Bản dịch ý nghĩa nội dung Qur'an - Dịch thuật tiếng Thổ Nhĩ Kỳ - Trung tâm Dịch thuật Rowwad * - Mục lục các bản dịch

XML CSV Excel API
Please review the Terms and Policies

Ý nghĩa nội dung Chương: Chương Al-Mulk   Câu:

Sûretu'l-Mulk

تَبَٰرَكَ ٱلَّذِي بِيَدِهِ ٱلۡمُلۡكُ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ قَدِيرٌ
Bütün mülk elinde olan Allah, yüceler yücesidir ve Onun her şeye gücü yeter.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
ٱلَّذِي خَلَقَ ٱلۡمَوۡتَ وَٱلۡحَيَوٰةَ لِيَبۡلُوَكُمۡ أَيُّكُمۡ أَحۡسَنُ عَمَلٗاۚ وَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡغَفُورُ
O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O; mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
ٱلَّذِي خَلَقَ سَبۡعَ سَمَٰوَٰتٖ طِبَاقٗاۖ مَّا تَرَىٰ فِي خَلۡقِ ٱلرَّحۡمَٰنِ مِن تَفَٰوُتٖۖ فَٱرۡجِعِ ٱلۡبَصَرَ هَلۡ تَرَىٰ مِن فُطُورٖ
Gökleri, üst üste yedi kat yaratan O’dur. Rahman’ın yaratmasında bir düzensizlik göremezsin. Gözünü çevir de bak, (gökte) bir çatlak görüyor musunuz?
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
ثُمَّ ٱرۡجِعِ ٱلۡبَصَرَ كَرَّتَيۡنِ يَنقَلِبۡ إِلَيۡكَ ٱلۡبَصَرُ خَاسِئٗا وَهُوَ حَسِيرٞ
Sonra gözü(nü) iki kere daha çevir (de bak). Göz hakir ve umudunu kesmiş bir halde sana döner.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
وَلَقَدۡ زَيَّنَّا ٱلسَّمَآءَ ٱلدُّنۡيَا بِمَصَٰبِيحَ وَجَعَلۡنَٰهَا رُجُومٗا لِّلشَّيَٰطِينِۖ وَأَعۡتَدۡنَا لَهُمۡ عَذَابَ ٱلسَّعِيرِ
Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları Şeytanlara atılan taşlar yaptık ve (ahirette de) onlara alevli ateş azabını hazırladık.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
وَلِلَّذِينَ كَفَرُواْ بِرَبِّهِمۡ عَذَابُ جَهَنَّمَۖ وَبِئۡسَ ٱلۡمَصِيرُ
Sonra gözü(nü) iki kere daha çevir (de bak). Göz hakir ve umudunu kesmiş bir halde sana döner.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
إِذَآ أُلۡقُواْ فِيهَا سَمِعُواْ لَهَا شَهِيقٗا وَهِيَ تَفُورُ
Oraya atıldıklarında o kaynayıp coşarken onun korkunç sesini işitirler.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
تَكَادُ تَمَيَّزُ مِنَ ٱلۡغَيۡظِۖ كُلَّمَآ أُلۡقِيَ فِيهَا فَوۡجٞ سَأَلَهُمۡ خَزَنَتُهَآ أَلَمۡ يَأۡتِكُمۡ نَذِيرٞ
Neredeyse Cehennem öfkeden çatlayacaktır! Oraya her bir topluluk atıldıkça oranın bekçileri onlara; “Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?” diye sorarlar.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
قَالُواْ بَلَىٰ قَدۡ جَآءَنَا نَذِيرٞ فَكَذَّبۡنَا وَقُلۡنَا مَا نَزَّلَ ٱللَّهُ مِن شَيۡءٍ إِنۡ أَنتُمۡ إِلَّا فِي ضَلَٰلٖ كَبِيرٖ
Onlar da şöyle derler: “Evet! Bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onu yalanlamış ve Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz demiştik.”
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
وَقَالُواْ لَوۡ كُنَّا نَسۡمَعُ أَوۡ نَعۡقِلُ مَا كُنَّا فِيٓ أَصۡحَٰبِ ٱلسَّعِيرِ
Yine derler ki: "Eğer biz dinleseydik ve aklımızı kullanmış olsaydık, cehennemlikler arasında olmazdık."
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
فَٱعۡتَرَفُواْ بِذَنۢبِهِمۡ فَسُحۡقٗا لِّأَصۡحَٰبِ ٱلسَّعِيرِ
İşte böylece günahlarını itiraf ederler. Artık alevli ateştekiler Allah’ın rahmetinden uzak olsun!
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
إِنَّ ٱلَّذِينَ يَخۡشَوۡنَ رَبَّهُم بِٱلۡغَيۡبِ لَهُم مَّغۡفِرَةٞ وَأَجۡرٞ كَبِيرٞ
Görmediği halde Rablerinden korkup çekinen kimseler için de elbette bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
وَأَسِرُّواْ قَوۡلَكُمۡ أَوِ ٱجۡهَرُواْ بِهِۦٓۖ إِنَّهُۥ عَلِيمُۢ بِذَاتِ ٱلصُّدُورِ
Sözünüzü ister gizleyin ve isterse onu açığa vurun. Şüphesiz O gönüllerde olanı bilir.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
أَلَا يَعۡلَمُ مَنۡ خَلَقَ وَهُوَ ٱللَّطِيفُ ٱلۡخَبِيرُ
Yaratan bilmez mi? O latiftir, her şeyden haberdar olandır.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
هُوَ ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُمُ ٱلۡأَرۡضَ ذَلُولٗا فَٱمۡشُواْ فِي مَنَاكِبِهَا وَكُلُواْ مِن رِّزۡقِهِۦۖ وَإِلَيۡهِ ٱلنُّشُورُ
O, yeryüzünü sizin ayaklarınızın altına serendir. Haydi onun üzerinde yürüyün ve Allah’ın rızkından yiyin. Dönüş ancak O’nadır.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
ءَأَمِنتُم مَّن فِي ٱلسَّمَآءِ أَن يَخۡسِفَ بِكُمُ ٱلۡأَرۡضَ فَإِذَا هِيَ تَمُورُ
Gökte olanın, yeryüzü sarsıldığı zaman sizi yerin dibine batırmayacağından emin mi oldunuz?
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
أَمۡ أَمِنتُم مَّن فِي ٱلسَّمَآءِ أَن يُرۡسِلَ عَلَيۡكُمۡ حَاصِبٗاۖ فَسَتَعۡلَمُونَ كَيۡفَ نَذِيرِ
Yoksa gökte olanın üzerinize taş yağdıran (fırtınalı) bir rüzgâr göndermeyeceğinden emin misiniz? Siz o takdirde benim uyarmam nasılmış bilip öğreneceksiniz.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
وَلَقَدۡ كَذَّبَ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡ فَكَيۡفَ كَانَ نَكِيرِ
Andolsun ki onlardan öncekiler de yalanladılar. Fakat benim inkârım nasıl oldu?
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
أَوَلَمۡ يَرَوۡاْ إِلَى ٱلطَّيۡرِ فَوۡقَهُمۡ صَٰٓفَّٰتٖ وَيَقۡبِضۡنَۚ مَا يُمۡسِكُهُنَّ إِلَّا ٱلرَّحۡمَٰنُۚ إِنَّهُۥ بِكُلِّ شَيۡءِۭ بَصِيرٌ
Üstlerinde kanatlarını açarak ve kapayarak uçan kuşları görmediler mi? Onları Rahman'dan başkası tutmuyor. Doğrusu O, her şeyi görendir.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
أَمَّنۡ هَٰذَا ٱلَّذِي هُوَ جُندٞ لَّكُمۡ يَنصُرُكُم مِّن دُونِ ٱلرَّحۡمَٰنِۚ إِنِ ٱلۡكَٰفِرُونَ إِلَّا فِي غُرُورٍ
Rahman olan Allah'a karşı şu size yardım edecek askerleriniz hani kimlerdir? Kâfirler ancak boş bir gurur/aldanış içindedirler.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
أَمَّنۡ هَٰذَا ٱلَّذِي يَرۡزُقُكُمۡ إِنۡ أَمۡسَكَ رِزۡقَهُۥۚ بَل لَّجُّواْ فِي عُتُوّٖ وَنُفُورٍ
Eğer O, rızkınızı kesecek olsa size rızık verecek olan kimdir? Bilâkis onlar azgınlık ve nefret içinde inatla direnmektedirler.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
أَفَمَن يَمۡشِي مُكِبًّا عَلَىٰ وَجۡهِهِۦٓ أَهۡدَىٰٓ أَمَّن يَمۡشِي سَوِيًّا عَلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ
O halde, yüzüstü kapanarak yürüyen mi daha çok hidâyete erendir, yoksa dosdoğru bir yol üzerinde dimdik yürüyen kimse mi?
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
قُلۡ هُوَ ٱلَّذِيٓ أَنشَأَكُمۡ وَجَعَلَ لَكُمُ ٱلسَّمۡعَ وَٱلۡأَبۡصَٰرَ وَٱلۡأَفۡـِٔدَةَۚ قَلِيلٗا مَّا تَشۡكُرُونَ
Deki: "Sizi yaratan size işitme (için kulaklar), gözler ve kalpler veren odur. Ne kadar az şükredersiniz."
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
قُلۡ هُوَ ٱلَّذِي ذَرَأَكُمۡ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَإِلَيۡهِ تُحۡشَرُونَ
Deki: "O sizi yeryüzüne dağıtıp, yayandır. Yalnız onun huzuruna toplanıp götürüleceksiniz."
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
وَيَقُولُونَ مَتَىٰ هَٰذَا ٱلۡوَعۡدُ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ
“Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?” diyorlar.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
قُلۡ إِنَّمَا ٱلۡعِلۡمُ عِندَ ٱللَّهِ وَإِنَّمَآ أَنَا۠ نَذِيرٞ مُّبِينٞ
De ki: “Bunun bilgisi yalnız Allah’ın katındadır. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.''
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
فَلَمَّا رَأَوۡهُ زُلۡفَةٗ سِيٓـَٔتۡ وُجُوهُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَقِيلَ هَٰذَا ٱلَّذِي كُنتُم بِهِۦ تَدَّعُونَ
Onun yaklaştığını gördükleri zaman, kâfirlerin yüzleri kötüleşir ve onlara; “İşte, isteyip durduğunuz şey budur!” denir.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
قُلۡ أَرَءَيۡتُمۡ إِنۡ أَهۡلَكَنِيَ ٱللَّهُ وَمَن مَّعِيَ أَوۡ رَحِمَنَا فَمَن يُجِيرُ ٱلۡكَٰفِرِينَ مِنۡ عَذَابٍ أَلِيمٖ
De ki: “Söyleyin bakalım: "Eğer Allah beni ve beraberimdekileri helâk etse yahut bize merhamet ederse kâfirleri acıklı bir azaptan kim kurtarabilir?"
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
قُلۡ هُوَ ٱلرَّحۡمَٰنُ ءَامَنَّا بِهِۦ وَعَلَيۡهِ تَوَكَّلۡنَاۖ فَسَتَعۡلَمُونَ مَنۡ هُوَ فِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٖ
De ki: “O, Rahman’dır. O'na iman ettik ve O'na tevekkül ettik. Kimin apaçık bir dalalette olduğunu yakında öğreneceksiniz.''
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
قُلۡ أَرَءَيۡتُمۡ إِنۡ أَصۡبَحَ مَآؤُكُمۡ غَوۡرٗا فَمَن يَأۡتِيكُم بِمَآءٖ مَّعِينِۭ
De ki: “Söyleyin bakalım: Suyunuz çekiliverse, size kim temiz bir akar su getirir?”
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
 
Ý nghĩa nội dung Chương: Chương Al-Mulk
Mục lục các chương Kinh Số trang
 
Bản dịch ý nghĩa nội dung Qur'an - Dịch thuật tiếng Thổ Nhĩ Kỳ - Trung tâm Dịch thuật Rowwad - Mục lục các bản dịch

Bản dịch ý nghĩa nội dung Kinh Qur'an bằng tiếng Thổ Nhĩ Kỳ, dịch thuật bởi tập thể Trung tâm Dịch thuật Rowwad, phối hợp với trang web www.islamhouse.com, năm 1440 A.H.

Đóng lại