Check out the new design

Salin ng mga Kahulugan ng Marangal na Qur'an - Salin sa Wikang Turko ng Al-Mukhtasar fī Tafsīr Al-Qur’an Al-Karīm * - Indise ng mga Salin


Salin ng mga Kahulugan Surah: Al-Mu’minūn   Ayah:
۞ وَلَوۡ رَحِمۡنَٰهُمۡ وَكَشَفۡنَا مَا بِهِم مِّن ضُرّٖ لَّلَجُّواْ فِي طُغۡيَٰنِهِمۡ يَعۡمَهُونَ
Eğer onlara rahmet etseydik ve onlardaki kıtlık ve açlığı gidermiş olsaydık, yine de onlar tereddüt edip bocalayarak haktan sapmaya devam eder dururlardı.
Ang mga Tafsir na Arabe:
وَلَقَدۡ أَخَذۡنَٰهُم بِٱلۡعَذَابِ فَمَا ٱسۡتَكَانُواْ لِرَبِّهِمۡ وَمَا يَتَضَرَّعُونَ
Biz, onları musibet çeşitleri ile imtihan ettik de onlar; Rablerine boyun eğip itaat etmediler ve musibetlerin indiği anda kendilerinden bu musibetlerin kaldırılması için huşu ile O'na yalvarmadılar.
Ang mga Tafsir na Arabe:
حَتَّىٰٓ إِذَا فَتَحۡنَا عَلَيۡهِم بَابٗا ذَا عَذَابٖ شَدِيدٍ إِذَا هُمۡ فِيهِ مُبۡلِسُونَ
Sonunda onların üzerlerine şiddetli bir azap kapısı açtığımız zaman onlar feraha kavuşmaya ve hayra dair bütün ümitlerini kaybetmiş olurlar.
Ang mga Tafsir na Arabe:
وَهُوَ ٱلَّذِيٓ أَنشَأَ لَكُمُ ٱلسَّمۡعَ وَٱلۡأَبۡصَٰرَ وَٱلۡأَفۡـِٔدَةَۚ قَلِيلٗا مَّا تَشۡكُرُونَ
Ey öldükten sonra dirilmeyi yalanlayanlar! Allah -Subhanehu ve Teâlâ- size; işitmeniz için kulaklar, görmeniz için gözler ve anlamanız için kalpler verdi. Bununla birlikte sizler, O'nun size vermiş olduğu bu nimetlere ne kadar az şükrediyorsunuz.
Ang mga Tafsir na Arabe:
وَهُوَ ٱلَّذِي ذَرَأَكُمۡ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَإِلَيۡهِ تُحۡشَرُونَ
Ey insanlar! Yeryüzünde sizi yaratan O'dur. Kıyamet gününde hesap ve karşılık için sadece O'nun huzuruna gelip toplanacaksınız.
Ang mga Tafsir na Arabe:
وَهُوَ ٱلَّذِي يُحۡيِۦ وَيُمِيتُ وَلَهُ ٱخۡتِلَٰفُ ٱلَّيۡلِ وَٱلنَّهَارِۚ أَفَلَا تَعۡقِلُونَ
Yaşatan (dirilten) sadece O'dur, O'nun dışında dirilten yoktur. Yine öldüren de O'dur, O'nun dışında bir öldüren yoktur. Karanlık ve aydınlık; uzun ve kısa olmak üzere gece ve gündüzün birbiri ardınca gelmesi de O'na aittir. O'nun kudretini, yaratmada ve idaresinde tek olduğunu akıl etmiyor musunuz?
Ang mga Tafsir na Arabe:
بَلۡ قَالُواْ مِثۡلَ مَا قَالَ ٱلۡأَوَّلُونَ
Aksine atalarının ve geçmişlerinin küfürde dedikleri gibi dediler.
Ang mga Tafsir na Arabe:
قَالُوٓاْ أَءِذَا مِتۡنَا وَكُنَّا تُرَابٗا وَعِظَٰمًا أَءِنَّا لَمَبۡعُوثُونَ
(Öldükten sonra dirilmeyi) Uzak görüp, inkâr ederek şöyle dediler: "Ölüp toprağa dönüşüp çürümüş kemikler haline geldikten sonra hesap için diriltilecek miyiz?"
Ang mga Tafsir na Arabe:
لَقَدۡ وُعِدۡنَا نَحۡنُ وَءَابَآؤُنَا هَٰذَا مِن قَبۡلُ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّآ أَسَٰطِيرُ ٱلۡأَوَّلِينَ
Bize ve daha önce de atalarımıza ölümden sonra diriltileceğimiz vadedilmişti. Biz, bu vaadin gerçekleşeceğini düşünmüyoruz. Bu; eskilerin boş sözlerinden ve yalanlarından başka bir şey değildir.
Ang mga Tafsir na Arabe:
قُل لِّمَنِ ٱلۡأَرۡضُ وَمَن فِيهَآ إِن كُنتُمۡ تَعۡلَمُونَ
Ey Resul! Öldükten sonra dirilmeyi inkâr eden o kâfirlere de ki; "Eğer ilminiz var ise (söyleyin bakalım) bu yeryüzü ve oradakiler kime aittir?"
Ang mga Tafsir na Arabe:
سَيَقُولُونَ لِلَّهِۚ قُلۡ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ
Onlar: "Yeryüzü ve yeryüzünün üzerindekiler Allah'a aittir." diyeceklerdir. Onlara de ki: "Yeryüzü ve yeryüzünün üzerindekilerin kendisine ait olduğu Allah'ın, ölümünüzden sonra sizleri diriltmeye kadir olduğunu düşünmez misiniz?"
Ang mga Tafsir na Arabe:
قُلۡ مَن رَّبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ ٱلسَّبۡعِ وَرَبُّ ٱلۡعَرۡشِ ٱلۡعَظِيمِ
Onlara de ki: "Yedi göğün Rabbi kimdir? Kendisinden daha büyük yaratılmış varlık olmayan yüce arşın Rabbi kimdir?"
Ang mga Tafsir na Arabe:
سَيَقُولُونَ لِلَّهِۚ قُلۡ أَفَلَا تَتَّقُونَ
Şöyle diyeceklerdir: "Yedi gök ve yüce arş, Allah'ın mülküdür." O halde onlara de ki; "Azabından selamete ermek için emirlerini yerine getirip yasaklarından sakınarak Allah'tan korkmaz mısınız?"
Ang mga Tafsir na Arabe:
قُلۡ مَنۢ بِيَدِهِۦ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيۡءٖ وَهُوَ يُجِيرُ وَلَا يُجَارُ عَلَيۡهِ إِن كُنتُمۡ تَعۡلَمُونَ
Onlara de ki: "Eğer ilminiz varsa söyleyin bakalım. Her şeyin mülkünü elinde bulunduran, mülkündeki hiçbir şeyin O'nun mülkünün dışına çıkıp ayrılamadığı, kullarından dilediğini koruyup, yardım eden, hakkında kötü bir şey dilediği kimsenin kendisinden kaçamadığı ve (azap ettiğinde) azabını savamadığı kimdir?"
Ang mga Tafsir na Arabe:
سَيَقُولُونَ لِلَّهِۚ قُلۡ فَأَنَّىٰ تُسۡحَرُونَ
Her şeyin mülkü Allah -Subhanehu ve Teâlâ-'nın elindedir, diyeceklerdir. O halde de ki: "Bunu ikrar ettiğiniz halde nasıl oluyor da aklınız gidiyor ve O'nun dışındakilere ibadet ediyorsunuz?"
Ang mga Tafsir na Arabe:
Ilan sa mga Pakinabang ng mga Ayah sa Pahinang Ito:
• عدم اعتبار الكفار بالنعم أو النقم التي تقع عليهم دليل على فساد فطرهم.
Kâfirlerin, nimetlere itibar etmemesi yahut üzerlerindeki cezalardan ibret almamaları onların fıtratlarının bozuk olduğuna delildir.

• كفران النعم صفة من صفات الكفار.
Nimetlere nankörlük etmek, kâfirlerin özelliklerindendir.

• التمسك بالتقليد الأعمى يمنع من الوصول للحق.
Kör taklite tutunmak, hakka ulaşmaya engel olur.

• الإقرار بالربوبية ما لم يصحبه إقرار بالألوهية لا ينجي صاحبه.
Rububiyet tevhidini ile birlikte uluhiyet tevhidini kabul etmemek, kişiyi (amellerinin iptal edilmesinden ve ateşe girmekten) kurtaramaz.

 
Salin ng mga Kahulugan Surah: Al-Mu’minūn
Indise ng mga Surah Numero ng Pahina
 
Salin ng mga Kahulugan ng Marangal na Qur'an - Salin sa Wikang Turko ng Al-Mukhtasar fī Tafsīr Al-Qur’an Al-Karīm - Indise ng mga Salin

Inilabas ng Markaz Tafsīr Lid-Dirāsāt Al-Qur’ānīyah (Sentro ng Tafsīr Para sa mga Pag-aaral Pang-Qur’an).

Isara