Check out the new design

Salin ng mga Kahulugan ng Marangal na Qur'an - Salin sa Wikang Turko ng Al-Mukhtasar fī Tafsīr Al-Qur’an Al-Karīm * - Indise ng mga Salin


Salin ng mga Kahulugan Surah: An-Nahl   Ayah:
لِيَكۡفُرُواْ بِمَآ ءَاتَيۡنَٰهُمۡۚ فَتَمَتَّعُواْ فَسَوۡفَ تَعۡلَمُونَ
Allah’a ortak koşmaları, Yüce Allah’ın onlar üzerine olan nimetlerini inkâr etmelerine sebep oldu. Bu nimetlerden biri de sıkıntıların giderilmesi idi. Bu yüzden onlara şöyle denildi: "Allah’ın ileride göndereceği azaba veya şimdi hemen indireceği azap gelene kadar içinde bulunduğunuz nimetlerin tadını çıkarın bakalım!''
Ang mga Tafsir na Arabe:
وَيَجۡعَلُونَ لِمَا لَا يَعۡلَمُونَ نَصِيبٗا مِّمَّا رَزَقۡنَٰهُمۡۗ تَٱللَّهِ لَتُسۡـَٔلُنَّ عَمَّا كُنتُمۡ تَفۡتَرُونَ
Müşrikler, hiçbir şey bilmeyen putlara -onlar cansız varlıklar olup fayda ve zarar veremezler- yakınlaşma vesilesi edinerek bizim onları rızıklandırdığımız mallarından bir kısmını ayırıyorlardı. -Ey müşrikler!- Muhakkak Yüce Allah, bu putların ilah olduklarına ve onların mallarınızda belli bir kısım haklarının olduğuna dair iddialarınızdan ötürü kıyamet günü sizi hesaba çekecektir.
Ang mga Tafsir na Arabe:
وَيَجۡعَلُونَ لِلَّهِ ٱلۡبَنَٰتِ سُبۡحَٰنَهُۥ وَلَهُم مَّا يَشۡتَهُونَ
Müşrikler, Allah Teâlâ’ya kız çocukları nispet eder ve bunların melekler olduklarına inanırlar. Kendilerine de erkek çocukları nispet ederler. Kendileri için beğenmedikleri şeyleri Yüce Allah için seçerler. Allah -Subhânehu ve Teâlâ- onların yakıştırdıkları bu şeylerden münezzeh ve mukaddestir. Kendilerine nefislerinin hoşlandığı erkek çocuklarını yakıştırırlar. Hangi suç bundan daha büyüktür?
Ang mga Tafsir na Arabe:
وَإِذَا بُشِّرَ أَحَدُهُم بِٱلۡأُنثَىٰ ظَلَّ وَجۡهُهُۥ مُسۡوَدّٗا وَهُوَ كَظِيمٞ
Eğer müşriklerden birine bir kız çocuğunun doğduğu haber verilse, kendisine verilen haberin üzüntüsünün şiddetinden yüzü simsiyah kesilir, kalbi keder ve hüzün dolar. Sonra da bu kimse, kendisi için razı olmadığı şeyi Yüce Allah’a nispet eder!
Ang mga Tafsir na Arabe:
يَتَوَٰرَىٰ مِنَ ٱلۡقَوۡمِ مِن سُوٓءِ مَا بُشِّرَ بِهِۦٓۚ أَيُمۡسِكُهُۥ عَلَىٰ هُونٍ أَمۡ يَدُسُّهُۥ فِي ٱلتُّرَابِۗ أَلَا سَآءَ مَا يَحۡكُمُونَ
Kendisine kız çocuğunun doğduğu haberi verilince bu haberin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir ve saklanır. Kendi kendine şöyle söylenir: "Utanç ve kırgınlıkla bu kızı yanımda mı tutayım, yoksa onu diri diri gömerek toprağın altına mı saklayayım?" Müşriklerin verdikleri hüküm ne kadar da kötüdür. Öyle ki, kendi nefisleri için hoş görmedikleri hükmü Rableri için vermişlerdir.
Ang mga Tafsir na Arabe:
لِلَّذِينَ لَا يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡأٓخِرَةِ مَثَلُ ٱلسَّوۡءِۖ وَلِلَّهِ ٱلۡمَثَلُ ٱلۡأَعۡلَىٰۚ وَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
Ahirete iman etmeyen kâfirlerin, çocuğa muhtaç olmak, cehalet ve inkârcılık gibi kötü sıfatları vardır. Oysa Allah’ın, büyüklük, mükemmellik, zenginlik ve ilim gibi, övülen yüce sıfatları vardır. Allah -Subhânehu ve Teâlâ- kimsenin kendisine üstün gelemeyeceği; mülkünde izzet, yaratmasında, idare etmesinde ve hüküm koymasında hikmet sahibidir.
Ang mga Tafsir na Arabe:
وَلَوۡ يُؤَاخِذُ ٱللَّهُ ٱلنَّاسَ بِظُلۡمِهِم مَّا تَرَكَ عَلَيۡهَا مِن دَآبَّةٖ وَلَٰكِن يُؤَخِّرُهُمۡ إِلَىٰٓ أَجَلٖ مُّسَمّٗىۖ فَإِذَا جَآءَ أَجَلُهُمۡ لَا يَسۡتَـٔۡخِرُونَ سَاعَةٗ وَلَا يَسۡتَقۡدِمُونَ
Allah -Subhânehu ve Teâlâ- yaptıkları haksızlıklar ve kendisine karşı küfürleri sebebiyle insanları cezalandıracak olsa, yeryüzünde hiçbir insanı ve üzerinde yürüyen hiçbir hayvanı bırakmazdı. Fakat Allah -Subhânehu ve Teâlâ- onlara, kendi ilminde belirli olan bir zaman verir. Eğer O'nun ilminde belirli olan bu müddet dolarsa, kısa bir süre bile olsa ondan geri kalamazlar veya öne geçemezler.
Ang mga Tafsir na Arabe:
وَيَجۡعَلُونَ لِلَّهِ مَا يَكۡرَهُونَۚ وَتَصِفُ أَلۡسِنَتُهُمُ ٱلۡكَذِبَ أَنَّ لَهُمُ ٱلۡحُسۡنَىٰۚ لَا جَرَمَ أَنَّ لَهُمُ ٱلنَّارَ وَأَنَّهُم مُّفۡرَطُونَ
Onlar, kendilerine nispet edilmesinden hoşlanmadıkları kız çocuklarını, Allah -Subhânehu ve Teâlâ-'ya nispet ederler. Dilleri ile kendileri için Allah katında -şayet tekrardan bir diriliş var ise- güzel bir makam vardır diyerek yalan söyler. Hiç şüphe yok ki onlara cehennem vardır. Onlar oraya terk edilecekler ve kesinlikle oradan çıkamayacaklardır.
Ang mga Tafsir na Arabe:
تَٱللَّهِ لَقَدۡ أَرۡسَلۡنَآ إِلَىٰٓ أُمَمٖ مِّن قَبۡلِكَ فَزَيَّنَ لَهُمُ ٱلشَّيۡطَٰنُ أَعۡمَٰلَهُمۡ فَهُوَ وَلِيُّهُمُ ٱلۡيَوۡمَ وَلَهُمۡ عَذَابٌ أَلِيمٞ
-Ey Peygamber!- Allah’a yemin olsun ki, biz senden önceki ümmetlere de peygamberler gönderdik. Fakat şeytan onlara şirk, inkâr ve günahlar gibi yaptıkları çirkin amelleri güzel gösterdi. Kuruntularına göre şeytan, kıyamet günü onların yardımcıları olacaktır. Öyleyse haydi ondan yardım isteyin! Şüphesiz kıyamet günü onlar için çok acı veren bir azap vardır.
Ang mga Tafsir na Arabe:
وَمَآ أَنزَلۡنَا عَلَيۡكَ ٱلۡكِتَٰبَ إِلَّا لِتُبَيِّنَ لَهُمُ ٱلَّذِي ٱخۡتَلَفُواْ فِيهِ وَهُدٗى وَرَحۡمَةٗ لِّقَوۡمٖ يُؤۡمِنُونَ
-Ey Peygamber!- Biz Kur’an’ı ancak, aralarında ayrılığa düştükleri tevhit, yeniden diriliş ve dini hükümler gibi konuları, bütün insanlara açıklaman ve Allah'a, peygambere ve Kur’an’ın getirdiklerine iman eden Müminlere hidayet ve rahmet olması için sana indirdik. İşte haktan faydalananlar da onlardır.
Ang mga Tafsir na Arabe:
Ilan sa mga Pakinabang ng mga Ayah sa Pahinang Ito:
• من جهالات المشركين: نسبة البنات إلى الله تعالى، ونسبة البنين لأنفسهم، وأَنفَتُهم من البنات، وتغيّر وجوههم حزنًا وغمَّا بالبنت، واستخفاء الواحد منهم وتغيبه عن مواجهة القوم من شدّة الحزن وسوء الخزي والعار والحياء الذي يلحقه بسبب البنت.
Müşrikler tarafından sergilenen cahilce davranışlardan bazıları şunlardır; Allah Teâlâ’ya kız çocuklarını ve kendilerine erkek çocuklarını nispet etmeleri, kız çocuklarını hor görmeleri ve kız çocukları sebebiyle yüzlerinin üzüntü ve kederle değişip, onlardan birinin kız çocukları sebebiyle içinde bulunduğu aşırı üzüntü, kötü leke, utanç ve hayâ sebebiyle kavmiyle karşı karşıya gelmemek için saklanıp gizlenerek ortadan kaybolması.

• من سنن الله إمهال الكفار وعدم معاجلتهم بالعقوبة ليترك الفرصة لهم للإيمان والتوبة.
Kâfirlerin iman edip tövbe etmelerine fırsat vermek onlara mühlet vererek cezalandırmada acele etmemesi, Allah Teâlâ’nın yeryüzündeki sünnetlerinden biridir.

• مهمة النبي صلى الله عليه وسلم الكبرى هي تبيان ما جاء في القرآن، وبيان ما اختلف فيه أهل الملل والأهواء من الدين والأحكام، فتقوم الحجة عليهم ببيانه.
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in en büyük görevi, Kur’an’da ne ifade edildiğini göstermek, çeşitli din mensupları ve hevâ sahiplerinin ayrılığa düştükleri dinleri ve hükümlerini açıklamaktır. Bunların açıklanmasıyla onların üzerine hüccet ikame edilmiş olur.

 
Salin ng mga Kahulugan Surah: An-Nahl
Indise ng mga Surah Numero ng Pahina
 
Salin ng mga Kahulugan ng Marangal na Qur'an - Salin sa Wikang Turko ng Al-Mukhtasar fī Tafsīr Al-Qur’an Al-Karīm - Indise ng mga Salin

Inilabas ng Markaz Tafsīr Lid-Dirāsāt Al-Qur’ānīyah (Sentro ng Tafsīr Para sa mga Pag-aaral Pang-Qur’an).

Isara