kendilerine (azap) vadedilen günlerinden dolayı kâfirlerin vay haline!
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
 
ការបកប្រែអត្ថន័យ ជំពូក​: សូរ៉ោះអាស់ហ្សារីយ៉ាត
សន្ទស្សន៍នៃជំពូក លេខ​ទំព័រ
 
ការបកប្រែអត្ថន័យគួរអាន - ការបកប្រែជាភាសាទួរគី - សាក់ប៉ាន ព្រីស្ហ - សន្ទស្សន៍នៃការបកប្រែ

ការបកប្រែអត្ថន័យគម្ពីគួរអានជាភាសាទួរគីដោយលោកសាក់ប៉ាន ព្រីស្ហ។ អាយ៉ាត់មួយចំនួនត្រូវបានកែសំរួលដោយអ្នកជំនាញនៃមជ្ឈមណ្ឌលបកប្រែរ៉ូវ៉ាទ។ ការបកប្រែដេីមអាចចូលមេីលបានក្នុងគោលបំណងផ្តល់យោបល់ វាយតម្លៃ​ និងអភិវឌ្ឍន៍បន្ត។

បិទ