Check out the new design

ශුද්ධවූ අල් කුර්ආන් අර්ථ කථනය - ශුද්ධ වූ අල්කුර්ආන් අර්ථ විවරණයේ සංෂිප්ත අනුවාදය- තුර්කි පරිවර්තනය * - පරිවර්තන පටුන


අර්ථ කථනය පරිච්ඡේදය: ආලු ඉම්රාන්   වාක්‍යය:
لَن تَنَالُواْ ٱلۡبِرَّ حَتَّىٰ تُنفِقُواْ مِمَّا تُحِبُّونَۚ وَمَا تُنفِقُواْ مِن شَيۡءٖ فَإِنَّ ٱللَّهَ بِهِۦ عَلِيمٞ
-Ey Müminler!- Sevdiğiniz mallarınızdan Allah yolunda infak etmedikçe iyilik ehlinin sevabına ve makamına ulaşamazsınız. İster az, ister çok ne infak etmiş iseniz muhakkak ki Allah, niyet ve amellerinizi bilir. Herkesin ameline göre karşılığını verir.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
۞ كُلُّ ٱلطَّعَامِ كَانَ حِلّٗا لِّبَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ إِلَّا مَا حَرَّمَ إِسۡرَٰٓءِيلُ عَلَىٰ نَفۡسِهِۦ مِن قَبۡلِ أَن تُنَزَّلَ ٱلتَّوۡرَىٰةُۚ قُلۡ فَأۡتُواْ بِٱلتَّوۡرَىٰةِ فَٱتۡلُوهَآ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ
Bütün güzel olan yiyecekler İsrailoğulları için helal idi. Tevrat indirilmeden önce Yakup'un kendi nefsine haram kıldığı hariç hiçbir şey onlara haram kılınmadı. Yahudilerin iddia ettikleri gibi haram kılma Tevrat'ta bulunmuyordu. -Ey Peygamber!- Onlara de ki: "Eğer iddia ettiğinizde doğru söyleyen kimseler iseniz Tevrat’ı getirip okuyun." Bunun üzerine şaşırıp kaldılar ve onu getiremediler. Bu, Yahudilerin Tevrat üzerine attıkları iftirayı ve (Tevrat'ın) içeriğini tahrif ettiklerini gösteren bir örnektir.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
فَمَنِ ٱفۡتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ ٱلۡكَذِبَ مِنۢ بَعۡدِ ذَٰلِكَ فَأُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلظَّٰلِمُونَ
Bunlar yüce Allah'ın haram kılması ile değil, Yakup -aleyhisselam-'ın kendi nefsine haram kılmasıyla haram olan şeylerdir. Bu hususta deliller apaçık ortaya konulduktan sonra Allah adına yalan uyduranlar, bütün bu apaçık delillerden sonra hakkı terk edip, kendi nefislerine zulmeden kimseler olmuşlardır.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
قُلۡ صَدَقَ ٱللَّهُۗ فَٱتَّبِعُواْ مِلَّةَ إِبۡرَٰهِيمَ حَنِيفٗاۖ وَمَا كَانَ مِنَ ٱلۡمُشۡرِكِينَ
-Ey Peygamber!- De ki: Allah'ın Yakup -aleyhisselam- hakkında haber verdiği ve din olarak belirleyip indirdiği her şey hakikattir. İbrahim -aleyhisselam-'ın dinine tabi olun. Ant olsun ki o, bütün dinleri bırakarak İslam dinine yönelmiştir. Asla kimseyi Allah'a ortak koşmamıştır.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
إِنَّ أَوَّلَ بَيۡتٖ وُضِعَ لِلنَّاسِ لَلَّذِي بِبَكَّةَ مُبَارَكٗا وَهُدٗى لِّلۡعَٰلَمِينَ
Muhakkak ki, Allah'a ibadet etmek kastıyla bütün insanlar için yeryüzünde inşa edilen ilk ev Mekke'de bulunan Beytullah'tır. O mübarek bir evdir. Dinî ve dünyevi bir çok faydası vardır. Orada bütün alemler için hidayet kaynağı vardır.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
فِيهِ ءَايَٰتُۢ بَيِّنَٰتٞ مَّقَامُ إِبۡرَٰهِيمَۖ وَمَن دَخَلَهُۥ كَانَ ءَامِنٗاۗ وَلِلَّهِ عَلَى ٱلنَّاسِ حِجُّ ٱلۡبَيۡتِ مَنِ ٱسۡتَطَاعَ إِلَيۡهِ سَبِيلٗاۚ وَمَن كَفَرَ فَإِنَّ ٱللَّهَ غَنِيٌّ عَنِ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Haccın yapıldığı yerler ve hac ibadetleri gibi bu evin (Kâbe'nin) şeref ve faziletine delalet eden açık nişaneler vardır. Bu nişanelerden bir tanesi de İbrahim -aleyhisselam-'ın Kâbe'nin duvarını yükseltmek için üzerine çıktığı taştır. Bu işaretlerden bir diğeri ise oraya giren kimseden korku ve endişenin gidip, kendisine hiç bir şeyin sıkıntı vermemesidir. Allah, hac ibadetini eda etme kastı ile Kâbe'yi hac etmeyi insanlar üzerine farz kılmıştır. Tabi ki bu, oraya ulaşmaya yol bulabilen kimseler için geçerlidir. Kim hac ibadetinin farz oluşunu inkâr ederse, Allah bu kâfir ve bütün alemlerden müstağnidir.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
قُلۡ يَٰٓأَهۡلَ ٱلۡكِتَٰبِ لِمَ تَكۡفُرُونَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ وَٱللَّهُ شَهِيدٌ عَلَىٰ مَا تَعۡمَلُونَ
-Ey Peygamber!- De ki: Yahudi ve Hristiyanlardan olan ey kitap ehli! Bazıları Tevrat ve İncil'de gelen apaçık deliller olduğu halde, neden Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in doğruluğuna delalet eden delilleri inkâr ediyorsunuz? Allah bu amellerinizi hakkıyla bilen ve yaptıklarınıza şahittir. Bunların karşılığını size verecektir.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
قُلۡ يَٰٓأَهۡلَ ٱلۡكِتَٰبِ لِمَ تَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ مَنۡ ءَامَنَ تَبۡغُونَهَا عِوَجٗا وَأَنتُمۡ شُهَدَآءُۗ وَمَا ٱللَّهُ بِغَٰفِلٍ عَمَّا تَعۡمَلُونَ
-Ey Peygamber!- De ki: Yahudi ve Hristiyanlardan olan ey kitap ehli! İnsanlardan iman edenleri haktan batıla meyletmelerini ve haktan habersiz dalalet ehli olmasını isteyerek Allah'ın dininden neden alıkoyuyorsunuz? Sizler muhakkak ki bu dinin hak olduğunu kitaplarınızın tasdik ettiğine şahitlersiniz. Allah bu dini inkâr etmek için yaptıklarınızdan habersiz değildir. O'nun yolundan engellemeye çalıştığınızdan dolayı sizlere bunun karşılığını verecektir.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِن تُطِيعُواْ فَرِيقٗا مِّنَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ يَرُدُّوكُم بَعۡدَ إِيمَٰنِكُمۡ كَٰفِرِينَ
Ey Allah'a iman edip, resulüne tabi olanlar! Söylemlerinde Yahudi ve Hristiyanlardan bir gruba itaat eder ve iddia ettiklerinde onların görüşlerini kabul ederseniz; içlerindeki haset ve haktan sapmalarından dolayı iman ettikten sonra sizi küfre döndürürler.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
මෙ⁣ම පිටුවේ තිබෙන වැකිවල ප්‍රයෝජන:
• كَذِبُ اليهود على الله تعالى وأنبيائه، ومن كذبهم زعمهم أن تحريم يعقوب عليه السلام لبعض الأطعمة نزلت به التوراة.
Yahudiler Allah Teâlâ ve peygamberleri adına yalan söylerler. Bu yalanlarından biri de Yakup -aleyhisselam-'ın bazı yiyecekleri haram kılmasının Tevrat'la indiğini iddia etmeleridir.

• أعظم أماكن العبادة وأشرفها البيت الحرام، فهو أول بيت وضع لعبادة الله، وفيه من الخصائص ما ليس في سواه.
Mabetlerin en azametli ve en şereflisi Beytu'l-haram'dır. O, Allah'a ibadet amaçlı kurulmuş ilk evdir. Onda, başkasında olmayan özellikler vardır.

• ذَكَرَ الله وجوب الحج بأوكد ألفاظ الوجوب تأكيدًا لوجوبه.
Yüce Allah hac ibadetinin farz oluşunu en güçlü ifadelerle zikrederek, farz oluşuna vurgu yapmıştır.

 
අර්ථ කථනය පරිච්ඡේදය: ආලු ඉම්රාන්
සූරා පටුන පිටු අංක
 
ශුද්ධවූ අල් කුර්ආන් අර්ථ කථනය - ශුද්ධ වූ අල්කුර්ආන් අර්ථ විවරණයේ සංෂිප්ත අනුවාදය- තුර්කි පරිවර්තනය - පරිවර්තන පටුන

අල්කුර්ආන් අධ්‍යයන සඳහා වූ තෆ්සීර් මධ්‍යස්ථානය විසින් නිකුත් කරන ලදී.

වසන්න