Check out the new design

แปล​ความหมาย​อัลกุรอาน​ - คำแปลภาษาตุรกี สำหรับหนังสืออรรถาธิบายอัลกุรอานอย่างสรุป (อัลมุคตะศ็อร ฟีตัฟซีร อัลกุรอานิลกะรีม) * - สารบัญ​คำแปล


แปลความหมาย​ สูเราะฮ์: Az-Zumar   อายะฮ์:
وَبَدَا لَهُمۡ سَيِّـَٔاتُ مَا كَسَبُواْ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ
Şirk ve günahlardan kazandıkları kötülükler açığa çıkmış, Dünyada kendisi ile korkutuldukları zaman alay ettikleri azap kendilerini kuşatıvermiştir.
ตัฟสีรต่างๆ​ ภาษาอาหรับ:
فَإِذَا مَسَّ ٱلۡإِنسَٰنَ ضُرّٞ دَعَانَا ثُمَّ إِذَا خَوَّلۡنَٰهُ نِعۡمَةٗ مِّنَّا قَالَ إِنَّمَآ أُوتِيتُهُۥ عَلَىٰ عِلۡمِۭۚ بَلۡ هِيَ فِتۡنَةٞ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَهُمۡ لَا يَعۡلَمُونَ
Kâfir olan insana hastalık, fakirlik ve benzeri şeyler isabet ettiğinde, bunları kaldırmamız için bize dua eder. Sonra kendisine sağlık ve mülk gibi nimet verdiğimizde kâfir şöyle der: "Allah, bunu bana hak ettiğimi bildiği için verdi." Oysa ki doğru olan, bu verilen onun için bir imtihan ve istidractır. Ancak kâfirlerin çoğu bunu bilmezler; Allah'ın kendilerine verdiği nimetler ile kibirlenirler.
ตัฟสีรต่างๆ​ ภาษาอาหรับ:
قَدۡ قَالَهَا ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡ فَمَآ أَغۡنَىٰ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يَكۡسِبُونَ
Kâfirin söylediği bu sözü kendilerinden öncekiler de söylediler. Kazanmış oldukları mallar ve makamlar onları kurtarmadı.
ตัฟสีรต่างๆ​ ภาษาอาหรับ:
فَأَصَابَهُمۡ سَيِّـَٔاتُ مَا كَسَبُواْۚ وَٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ مِنۡ هَٰٓؤُلَآءِ سَيُصِيبُهُمۡ سَيِّـَٔاتُ مَا كَسَبُواْ وَمَا هُم بِمُعۡجِزِينَ
Onlara şirk ve günahlardan kazandıkları kötülüklerin karşılığı isabet etti. İşte bunlardan kendi nefislerine şirk ve günahlarla zulmedenlere de geçmiştekiler gibi yapmış oldukları kötülüklerin karşılığı isabet edecektir. Allah'ın azabından kurtulamayacaklar ve O'na karşı galip gelemeyeceklerdir.
ตัฟสีรต่างๆ​ ภาษาอาหรับ:
أَوَلَمۡ يَعۡلَمُوٓاْ أَنَّ ٱللَّهَ يَبۡسُطُ ٱلرِّزۡقَ لِمَن يَشَآءُ وَيَقۡدِرُۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يُؤۡمِنُونَ
Müşrikler diyeceklerini dediler. Yüce Allah'ın dilediğine rızkı bol verip, şükür mü yoksa nankörlük mü edecek diye imtihan edeceğini, dilediğine de sabredecek mi yoksa Allah'ın kaderine öfkelenecek mi diye rızkı daraltarak sınayacağını bilmezler mi? Bu zikredilenlerde; rızkın bol verilip azaltılmasında iman eden toplum için Allah'ın yönetmesine dair deliller vardır. Çünkü onlar, bu delillerden istifade ederler. Ancak kâfirler, bunları görmelerine rağmen yüz çevirirler.
ตัฟสีรต่างๆ​ ภาษาอาหรับ:
۞ قُلۡ يَٰعِبَادِيَ ٱلَّذِينَ أَسۡرَفُواْ عَلَىٰٓ أَنفُسِهِمۡ لَا تَقۡنَطُواْ مِن رَّحۡمَةِ ٱللَّهِۚ إِنَّ ٱللَّهَ يَغۡفِرُ ٱلذُّنُوبَ جَمِيعًاۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلۡغَفُورُ ٱلرَّحِيمُ
-Ey Resul!- Allah'a şirk koşup günahlar işleyerek haddi aşan kullarıma de ki: Allah'ın rahmetinden ve günahlarınızı bağışlayacak olmasından ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz ki Yüce Allah, kendisine tövbe edenin bütün günahlarını bağışlar. O, tövbe edenlerin günahlarını bağışlayan, onlara karşı merhamet edendir.
ตัฟสีรต่างๆ​ ภาษาอาหรับ:
وَأَنِيبُوٓاْ إِلَىٰ رَبِّكُمۡ وَأَسۡلِمُواْ لَهُۥ مِن قَبۡلِ أَن يَأۡتِيَكُمُ ٱلۡعَذَابُ ثُمَّ لَا تُنصَرُونَ
Size kıyamet gününün azabı gelmeden önce tövbe ederek ve salih ameller işleyerek Rabbinize dönün ve O'na itaat edin. Sonra da sizi azaptan kurtarmak için, putlarınızdan ya da ailenizden yardımcı olmaya çalışan birilerini bulamazsınız.
ตัฟสีรต่างๆ​ ภาษาอาหรับ:
وَٱتَّبِعُوٓاْ أَحۡسَنَ مَآ أُنزِلَ إِلَيۡكُم مِّن رَّبِّكُم مِّن قَبۡلِ أَن يَأۡتِيَكُمُ ٱلۡعَذَابُ بَغۡتَةٗ وَأَنتُمۡ لَا تَشۡعُرُونَ
Rabbinizin resulüne indirdiği Kur'an'a tabi olun. Zira bu Rabbinizin indirdiği en güzel kitaptır. Siz onu fark edemeden ve tövbe ile onun için hazırlık yapamadan ansızın size azabın gelmesinden önce emrettikleri ile amel edin ve yasakladıklarından da sakının.
ตัฟสีรต่างๆ​ ภาษาอาหรับ:
أَن تَقُولَ نَفۡسٞ يَٰحَسۡرَتَىٰ عَلَىٰ مَا فَرَّطتُ فِي جَنۢبِ ٱللَّهِ وَإِن كُنتُ لَمِنَ ٱلسَّٰخِرِينَ
Kişi küfrü ve günahları sebebiyle Yüce Allah'a itaat edememesi, iman ve itaat ehli ile alay geçmesinin bir sonucu olarak kıyamet günü derin bir pişmanlık içinde olacak ve "Yazıklar olsun bana!" diyecek. İşte sizler böyle bir günden sakının.
ตัฟสีรต่างๆ​ ภาษาอาหรับ:
ประโยชน์​ที่​ได้รับ​:
• النعمة على الكافر استدراج.
Kâfire verilen nimet istidrâctır.

• سعة رحمة الله بخلقه.
Allah'ın mahlukatına rahmeti geniştir.

• الندم النافع هو ما كان في الدنيا، وتبعته توبة نصوح.
Faydalı olan pişmanlık dünyadaki pişmanlıktır. Çünkü akabinde nasuh tövbesi edilir.

 
แปลความหมาย​ สูเราะฮ์: Az-Zumar
สารบัญสูเราะฮ์ หมายเลข​หน้า​
 
แปล​ความหมาย​อัลกุรอาน​ - คำแปลภาษาตุรกี สำหรับหนังสืออรรถาธิบายอัลกุรอานอย่างสรุป (อัลมุคตะศ็อร ฟีตัฟซีร อัลกุรอานิลกะรีม) - สารบัญ​คำแปล

โดย ศูนย์ตัฟซีรเพื่อการศึกษาอัลกุรอาน

ปิด