Check out the new design

Bản dịch ý nghĩa nội dung Qur'an - 简易古兰经经注土耳其语翻译 * - Mục lục các bản dịch


Ý nghĩa nội dung Chương: Ali 'Imran   Câu:
رَبَّنَآ ءَامَنَّا بِمَآ أَنزَلۡتَ وَٱتَّبَعۡنَا ٱلرَّسُولَ فَٱكۡتُبۡنَا مَعَ ٱلشَّٰهِدِينَ
Havâriler şöyle dediler: "Rabbimiz! İncil'den bize indirdiğine iman ettik ve İsâ -aleyhisselam-'a tabi olduk. Bizleri, sana ve senin resullerine iman edip hakkıyla şahitlik edenlerle beraber kıl!"
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
وَمَكَرُواْ وَمَكَرَ ٱللَّهُۖ وَٱللَّهُ خَيۡرُ ٱلۡمَٰكِرِينَ
İsrailoğulları'ndan kâfir olanlar, İsa -aleyhisselam-'ı öldürmeye çalışarak tuzak kurdular. Allah da (bu tuzaklarına karşılık olarak) onları sapıklıkta bırakarak tuzak kurdu ve başka bir adamı İsâ -aleyhisselam-'a benzetti. Allah, tuzak kurucuların en hayırlısıdır. Çünkü düşmanlarına karşı Allah Teâlâ'nın tuzağından daha şiddetlisi yoktur.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
إِذۡ قَالَ ٱللَّهُ يَٰعِيسَىٰٓ إِنِّي مُتَوَفِّيكَ وَرَافِعُكَ إِلَيَّ وَمُطَهِّرُكَ مِنَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَجَاعِلُ ٱلَّذِينَ ٱتَّبَعُوكَ فَوۡقَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡقِيَٰمَةِۖ ثُمَّ إِلَيَّ مَرۡجِعُكُمۡ فَأَحۡكُمُ بَيۡنَكُمۡ فِيمَا كُنتُمۡ فِيهِ تَخۡتَلِفُونَ
Allah, onlara tuzak kurdu ve İsa -aleyhisselam-'a hitaben şöyle buyurdu: "Ey İsa! Ben seni (şuan) ölüm yaşatmadan kabzedeceğim. Seni, ruhun ve bedeninle birlikte kendime yükselteceğim. Seni inkâr edenlerin pisliklerinden temiz tutup onlardan uzaklaştıracağım. Hak din üzere sana tabi olanları -bunun özelliklerinden bir tanesi de Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'e iman etmektir- delil ve izzet ile (destekleyerek) kıyamet gününe kadar kâfirlerden üstünde tutacağım. Sonra kıyamet günü dönüşünüz sadece bana olacak. İhtilaf ettiğiniz konularda sizin aranızda hak ile hüküm vereceğim." diye buyurdu.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
فَأَمَّا ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فَأُعَذِّبُهُمۡ عَذَابٗا شَدِيدٗا فِي ٱلدُّنۡيَا وَٱلۡأٓخِرَةِ وَمَا لَهُم مِّن نَّٰصِرِينَ
Seni ve kendilerine getirdiğin hakkı inkâr edenler var ya, onları dünyada öldürme, esir alma ve aşağılama ile şiddetli bir azaba uğratacağım. Ahirette ise onları cehennem azabına uğratacağım. Onlardan azabı savacak bir yardımcıları da olmayacak.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
وَأَمَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ فَيُوَفِّيهِمۡ أُجُورَهُمۡۗ وَٱللَّهُ لَا يُحِبُّ ٱلظَّٰلِمِينَ
Sana ve senin kendilerine getirdiğin hakka iman edip; namaz, zekât, oruç, sıla-i rahim ve diğer salih amelleri işleyenlere gelince, Allah onlara amellerinin sevaplarından hiçbir şey eksiltmeksizin tam olarak verecektir. Bu söz, gönderileceğini bizzat Mesih'in müjdelediği Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in peygamber olarak gelmesinden önce Mesih İsa -aleyhisselam-'a tabi olanlar hakkındadır. Allah, zalimleri asla sevmez. Allah Teâlâ'ya ortak koşmak ve O'nun resullerini yalanlamak zulmün en büyüklerindendir.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
ذَٰلِكَ نَتۡلُوهُ عَلَيۡكَ مِنَ ٱلۡأٓيَٰتِ وَٱلذِّكۡرِ ٱلۡحَكِيمِ
Sana İsa -aleyhisselam-'ın haberinden okuduklarımız, senin üzerine indirilenlerin doğruluğuna delalet eden apaçık alametlerdendir. O, Allah'tan hakkıyla sakınanlar için bir hatırlatmadır. Batılın kendisine ulaşamayacağı muhkem bir zikirdir.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
إِنَّ مَثَلَ عِيسَىٰ عِندَ ٱللَّهِ كَمَثَلِ ءَادَمَۖ خَلَقَهُۥ مِن تُرَابٖ ثُمَّ قَالَ لَهُۥ كُن فَيَكُونُ
Allah katında İsa -aleyhisselam-'ın yaratılış örneği Âdem’in annesiz ve babasız olarak topraktan yaratılması gibidir. Allah, ona (Âdem'e): "Ol!" dedi, o da Allah Teâlâ'nın dilediği gibi oluverdi. İsa, babasız bir şekilde yaratıldığı halde nasıl olur da delilsiz bir şekilde onun ilah olduğunu iddia ederler. Hâlbuki onlar, Âdem'in babasız ve annesiz olarak yaratılmış olmasıyla beraber onun beşer olduğunu kabul ediyorlardı.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
ٱلۡحَقُّ مِن رَّبِّكَ فَلَا تَكُن مِّنَ ٱلۡمُمۡتَرِينَ
İsa -aleyhisselam- hakkında Rabbinden sana indirilenler, içerisinde hiç şüphe olmayan gerçeklerdir. Sakın bu hususta şüpheyle, tereddüt edenlerden olma! Aksine sana düşen, bulunduğun hak üzerinde sebat etmendir.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
فَمَنۡ حَآجَّكَ فِيهِ مِنۢ بَعۡدِ مَا جَآءَكَ مِنَ ٱلۡعِلۡمِ فَقُلۡ تَعَالَوۡاْ نَدۡعُ أَبۡنَآءَنَا وَأَبۡنَآءَكُمۡ وَنِسَآءَنَا وَنِسَآءَكُمۡ وَأَنفُسَنَا وَأَنفُسَكُمۡ ثُمَّ نَبۡتَهِلۡ فَنَجۡعَل لَّعۡنَتَ ٱللَّهِ عَلَى ٱلۡكَٰذِبِينَ
-Ey Peygamber!- Necrân Hristiyanlarından her kim sana gelen doğru ilimden sonra İsa -aleyhisselam- hakkında, Allah'ın kulu olmadığı iddiası ile seninle tartışacak olursa, de ki: "Gelin, oğullarımızı, oğullarınızı, kadınlarımızı, kadınlarınızı, kendimizi ve sizleri çağıralım ve hepimiz toplanalım. Sonra da dua ederek sizden ve bizden olan yalancılara lanetini indirmesi için Allah'a yalvaralım."
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
Trong những bài học trích được của các câu Kinh trên trang này:
• من كمال قدرته تعالى أنه يعاقب من يمكر بدينه وبأوليائه، فيمكر بهم كما يمكرون.
Allah'ın kudretinin kemaline delalet eden hususlardan biri de, dinine ve veli kullarına tuzak kuran kimselere, tuzak kurdukları gibi tuzak kurmasıdır.

• بيان المعتقد الصحيح الواجب في شأن عيسى عليه السلام، وبيان موافقته للعقل فهو ليس بدعًا في الخلقة، فآدم المخلوق من غير أب ولا أم أشد غرابة والجميع يؤمن ببشريته.
İsa -aleyhisselam-'ın durumu hakkında olması gereken doğru itikat beyan edilmiş ve bu açıklanan inancın akla olan uygunluğu ortaya konulmuştur. İsâ -aleyhisselam-'ın yaratılması emsalsiz değildi. Çünkü Adem -aleyhisselam-'ın babasız ve annesiz yaratılmış olması daha çok şaşılacak bir durumdu. Fakat herkes onun insan olduğuna inanıyordu.

• مشروعية المُباهلة بين المتنازعين على الصفة التي وردت بها الآية الكريمة.
Ayrılığa düşen kimseler arasında ayet-i kerimede geldiği şekilde mübahele (lanetleşme) yapmak meşrudur.

 
Ý nghĩa nội dung Chương: Ali 'Imran
Mục lục các chương Kinh Số trang
 
Bản dịch ý nghĩa nội dung Qur'an - 简易古兰经经注土耳其语翻译 - Mục lục các bản dịch

由古兰经研究诠释中心发行

Đóng lại