Check out the new design

ශුද්ධවූ අල් කුර්ආන් අර්ථ කථනය - ශුද්ධ වූ අල්කුර්ආන් අර්ථ විවරණයේ සංෂිප්ත අනුවාදය- තුර්කි පරිවර්තනය * - පරිවර්තන පටුන


අර්ථ කථනය පරිච්ඡේදය: අල් මුතෆ්ෆිෆීන්   වාක්‍යය:
لِيَوۡمٍ عَظِيمٖ
İçinde bulunan sıkıntılar ve korkular sebebiyle çok büyük olan bir günde hesap vermek ve karşılığını görmek için diriltilecekler.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
يَوۡمَ يَقُومُ ٱلنَّاسُ لِرَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
O gün insanlar, bütün varlıkların Rabbine hesap vermek için kalkarlar.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
كَلَّآ إِنَّ كِتَٰبَ ٱلۡفُجَّارِ لَفِي سِجِّينٖ
Ölümden sonra yeniden dirilişin olmadığını sanıyorsunuz ama durum hiç de öyle değildir. Kâfir ve münafık günahkârların kitabı kesinlikle yerin en altında hüsrandadır.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا سِجِّينٞ
-Ey Peygamber!- Siccin'in ne olduğunu sana ne öğretti?
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
كِتَٰبٞ مَّرۡقُومٞ
Şüphesiz onların kitabı yazılıdır, silinmeyecektir. Ona bir şey eklenemez veya eksiltilemez.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ
Yalanlayanlar için o günde helak ve hüsran vardır.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
ٱلَّذِينَ يُكَذِّبُونَ بِيَوۡمِ ٱلدِّينِ
Onlar, Allah’ın kullarına dünyadaki amellerinin karşılığını vereceği ceza gününü yalanlayan kimselerdir.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
وَمَا يُكَذِّبُ بِهِۦٓ إِلَّا كُلُّ مُعۡتَدٍ أَثِيمٍ
O günü ancak Allah’ın sınırlarını çiğnemiş, çok günahkâr olan kimselerden başkası yalanlamaz.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
إِذَا تُتۡلَىٰ عَلَيۡهِ ءَايَٰتُنَا قَالَ أَسَٰطِيرُ ٱلۡأَوَّلِينَ
Ona, peygamberimize indirilen ayetlerimiz okunduğu zaman şöyle der: “Bunlar önceki milletlerin kıssalarıdır ve Allah’ın katından gelmiş değildirler.”
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
كَلَّاۖ بَلۡۜ رَانَ عَلَىٰ قُلُوبِهِم مَّا كَانُواْ يَكۡسِبُونَ
Durum o yalanlayanların zannettiği gibi değildir. Bilakis, işlemiş oldukları günahlar onların akıllarına üstün gelerek onu kaplamış ve böylece kalpleriyle hakkı görememişlerdir.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
كَلَّآ إِنَّهُمۡ عَن رَّبِّهِمۡ يَوۡمَئِذٖ لَّمَحۡجُوبُونَ
Gerçek şu ki, onlar kıyamet günü Rablerini görmekten alıkonulacaklardır.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
ثُمَّ إِنَّهُمۡ لَصَالُواْ ٱلۡجَحِيمِ
Ardından da muhakkak cehennem ateşine sokulacaklar ve sıcağının ızdırabını çekeceklerdir.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
ثُمَّ يُقَالُ هَٰذَا ٱلَّذِي كُنتُم بِهِۦ تُكَذِّبُونَ
Sonra da kıyamet günü onlara bir azarlama olarak şöyle denilecektir: “Karşılaştığınız bu azap, peygamberinizin size dünyada iken bildirdiği zaman yalanlamış olduğunuz azaptır.''
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
كَلَّآ إِنَّ كِتَٰبَ ٱلۡأَبۡرَارِ لَفِي عِلِّيِّينَ
Durum, hesap ve karşılığın olmadığını tasavvur ettiğiniz gibi değildir. Doğrusu itaatkâr kulların kitabı İlliyyin'dedir.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا عِلِّيُّونَ
-Ey Peygamber!- İlliyyun'un ne olduğunu sana ne öğretti?
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
كِتَٰبٞ مَّرۡقُومٞ
Şüphesiz onların kitabı silinmeyecek şekilde yazılıdır. Ona bir şey eklenemez veya eksiltilemez.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
يَشۡهَدُهُ ٱلۡمُقَرَّبُونَ
Bu kitabın yanına yakın kılınmış bütün sema melekleri gelir.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
إِنَّ ٱلۡأَبۡرَارَ لَفِي نَعِيمٍ
Şüphesiz çok itaatkâr olanlar, kıyamet günü kalıcı nimetler içinde olacaklardır.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
عَلَى ٱلۡأَرَآئِكِ يَنظُرُونَ
Süslü döşekler üzerinde Rablerine, onları mutlu eden ve sevindiren şeylere nazar edip, bakarlar.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
تَعۡرِفُ فِي وُجُوهِهِمۡ نَضۡرَةَ ٱلنَّعِيمِ
Onları gördüğün zaman yüzlerinde güzellik ve zarafet olarak nimetlerin eserini görürsün.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
يُسۡقَوۡنَ مِن رَّحِيقٖ مَّخۡتُومٍ
Hizmetçileri onlara, şişelerin üzeri mühürlenmiş içkilerden içirirler.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
خِتَٰمُهُۥ مِسۡكٞۚ وَفِي ذَٰلِكَ فَلۡيَتَنَافَسِ ٱلۡمُتَنَٰفِسُونَ
Ondan yayılan miskin kokusu sonuna kadar yayılır. Yarışmakta olanların bu değerli mükâfat için Allah'ın razı olacağı ameli yaparak ve öfkeleneceği ameli terk ederek yarışmaları gerekir.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
وَمِزَاجُهُۥ مِن تَسۡنِيمٍ
Bu mühürlenmiş içkiye Tesnim pınarından karıştırılır.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
عَيۡنٗا يَشۡرَبُ بِهَا ٱلۡمُقَرَّبُونَ
O, cennetin en üstünde yakın kılınmış; pak, ihlaslı kimselerin içtiği bir pınardır. Diğer Müminler de başka şeylerle karıştırılmış olarak ondan içerler.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
إِنَّ ٱلَّذِينَ أَجۡرَمُواْ كَانُواْ مِنَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ يَضۡحَكُونَ
İçinde bulundukları küfür suçunu işlemiş olanlar, iman edenlerle alay ederek onlara gülüyorlardı.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
وَإِذَا مَرُّواْ بِهِمۡ يَتَغَامَزُونَ
Onlar Müminlerin yanından geçerlerken, alay ederek ve eğlenerek birbirlerine kaş göz işareti yaparlardı.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
وَإِذَا ٱنقَلَبُوٓاْ إِلَىٰٓ أَهۡلِهِمُ ٱنقَلَبُواْ فَكِهِينَ
Ailelerinin yanına döndüklerinde de küfrederek ve Müminlerle alay ederek sevinçli bir şekilde dönerlerdi.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
وَإِذَا رَأَوۡهُمۡ قَالُوٓاْ إِنَّ هَٰٓؤُلَآءِ لَضَآلُّونَ
Müslümanları gördükleri zaman şöyle derler: “Muhakkak bunlar doğru yoldan sapmışlardır. Çünkü babalarının dinini terk ettiler.''
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
وَمَآ أُرۡسِلُواْ عَلَيۡهِمۡ حَٰفِظِينَ
Hâlbuki Allah Teâlâ onları, Müminlerin amellerini kaydetmeleri için sorumlu kılmadı ki, bu sözleri söylüyorlar.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
මෙ⁣ම පිටුවේ තිබෙන වැකිවල ප්‍රයෝජන:
• خطر الذنوب على القلوب.
Günâhların kalpler üzerine olan tehlikesi ifade edilmiştir.

• حرمان الكفار من رؤية ربهم يوم القيامة.
Kıyamet günü kâfirler, Rablerini görmekten mahrum bırakılacaktır.

• السخرية من أهل الدين صفة من صفات الكفار.
Dindar kimselerle alay etmek kâfirlerin özelliklerinden bir özelliktir.

 
අර්ථ කථනය පරිච්ඡේදය: අල් මුතෆ්ෆිෆීන්
සූරා පටුන පිටු අංක
 
ශුද්ධවූ අල් කුර්ආන් අර්ථ කථනය - ශුද්ධ වූ අල්කුර්ආන් අර්ථ විවරණයේ සංෂිප්ත අනුවාදය- තුර්කි පරිවර්තනය - පරිවර්තන පටුන

අල්කුර්ආන් අධ්‍යයන සඳහා වූ තෆ්සීර් මධ්‍යස්ථානය විසින් නිකුත් කරන ලදී.

වසන්න