Check out the new design

《古兰经》译解 - 土耳其语翻译版古兰经简明注释。 * - 译解目录


含义的翻译 章: 亚斯   段:
وَٱضۡرِبۡ لَهُم مَّثَلًا أَصۡحَٰبَ ٱلۡقَرۡيَةِ إِذۡ جَآءَهَا ٱلۡمُرۡسَلُونَ
Ey Resul! Yalanlayan ve inatçılık eden bu kimselere ibret olması için, kendilerine elçiler gelmiş olan belde halkının kıssasını anlat.
阿拉伯语经注:
إِذۡ أَرۡسَلۡنَآ إِلَيۡهِمُ ٱثۡنَيۡنِ فَكَذَّبُوهُمَا فَعَزَّزۡنَا بِثَالِثٖ فَقَالُوٓاْ إِنَّآ إِلَيۡكُم مُّرۡسَلُونَ
Kendilerini Allah'ı birlemeye ve Allah'a ibadet etmeye davet etmeleri için onlara iki elçi gönderdiğimizde o iki elçiyi yalanladılar. Bunun üzerine biz, üçüncü bir elçi daha göndererek o iki elçiyi güçlendirdik. O üç elçi belde halkına şöyle dediler: -Biz üç kişi- "Sizleri Allah'ı birlemeye ve O'nun dinine tabi olmaya davet etmek için gönderilmiş olan elçileriz."
阿拉伯语经注:
قَالُواْ مَآ أَنتُمۡ إِلَّا بَشَرٞ مِّثۡلُنَا وَمَآ أَنزَلَ ٱلرَّحۡمَٰنُ مِن شَيۡءٍ إِنۡ أَنتُمۡ إِلَّا تَكۡذِبُونَ
Belde halkı gönderilen elçilere şöyle dediler: Sizler bizim gibi bir beşerden başka bir şey değilsiniz. Sizin bize karşı bir üstünlüğünüz yoktur. Rahman size bir vahiy indirmemiştir ve siz, iddianızla ancak Allah'a yalan isnatta bulunuyorsunuz.
阿拉伯语经注:
قَالُواْ رَبُّنَا يَعۡلَمُ إِنَّآ إِلَيۡكُمۡ لَمُرۡسَلُونَ
O üç elçi, belde halkının yalanlamasına karşılık olarak şöyle dediler: "Ey belde halkı! Rabbimiz biliyor ki bizler, size O'nun katından gönderilmiş elçileriz. Delil olarak bu bize yeter."
阿拉伯语经注:
وَمَا عَلَيۡنَآ إِلَّا ٱلۡبَلَٰغُ ٱلۡمُبِينُ
"Bizim görevimiz, size tebliğ etmekle emrolunduğumuz şeyleri apaçık tebliğ etmektir. Biz, size hidayet etmekle sorumlu değiliz."
阿拉伯语经注:
قَالُوٓاْ إِنَّا تَطَيَّرۡنَا بِكُمۡۖ لَئِن لَّمۡ تَنتَهُواْ لَنَرۡجُمَنَّكُمۡ وَلَيَمَسَّنَّكُم مِّنَّا عَذَابٌ أَلِيمٞ
Belde halkı, gönderilmiş olan elçilere şöyle dediler: "Şüphesiz siz, bize uğursuz geldiniz. Eğer bizleri tevhide davet etmekten vazgeçmezseniz; sizi ölünceye kadar taşlamakla ve acıklı bir azap ile cezalandıracağız."
阿拉伯语经注:
قَالُواْ طَٰٓئِرُكُم مَّعَكُمۡ أَئِن ذُكِّرۡتُمۚ بَلۡ أَنتُمۡ قَوۡمٞ مُّسۡرِفُونَ
Elçiler onlara cevap olarak şöyle dediler: "Allah'ı inkâr etmeniz ve O'nun peygamberlerine tabi olmayı terk etmeniz sebebi ile uğursuzluğunuz sizinle beraberdir. Size Allah'ı hatırlattığımız ve sizi O'na davet ettiğimiz için mi bizi uğursuz sayıyorsunuz? Hayır! Bilakis siz; günah işleyip isyan ederek aşırı giden bir topluluksunuz."
阿拉伯语经注:
وَجَآءَ مِنۡ أَقۡصَا ٱلۡمَدِينَةِ رَجُلٞ يَسۡعَىٰ قَالَ يَٰقَوۡمِ ٱتَّبِعُواْ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Derken beldenin uzak bir yerinden bir adam; kavminin elçileri yalanlamasından, onları öldürmek ve eziyet etmekle tehdit etmesinden korkarak koşarak geldi ve şöyle dedi: "Ey Kavmim! Bu elçilerin getirdiklerine uyunuz."
阿拉伯语经注:
ٱتَّبِعُواْ مَن لَّا يَسۡـَٔلُكُمۡ أَجۡرٗا وَهُم مُّهۡتَدُونَ
Ey Kavmim! Size tebliğ ettikleri şey karşılığında sizden herhangi bir ücret istemeyen kimselere uyun. Onlar Allah'ın vahyinden tebliğ ettikleri şeyler hususunda hidayet üzeredirler. Kim böyle ise işte tabi olunmaya layık olan kimse odur.
阿拉伯语经注:
وَمَالِيَ لَآ أَعۡبُدُ ٱلَّذِي فَطَرَنِي وَإِلَيۡهِ تُرۡجَعُونَ
Nasihatçı olan bu adam şöyle dedi: "Ve hangi engel beni yaratan Allah'a ibadet etmekten alıkoyabilir? Ve hangi engel sizleri yaratan Allah'a ibadet etmekten alıkoyabilir? Öyle ki, yeniden dirilme ile birlikte hepiniz karşılık için sadece O'na döndürüleceksiniz."
阿拉伯语经注:
ءَأَتَّخِذُ مِن دُونِهِۦٓ ءَالِهَةً إِن يُرِدۡنِ ٱلرَّحۡمَٰنُ بِضُرّٖ لَّا تُغۡنِ عَنِّي شَفَٰعَتُهُمۡ شَيۡـٔٗا وَلَا يُنقِذُونِ
"Ben, beni yaratan Allah'tan başka ilahlara hak etmemelerine rağmen ibadet edip, onları ilahlar mı edineyim? Eğer Rahman; bana bir kötülük isabet ettirmek isterse, kendilerine ibadet olunan bu ilahlar bana bir fayda veremedikleri gibi benden bir kötülüğü de savamazlar. Eğer ben küfür üzere ölürsem Allah'ın benim hakkımda dilediği kötülükten de beni kurtaramazlar."
阿拉伯语经注:
إِنِّيٓ إِذٗا لَّفِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٍ
"Eğer ben Allah'tan gayrı kendilerine ibadet olunanları ilahlar edinirsem, apaçık bir hata içinde olurum. Öyle ki ibadeti hak etmeyenlere ibadet edip, ibadeti hak eden Allah'a ibadet etmeyi terk ederek apaçık bir sapıklık ile sapmış olurum."
阿拉伯语经注:
إِنِّيٓ ءَامَنتُ بِرَبِّكُمۡ فَٱسۡمَعُونِ
"Ey Kavmim! Şüphesiz ben; sizin Rabbiniz ve benim Rabbim olan Allah'a iman ettim. Beni dinleyin. Ben sizin, beni kendisiyle tehdit ettiğiniz ölümden de korkmuyorum." dedi. Kavmi onu öldürdü. Allah da onu cennetine koydu.
阿拉伯语经注:
قِيلَ ٱدۡخُلِ ٱلۡجَنَّةَۖ قَالَ يَٰلَيۡتَ قَوۡمِي يَعۡلَمُونَ
Şehit edilmesinden sonra kendisine ikram olarak şöyle denildi: "Cennete gir." O, cennete girip de oradaki nimetleri müşahede edince temenni içinde şöyle dedi: "Keşke beni yalanlayan ve öldüren kavmim de günahlarımın bağışlandığını ve Rabbimin bana olan ikramını bilseydi. Benim gibi İman eder ve benim ulaştığım mükâfata ulaşırdı."
阿拉伯语经注:
بِمَا غَفَرَ لِي رَبِّي وَجَعَلَنِي مِنَ ٱلۡمُكۡرَمِينَ
Şehit edilmesinden sonra kendisine ikram olarak şöyle denildi: "Cennete gir." O, cennete girip de oradaki nimetleri müşahede edince temenni ederek şöyle dedi: "Keşke beni yalanlayan ve öldüren kavmim de günahlarımın bağışlandığını ve Rabbimin bana olan ikramını bilseydi. Benim gibi iman eder ve benim ulaştığım mükâfata ulaşırdı."
阿拉伯语经注:
这业中每段经文的优越:
• أهمية القصص في الدعوة إلى الله.
Kıssaların Allah'a davet etmedeki önemi beyan edilmiştir.

• الطيرة والتشاؤم من أعمال الكفر.
Uğursuzluk ve kötümserlik, küfür amellerindendir.

• النصح لأهل الحق واجب .
Hak ehli için nasihatte bulunmak vaciptir.

• حب الخير للناس صفة من صفات أهل الإيمان.
İnsanlar için hayrı istemek, iman ehlinin sıfatlarındandır.

 
含义的翻译 章: 亚斯
章节目录 页码
 
《古兰经》译解 - 土耳其语翻译版古兰经简明注释。 - 译解目录

古兰经注释研究中心发行。

关闭