Check out the new design

ශුද්ධවූ අල් කුර්ආන් අර්ථ කථනය - ශුද්ධ වූ අල්කුර්ආන් අර්ථ විවරණයේ සංෂිප්ත අනුවාදය- තුර්කි පරිවර්තනය * - පරිවර්තන පටුන


අර්ථ කථනය පරිච්ඡේදය: අල් මුඃමිනූන්   වාක්‍යය:
أَلَمۡ تَكُنۡ ءَايَٰتِي تُتۡلَىٰ عَلَيۡكُمۡ فَكُنتُم بِهَا تُكَذِّبُونَ
Bir azarlama olarak onlara şöyle denir: "Dünyada iken Kur'an'ın ayetleri size okunmuyor muydu ve sizler, onu yalanlamıyor muydunuz?"
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
قَالُواْ رَبَّنَا غَلَبَتۡ عَلَيۡنَا شِقۡوَتُنَا وَكُنَّا قَوۡمٗا ضَآلِّينَ
Şöyle dediler: "Rabbimiz! Senin bildiğin gibi isyankârlığımız bize üstün gelmişti ve bizler, haktan sapan bir bir kavim olmuştuk."
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
رَبَّنَآ أَخۡرِجۡنَا مِنۡهَا فَإِنۡ عُدۡنَا فَإِنَّا ظَٰلِمُونَ
Onlar şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi ateşten çıkar! Daha önce üzerinde olduğumuz küfür ve sapıklığa yeniden dönecek olursak; işte o zaman biz kendilerine zulmeden zalimlerden oluruz ve mazeretimiz de kesilip sona erer."
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
قَالَ ٱخۡسَـُٔواْ فِيهَا وَلَا تُكَلِّمُونِ
Yüce Allah şöyle buyurur: "Aşağılanmış bir şekilde ateşte kalın ve benimle konuşmayın."
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
إِنَّهُۥ كَانَ فَرِيقٞ مِّنۡ عِبَادِي يَقُولُونَ رَبَّنَآ ءَامَنَّا فَٱغۡفِرۡ لَنَا وَٱرۡحَمۡنَا وَأَنتَ خَيۡرُ ٱلرَّٰحِمِينَ
Çünkü kullarımdan bana iman eden bir grup: "Rabbimiz! Biz sana iman ettik, bizim günahlarımızı bağışla ve bize rahmetinle merhamet et. Merhamet edenlerin en hayırlısı sensin." derlerdi.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
فَٱتَّخَذۡتُمُوهُمۡ سِخۡرِيًّا حَتَّىٰٓ أَنسَوۡكُمۡ ذِكۡرِي وَكُنتُم مِّنۡهُمۡ تَضۡحَكُونَ
Sizler, Rablerine davet eden Müminleri alay konusu edinerek onlarla dalga geçiyordunuz. Ta ki onlar ile alay etmek ile meşgul olmanız size, Allah'ın zikrini (O'nu hatırlayıp anmayı) unutturdu. Siz, dalga geçerek ve alay ederek onlara gülüyordunuz.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
إِنِّي جَزَيۡتُهُمُ ٱلۡيَوۡمَ بِمَا صَبَرُوٓاْ أَنَّهُمۡ هُمُ ٱلۡفَآئِزُونَ
Şüphesiz ben; iman eden bu kullarımı Allah'a itaat hususunda ve sizden gördükleri eziyetlere karşı sabrettikleri için kıyamet günü cennet ile ödüllendireceğim.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
قَٰلَ كَمۡ لَبِثۡتُمۡ فِي ٱلۡأَرۡضِ عَدَدَ سِنِينَ
Allah onlara şöyle diyecek: "Yeryüzünde kaç yıl kaldınız ve orada ne kadar vaktinizi zayi ettiniz?"
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
قَالُواْ لَبِثۡنَا يَوۡمًا أَوۡ بَعۡضَ يَوۡمٖ فَسۡـَٔلِ ٱلۡعَآدِّينَ
Onlar şu sözleri ile cevap vererek: "Bir gün yahut bir günün bir kısmı kadar kaldık. Günleri ve ayları sayanlara sor." diyecekler.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
قَٰلَ إِن لَّبِثۡتُمۡ إِلَّا قَلِيلٗاۖ لَّوۡ أَنَّكُمۡ كُنتُمۡ تَعۡلَمُونَ
Yüce Allah "Şayet kaldığınız sürenin ne kadar olduğunu hakkıyla bilseydiniz, dünya hayatında itaatte sabırlı olmanın kolay olacağı az bir zaman kaldığınızı anlardınız."
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
أَفَحَسِبۡتُمۡ أَنَّمَا خَلَقۡنَٰكُمۡ عَبَثٗا وَأَنَّكُمۡ إِلَيۡنَا لَا تُرۡجَعُونَ
Ey insanlar! Sizi, bir hikmeti olmaksızın, sevap ve cezanın olmadığı hayvanlar gibi boş yere yarattığımızı, hesap ve ceza için kıyamet günü bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
فَتَعَٰلَى ٱللَّهُ ٱلۡمَلِكُ ٱلۡحَقُّۖ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ رَبُّ ٱلۡعَرۡشِ ٱلۡكَرِيمِ
Yarattıklarının sahibi olan ve onlar hakkında dilediği gibi tasarrufta bulunan Allah Teâlâ bütün noksanlıklardan münezzehtir. O; Hak'tır; O'nun vaadi haktır; sözü haktır ve O'nun dışında başka hak bir mabut (ilah) yoktur. O; yaratılmışların en yücesi olan yüce arşın Rabbi'dir. O halde yaratılmışların en yücesi olan yüce arşı yaratan Allah, her şeyden, yücedir.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
وَمَن يَدۡعُ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَ لَا بُرۡهَٰنَ لَهُۥ بِهِۦ فَإِنَّمَا حِسَابُهُۥ عِندَ رَبِّهِۦٓۚ إِنَّهُۥ لَا يُفۡلِحُ ٱلۡكَٰفِرُونَ
Kim; Allah ile beraber, ibadete layık olduğuna dair hiçbir delil bulunmayan başka bir mabuda (ilaha) ibadet ederse, (Yüce Allah'ın dışında ibadet edilen her mabudun durumu böyledir) onun yaptığı bu kötü amelin cezası Allah Teâlâ'nın katındadır. O; ona azap ederek bu yaptığının karşılığını verecektir. Gerçek şudur ki, Allah; kâfirleri istediklerini elde etmeye ve korktuklarında da kurtulmaya ulaştırmayacaktır.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
وَقُل رَّبِّ ٱغۡفِرۡ وَٱرۡحَمۡ وَأَنتَ خَيۡرُ ٱلرَّٰحِمِينَ
Ey Peygamber! De ki;"Rabbim! Benim günahlarımı bağışla ve rahmetinle bana merhamet et. Sen; merhamet edenlerin en hayırlısısın ve günah sahibinin tövbesini kabul edensin."
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
මෙ⁣ම පිටුවේ තිබෙන වැකිවල ප්‍රයෝජන:
• الكافر حقير مهان عند الله.
Kâfir kimse, Allah katında aşağılanmıştır.

• الاستهزاء بالصالحين ذنب عظيم يستحق صاحبه العذاب.
Salih kimseler ile alay etmek büyük bir günahtır. Bu günahı işleyen kimse azap olunmayı hakeder.

• تضييع العمر لازم من لوازم الكفر.
Ömrü zayi etmek, küfrün sebep olduğu şeylerdendir.

• الثناء على الله مظهر من مظاهر الأدب في الدعاء.
Dua esnasında Yüce Allah'a senada bulunmak; dua adabındandır.

• لما افتتح الله سبحانه السورة بذكر صفات فلاح المؤمنين ناسب أن تختم السورة بذكر خسارة الكافرين وعدم فلاحهم.
Allah Teâlâ, bu sureye Müminlerin kurtuluş özelliklerini sayarak başlamış, kâfirlerin hüsrana uğramaları ve kurtuluşa ulaşamayacakları zikri ile bitirmiştir. Bu son derece uygun olmuştur.

 
අර්ථ කථනය පරිච්ඡේදය: අල් මුඃමිනූන්
සූරා පටුන පිටු අංක
 
ශුද්ධවූ අල් කුර්ආන් අර්ථ කථනය - ශුද්ධ වූ අල්කුර්ආන් අර්ථ විවරණයේ සංෂිප්ත අනුවාදය- තුර්කි පරිවර්තනය - පරිවර්තන පටුන

අල්කුර්ආන් අධ්‍යයන සඳහා වූ තෆ්සීර් මධ්‍යස්ථානය විසින් නිකුත් කරන ලදී.

වසන්න