কুরআনুল কারীমের অর্থসমূহের অনুবাদ - তুর্কি ভাষায় কুরআনুল কারীমের সংক্ষিপ্ত তাফসীরের অনুবাদ * - অনুবাদসমূহের সূচী


অর্থসমূহের অনুবাদ সূরা: সূরা আল-জাসিয়া   আয়াত:

Sûretu'l-Câsiye

সূরার কতক উদ্দেশ্য:
بيان أحوال الخلق من الآيات الشرعية والكونية، ونقض حجج منكري البعث المتكبرين وترهيبهم.
Mahlukatın durumu, dini ve kevnî ayetlerle açıklanmış, yeniden dirilişi inkâr eden mütekebbirlerin kanıtları ve tehditleri de çürütülmüştür.

حمٓ
(Hâ, Mîm) Bu hususta benzer bir açıklama Bakara suresinin başında zikredilmiştir.
আরবি তাফসীরসমূহ:
تَنزِيلُ ٱلۡكِتَٰبِ مِنَ ٱللَّهِ ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡحَكِيمِ
(Bu) Kur'an, hiç kimsenin kendisine galip gelemeyeceği Azîz/mutlak galip, yaratmasında, takdir etmesinde ve işleri çekip çevirmesinde hikmet sahibi olan Allah tarafından indirilmiştir.
আরবি তাফসীরসমূহ:
إِنَّ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ لَأٓيَٰتٖ لِّلۡمُؤۡمِنِينَ
Şüphesiz göklerde ve yerde Müminler için Yüce Allah'ın kudretine ve birliğine delil olan ayetler vardır. Çünkü ayetlerden ve delillerden ibret alanlar ancak Müminlerdir.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَفِي خَلۡقِكُمۡ وَمَا يَبُثُّ مِن دَآبَّةٍ ءَايَٰتٞ لِّقَوۡمٖ يُوقِنُونَ
-Ey İnsanlar!- Sizin nutfeden/meniden sonra çiğnemlik et parçasından sonra embriyodan yaratılmanızda ve Yüce Allah'ın yeryüzünde yaydığı çeşit çeşit hayvanların yaratılışında Yüce Allah'ın bir ve tek yaratıcı olduğuna iman eden kimseler için çok açık deliller vardır.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَٱخۡتِلَٰفِ ٱلَّيۡلِ وَٱلنَّهَارِ وَمَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مِن رِّزۡقٖ فَأَحۡيَا بِهِ ٱلۡأَرۡضَ بَعۡدَ مَوۡتِهَا وَتَصۡرِيفِ ٱلرِّيَٰحِ ءَايَٰتٞ لِّقَوۡمٖ يَعۡقِلُونَ
Gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde, Yüce Allah'ın gökten rızık olarak indirdiği yağmur ile ölümünden sonra yeryüzünde hiçbir bitki yok iken onunla tekrar yeryüzüne hayat vermesinde, sizin faydanıza olması için rüzgârları bazen bir yönden bazen de başka bir yönden estirmesinde aklını kullanan kimseler için deliller/işaretler vardır. Bunlarla da Allah'ın birliğine, ölümden sonra tekrar diriltmesine ve her şeye kadir olmasına delil getirirler.
আরবি তাফসীরসমূহ:
تِلۡكَ ءَايَٰتُ ٱللَّهِ نَتۡلُوهَا عَلَيۡكَ بِٱلۡحَقِّۖ فَبِأَيِّ حَدِيثِۭ بَعۡدَ ٱللَّهِ وَءَايَٰتِهِۦ يُؤۡمِنُونَ
-Ey Resul!- Bunlar sana hak olarak okuduğumuz Allah'ın ayetleri ve kesin delilleridir. Şayet Yüce Allah'ın kuluna indirilen sözüne delilleri ile iman etmiyorlar ise bundan sonra tasdik edip hangi söze ve hangi kesin delillere inanacaklardır?
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَيۡلٞ لِّكُلِّ أَفَّاكٍ أَثِيمٖ
Çokça yalan söyleyen her günahkâra Yüce Allah tarafından helak ve azap vardır.
আরবি তাফসীরসমূহ:
يَسۡمَعُ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ تُتۡلَىٰ عَلَيۡهِ ثُمَّ يُصِرُّ مُسۡتَكۡبِرٗا كَأَن لَّمۡ يَسۡمَعۡهَاۖ فَبَشِّرۡهُ بِعَذَابٍ أَلِيمٖ
Bu kâfir, Kur'an'da Yüce Allah'ın ayetlerinin kendisine okunduğunu işitir de sonra kendi nefsinde hakka karşı büyüklük taslayarak sanki kendisine o okunan ayetleri duymamış gibi direnir. Ey Resul! O kimseye ahiretinde onun için kötü olacak şeyleri haber ver. O, kendisini bekleyen acı verici azabın ta kendisidir.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَإِذَا عَلِمَ مِنۡ ءَايَٰتِنَا شَيۡـًٔا ٱتَّخَذَهَا هُزُوًاۚ أُوْلَٰٓئِكَ لَهُمۡ عَذَابٞ مُّهِينٞ
Kendisine Kur'an'dan bir şey ulaştığı zaman onu alay konusu haline getirir. Kur'an'a karşı alay etme vasfıyla vasıflanan o kimseler için kıyamet gününde alçaltıcı bir azap vardır.
আরবি তাফসীরসমূহ:
مِّن وَرَآئِهِمۡ جَهَنَّمُۖ وَلَا يُغۡنِي عَنۡهُم مَّا كَسَبُواْ شَيۡـٔٗا وَلَا مَا ٱتَّخَذُواْ مِن دُونِ ٱللَّهِ أَوۡلِيَآءَۖ وَلَهُمۡ عَذَابٌ عَظِيمٌ
Önlerinde cehennem, onları ahirette beklemektedir. Onların kazanmış oldukları mallar, Allah'a karşı onlara hiçbir şey fayda vermez. Allah'tan başka ibadet ettikleri putlar onların üzerinden hiçbir şeyi kaldıramaz. Kıyamet gününde onlar için büyük bir azap vardır.
আরবি তাফসীরসমূহ:
هَٰذَا هُدٗىۖ وَٱلَّذِينَ كَفَرُواْ بِـَٔايَٰتِ رَبِّهِمۡ لَهُمۡ عَذَابٞ مِّن رِّجۡزٍ أَلِيمٌ
Resulümüz Muhammed'e indirdiğimiz bu kitap hak yola hidayet eden bir rehberdir. Resulune indirilen Rablerinin ayetlerini inkâr edenlere kötü ve acı verici bir azap vardır.
আরবি তাফসীরসমূহ:
۞ ٱللَّهُ ٱلَّذِي سَخَّرَ لَكُمُ ٱلۡبَحۡرَ لِتَجۡرِيَ ٱلۡفُلۡكُ فِيهِ بِأَمۡرِهِۦ وَلِتَبۡتَغُواْ مِن فَضۡلِهِۦ وَلَعَلَّكُمۡ تَشۡكُرُونَ
-Ey İnsanlar!- O'nun emriyle denizde gemilerin akıp gitmesi ve çeşitli mübah kazançlar elde ederek fazlından istemeniz ve Yüce Allah'ın üzerinizdeki nimetlerine şükretmeniz için tek olan Yüce Allah denizi sizin hizmetinize vermiştir.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَسَخَّرَ لَكُم مَّا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِ جَمِيعٗا مِّنۡهُۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَٰتٖ لِّقَوۡمٖ يَتَفَكَّرُونَ
Allah -Subhânehû ve Teâlâ- size göklerde bulunan güneşi, ayı ve yıldızları, yeryüzünde bulunan nehirler, ağaçlar, dağlar ve diğer pek çok canlıyı hizmetinize vermiştir. Bu nimetlerin hepsi Yüce Allah'ın lütfu ve ihsanındandır. Bunları sizin hizmetinize vermesinde Allah'ın kudretini, birliğini, ayetlerini düşünen ve onlardan ibret alan bir toplum için elbette ibretler vardır.
আরবি তাফসীরসমূহ:
এই পৃষ্ঠার আয়াতগুলোর কতক ফায়দা:
• الكذب والإصرار على الذنب والكبر والاستهزاء بآيات الله: صفات أهل الضلال، وقد توعد الله المتصف بها.
Yalan söylemek, günah işlemede ısrar etmek, kibirli olmak ve Yüce Allah'ın ayetleri ile alay etmek sapıkların sıfatlarıdır. Yüce Allah bu vasıflarla vasıflananları tehdit etmiştir.

• نعم الله على عباده كثيرة، ومنها تسخير ما في الكون لهم.
Yüce Allah'ın nimetleri pek çoktur. Kâinatta bulunan şeyleri kullarının hizmetine sunması onlara bahşettiği bazı nimetlerindendir.

• النعم تقتضي من العباد شكر المعبود الذي منحهم إياها.
Bahşedilen nimetler, kullarına bu nimetleri sunan Yüce Allah'a karşı kulların şükretmesini gerektirmektedir.

قُل لِّلَّذِينَ ءَامَنُواْ يَغۡفِرُواْ لِلَّذِينَ لَا يَرۡجُونَ أَيَّامَ ٱللَّهِ لِيَجۡزِيَ قَوۡمَۢا بِمَا كَانُواْ يَكۡسِبُونَ
-Ey Resul!- Allah'a iman eden ve resullerini tasdik edenlere söyle. Sizlere kötülük yapan kâfirleri ve Allah'ın nimetlerine veya gazabına aldırış etmeyenleri bağışlayınız. Şüphesiz Allah, sabreden Müminleri ve dünyada yapmış oldukları kötü amellerle hakka tecavüz eden kâfirlerin yaptıklarının karşılığını verecektir.
আরবি তাফসীরসমূহ:
مَنۡ عَمِلَ صَٰلِحٗا فَلِنَفۡسِهِۦۖ وَمَنۡ أَسَآءَ فَعَلَيۡهَاۖ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّكُمۡ تُرۡجَعُونَ
Kim salih amel işlerse salih amelinin neticesi ona aittir. Yüce Allah, onun yapmış olduğu amele ihtiyaç duymaz. Kim kötü amel işlerse kötü amelinin akıbeti de ona aittir. Onun kötülüğü Allah'a zarar veremez. Sonra herkesin hak ettiğinin karşılığını vermemiz için ahirette yalnız bize döneceksiniz.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَا بَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ ٱلۡكِتَٰبَ وَٱلۡحُكۡمَ وَٱلنُّبُوَّةَ وَرَزَقۡنَٰهُم مِّنَ ٱلطَّيِّبَٰتِ وَفَضَّلۡنَٰهُمۡ عَلَى ٱلۡعَٰلَمِينَ
Gerçek şu ki, İsrailoğulları'na Tevrat'ı ve hikmetle insanların arasını ayırmayı bahşettik. Peygamberlerin çoğunu onlardan, İbrahim -aleyhisselam-'ın zürriyetinden kıldık. Onları çeşitli temiz şeylerle rızıklandırdık ve onları zamanlarının insanlarına üstün kıldık.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَءَاتَيۡنَٰهُم بَيِّنَٰتٖ مِّنَ ٱلۡأَمۡرِۖ فَمَا ٱخۡتَلَفُوٓاْ إِلَّا مِنۢ بَعۡدِ مَا جَآءَهُمُ ٱلۡعِلۡمُ بَغۡيَۢا بَيۡنَهُمۡۚ إِنَّ رَبَّكَ يَقۡضِي بَيۡنَهُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ فِيمَا كَانُواْ فِيهِ يَخۡتَلِفُونَ
Onlara din hususunda hakkı batıldan ayıran açık deliller verdik. Onlara hüccet ikame edilip peygamberimiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- gönderildikten sonra ihtilafa düştüler. Onları bu ihtilafa sürükleyen ise ancak liderlik, şan hırsına kapılıp birbirlerine haksızlık etmeleri sebebiyledir. -Ey Resul!- Şüphesiz ki Rabbin, dünyada hakkında ayrılığa düştükleri şeylerde, kimin haklı ve kimin haksız olduğunu açığa çıkarıp kıyamet günü onların arasında hüküm verecektir.
আরবি তাফসীরসমূহ:
ثُمَّ جَعَلۡنَٰكَ عَلَىٰ شَرِيعَةٖ مِّنَ ٱلۡأَمۡرِ فَٱتَّبِعۡهَا وَلَا تَتَّبِعۡ أَهۡوَآءَ ٱلَّذِينَ لَا يَعۡلَمُونَ
Sonra da seni kendi buyruğumuz ile senden önceki resullerimize emrettiğimiz yol, sünnet ve metot üzerine kıldık ki bununla imana ve salih amele davet ediyorsun. Sen bu şeriata tabi ol ve hakkı bilmeyenlerin heveslerine tabi olma. Zira onların hevesleri haktan saptırır.
আরবি তাফসীরসমূহ:
إِنَّهُمۡ لَن يُغۡنُواْ عَنكَ مِنَ ٱللَّهِ شَيۡـٔٗاۚ وَإِنَّ ٱلظَّٰلِمِينَ بَعۡضُهُمۡ أَوۡلِيَآءُ بَعۡضٖۖ وَٱللَّهُ وَلِيُّ ٱلۡمُتَّقِينَ
Şüphesiz hakkı bilmeyenlerin hevâlarına uyarsan, Allah'tan gelecek herhangi bir azabı önleme hususunda, sana asla fayda sağlayamazlar. Şüphesiz bütün uluslar/dinler ve inançlar birbirlerine yardım edip Müminlere karşı destek olurlar. Yüce Allah ise emirlerine uyan ve yasaklarından kaçınan muttakilere yardım eder ve zafer bahşeder.
আরবি তাফসীরসমূহ:
هَٰذَا بَصَٰٓئِرُ لِلنَّاسِ وَهُدٗى وَرَحۡمَةٞ لِّقَوۡمٖ يُوقِنُونَ
Peygamberimize indirilen bu Kur'an, hakkı batıldan ayırıp insanların bütün işlerinde doğruyu görmelerini ve şüphesiz hakka iman eden bir kavim için de hak yolunu gösteren bir rehber ve rahmettir. Çünkü onlar, Rableri onlardan razı olması için onun hidayetiyle doğru yolu bulurlar ve (Rableri) onları cennete sokar ve cehennemden uzaklaştırır.
আরবি তাফসীরসমূহ:
أَمۡ حَسِبَ ٱلَّذِينَ ٱجۡتَرَحُواْ ٱلسَّيِّـَٔاتِ أَن نَّجۡعَلَهُمۡ كَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ سَوَآءٗ مَّحۡيَاهُمۡ وَمَمَاتُهُمۡۚ سَآءَ مَا يَحۡكُمُونَ
Yoksa uzuvlarıyla küfür ve günah işleyenleri Allah'a iman edip salih amel işleyenler gibi dünyada ve ahirette yaptıklarının karşılığını almalarında bir tutacağımızı mı sanıyorlar? Ne kadar çirkin hüküm veriyorlar.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَخَلَقَ ٱللَّهُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ بِٱلۡحَقِّ وَلِتُجۡزَىٰ كُلُّ نَفۡسِۭ بِمَا كَسَبَتۡ وَهُمۡ لَا يُظۡلَمُونَ
Allah gökleri ve yeri büyük ve açık bir hikmetle yarattı. Asla boş yere yaratmadı. Her nefse hiçbir haksızlığa uğramadan kendi kazanmış olduğu hayır ve şerrin karşılığını vermek için yarattı. Yüce Allah, onların yapmış oldukları iyiliklerini eksilterek ve kötülüklerini de artırarak onlara zulmetmez.
আরবি তাফসীরসমূহ:
এই পৃষ্ঠার আয়াতগুলোর কতক ফায়দা:
• العفو والتجاوز عن الظالم إذا لم يُظهر الفساد في الأرض، ويَعْتَدِ على حدود الله؛ خلق فاضل أمر الله به المؤمنين إن غلب على ظنهم العاقبة الحسنة.
Yeryüzünde fesadı ortaya koymaz ve Allah'ın sınırlarını aşmaz ise zalimi affedip onu bağışlamak üstün bir ahlaktır. Zannı galipleriyle güzel bir son olacaksa Allah bunu (affetmeyi ve bağışlamayı) Müminlere emretmiştir.

• وجوب اتباع الشرع والبعد عن اتباع أهواء البشر.
Şeriata tabi olmanın farz olduğu ve insanların arzularına uymaktan uzaklaşılmanın gerekliliği beyan edilmiştir.

• كما لا يستوي المؤمنون والكافرون في الصفات، فلا يستوون في الجزاء.
Müminler ve kâfirler sıfatlarda eşit olmadıkları gibi yapmış oldukları amellerinin karşılığını almakta da eşit olmazlar.

• خلق الله السماوات والأرض وفق حكمة بالغة يجهلها الماديون الملحدون.
Allah gökleri ve yeri büyük ve açık bir hikmete uygun bir şekilde yarattı. Bunu meteryalist cahil ateistler bilmezler.

أَفَرَءَيۡتَ مَنِ ٱتَّخَذَ إِلَٰهَهُۥ هَوَىٰهُ وَأَضَلَّهُ ٱللَّهُ عَلَىٰ عِلۡمٖ وَخَتَمَ عَلَىٰ سَمۡعِهِۦ وَقَلۡبِهِۦ وَجَعَلَ عَلَىٰ بَصَرِهِۦ غِشَٰوَةٗ فَمَن يَهۡدِيهِ مِنۢ بَعۡدِ ٱللَّهِۚ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ
-Ey Resul!- Hevâsına uyan ve onu kendisine muhalefet etmeyeceği mabudu yerine koyana bir bak. Yüce Allah onu kendi ilmi uyarınca saptırmıştır. Çünkü saptırılmayı hak etmiştir. Onun kalbini mühürlemiştir. Artık faydalanacağı şeyleri duymaz hale gelmiştir. Allah onun gözüne hakkı görmeyi engelleyen bir perde çekmiştir. Yüce Allah'ın onu saptırmasından sonra artık kim onu hakka yönelmeye muvaffak kılabilir. Hevâlarına tabi olanların uğrayacakları zararları ve Allah'ın şeriatına tabi olanların elde edecekleri menfaatleri hiç düşünüp, akıl etmiyor musunuz?
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَقَالُواْ مَا هِيَ إِلَّا حَيَاتُنَا ٱلدُّنۡيَا نَمُوتُ وَنَحۡيَا وَمَا يُهۡلِكُنَآ إِلَّا ٱلدَّهۡرُۚ وَمَا لَهُم بِذَٰلِكَ مِنۡ عِلۡمٍۖ إِنۡ هُمۡ إِلَّا يَظُنُّونَ
Ölümden sonra tekrar dirilmeyi inkâr eden kâfirler dediler ki: "Hayat sadece bu dünya hayatıdır ve bundan başka bir hayat yoktur. Nesiller ölür ve bir daha geri dönmezler ve ardından yeni nesiller yaşar. Bizi ancak gece ve gündüzün birbirini takip etmesi öldürür." Onların öldükten sonra tekrar dirilmeyle ilgili inkâr etmeleri hususunda hiçbir bilgileri yoktur. Onların bütün bildikleri sadece zandan ibarettir. Şüphesiz hiçbir zaman zan hakkın yerine geçmez.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَإِذَا تُتۡلَىٰ عَلَيۡهِمۡ ءَايَٰتُنَا بَيِّنَٰتٖ مَّا كَانَ حُجَّتَهُمۡ إِلَّآ أَن قَالُواْ ٱئۡتُواْ بِـَٔابَآئِنَآ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ
Ölümden sonra tekrar dirilmeyi inkâr eden müşriklere apaçık olan ayetlerimizi okuduğu zaman onların Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ve ashabına söyledikleri şu sözden başka ortaya koyacakları hiçbir delilleri yoktur: "Eğer doğru söyleyen kimseler iseniz; bizim öldükten sonra tekrar dirileceğimiz kesin ise, öyleyse ölmüş olan atalarımızı diriltip geri getirin."
আরবি তাফসীরসমূহ:
قُلِ ٱللَّهُ يُحۡيِيكُمۡ ثُمَّ يُمِيتُكُمۡ ثُمَّ يَجۡمَعُكُمۡ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡقِيَٰمَةِ لَا رَيۡبَ فِيهِ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعۡلَمُونَ
-Ey Resul!- Onlara de ki: "Allah sizi yoktan var edip size hayat vererek yaşatır. Ölümünüzden sonra sizi kendisinde hiç şüphe bulunmayan kıyamet gününde hesap ve ceza için tekrardan bir araya getirecektir. Kendisinde hiçbir şüphe olmayan o gün mutlaka gelecektir." Fakat insanların çoğu bilmiyorlar. Bundan dolayı onun için salih amellerle hazırlık yapmıyorlar.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَلِلَّهِ مُلۡكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ وَيَوۡمَ تَقُومُ ٱلسَّاعَةُ يَوۡمَئِذٖ يَخۡسَرُ ٱلۡمُبۡطِلُونَ
Göklerin mülkü ve yerin mülkü tek başına Yüce Allah'ındır. Göklerde ve yerde hak ile O'ndan başka bir varlığa ibadet edilmez. Kıyametin koptuğu gün, Allah o vakitte ölüleri hesap ve ceza için tekrar diriltir. Allah'tan başkasına ibadet eden batıl ehli, hakkı geçersiz ve batılı hak olarak gerçekleştirmek isteyenler hüsrana uğrayacaklardır.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَتَرَىٰ كُلَّ أُمَّةٖ جَاثِيَةٗۚ كُلُّ أُمَّةٖ تُدۡعَىٰٓ إِلَىٰ كِتَٰبِهَا ٱلۡيَوۡمَ تُجۡزَوۡنَ مَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
-Ey Resul!- O gün her ümmeti diz üstü çökmüş, kendisine ne yapılacağını bekler halde görürsün. Her ümmet yazıcı meleklerin yazmış olduğu amel defterlerine çağrılır. -Ey insanlar!- Bugün, dünyada yaptığınız hayır ve şerrin karşılığını göreceksiniz.
আরবি তাফসীরসমূহ:
هَٰذَا كِتَٰبُنَا يَنطِقُ عَلَيۡكُم بِٱلۡحَقِّۚ إِنَّا كُنَّا نَسۡتَنسِخُ مَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
Bu meleklerimizin sizler tarafından yapılan amelleri yazdıkları kitabımızdır. Sizin hakkınızda hak ile şahitlik etmektedir. Haydi onu okuyunuz. Şüphesiz biz yazıcı meleklere sizin dünyada yapmış olduğunuz amelleri yazmalarını emrediyorduk.
আরবি তাফসীরসমূহ:
فَأَمَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ فَيُدۡخِلُهُمۡ رَبُّهُمۡ فِي رَحۡمَتِهِۦۚ ذَٰلِكَ هُوَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡمُبِينُ
İman edenler ve salih ameller işleyenlere gelince her türlü noksanlıktan münezzeh olan Rableri, onları rahmetiyle cennetine sokacaktır. Yüce Allah'ın onlara vermiş olduğu bu mükâfat ise, apaçık olan ve onun derecesine hiçbir kurtuluşun ulaşamadığı kurtuluştur.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَأَمَّا ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ أَفَلَمۡ تَكُنۡ ءَايَٰتِي تُتۡلَىٰ عَلَيۡكُمۡ فَٱسۡتَكۡبَرۡتُمۡ وَكُنتُمۡ قَوۡمٗا مُّجۡرِمِينَ
Allah'ı küfredenlere gelince, azarlamak için onlara şöyle denilir: "Ayetlerim size okunmadı mı? Fakat siz onlara iman etmeyip onlara karşı büyüklük tasladınız. Küfür edip günah işleyen suçlu bir kavim olmuştunuz."
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَإِذَا قِيلَ إِنَّ وَعۡدَ ٱللَّهِ حَقّٞ وَٱلسَّاعَةُ لَا رَيۡبَ فِيهَا قُلۡتُم مَّا نَدۡرِي مَا ٱلسَّاعَةُ إِن نَّظُنُّ إِلَّا ظَنّٗا وَمَا نَحۡنُ بِمُسۡتَيۡقِنِينَ
Sizlere"Allah'ın -kullarını tekrar diriltip hak ettikleri karşılıklarını vereceği sözü- haktır; gerçekten onda bir şüphe yoktur." denildiği zaman siz de şöyle derdiniz: "Biz bu kıyametin ne olduğunu bilmiyoruz. Biz yalnızca onun meydana geleceği hakkında zayıf bir zan içindeyiz. Kıyametin kopacağına dair kesin bir bilgi sahibi değiliz."
আরবি তাফসীরসমূহ:
এই পৃষ্ঠার আয়াতগুলোর কতক ফায়দা:
• اتباع الهوى يهلك صاحبه، ويحجب عنه أسباب التوفيق.
Hevâ ve hevese tabi olmak sahibini helak eder ve muvaffak olma sebeplerini engeller.

• هول يوم القيامة.
Kıyamet günü son derece şiddetli ve korkunçtur.

• الظن لا يغني من الحق شيئًا، خاصةً في مجال الاعتقاد.
Şüphesiz zan, haktan (ilimden) hiçbir şeyin yerine geçmez. Özellikle itikat alanında.

وَبَدَا لَهُمۡ سَيِّـَٔاتُ مَا عَمِلُواْ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ
Dünyada iken küfür ve masiyet olarak yapmış oldukları kötülükler ortaya çıkmış ve uyarıldıkları halde kendisi ile alay ettikleri azap onların üzerine inivermişti.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَقِيلَ ٱلۡيَوۡمَ نَنسَىٰكُمۡ كَمَا نَسِيتُمۡ لِقَآءَ يَوۡمِكُمۡ هَٰذَا وَمَأۡوَىٰكُمُ ٱلنَّارُ وَمَا لَكُم مِّن نَّٰصِرِينَ
Allah Teâlâ onlara şöyle buyurur: "Bugününüzü unuttuğunuz ve bu güne iman ve salih amel ile hazırlanmadığınız gibi biz de sizi ateşte terk edip bırakırız. Sizin varıp yerleşeceğiniz yer ateştir. Sizden Yüce Allah'ın azabını savacak yardımcılarınız da yoktur.
আরবি তাফসীরসমূহ:
ذَٰلِكُم بِأَنَّكُمُ ٱتَّخَذۡتُمۡ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ هُزُوٗا وَغَرَّتۡكُمُ ٱلۡحَيَوٰةُ ٱلدُّنۡيَاۚ فَٱلۡيَوۡمَ لَا يُخۡرَجُونَ مِنۡهَا وَلَا هُمۡ يُسۡتَعۡتَبُونَ
Sizin kendisi ile azap olunduğunuz bu azap, Allah’ın ayetlerini alaya almanız ve dünya hayatının lezzetleri ve arzuları ile sizi aldatmış olması sebebiyledir. İşte Allah'ın ayetleri ile alay eden o kâfirler, bugün ateşten çıkarılmayacaklardır. Aksine onlar orada ebedî olarak kalacaklardır. Salih ameller işlemek için dünya hayatına geri döndürülmeyecekler ve Rableri onlardan razı olmayacaktır.
আরবি তাফসীরসমূহ:
فَلِلَّهِ ٱلۡحَمۡدُ رَبِّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَرَبِّ ٱلۡأَرۡضِ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
hamt; göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve bütün yaratılmışların Rabbi olan Allah'a mahsustur.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَلَهُ ٱلۡكِبۡرِيَآءُ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۖ وَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
Göklerde ve yerde azamet ve yücelik O'nundur. O; Aziz'dir/hiç kimsenin mücadele edemeyeceği mutlak galiptir. O; yaratmasında, takdir etmesinde, idare etmesinde ve dininde hikmet sahibidir.
আরবি তাফসীরসমূহ:
এই পৃষ্ঠার আয়াতগুলোর কতক ফায়দা:
• الاستهزاء بآيات الله كفر.
Allah'ın ayetleri ile alay etmek küfürdür.

• خطر الاغترار بلذات الدنيا وشهواتها.
Dünyanın zevkleri ve arzuları ile aldanmanın tehlikesi beyan edilmiştir.

• ثبوت صفة الكبرياء لله تعالى.
Allah Teâlâ'nın azamet ve yücelik sıfatı ispat edilmiştir.

• إجابة الدعاء من أظهر أدلة وجود الله سبحانه وتعالى واستحقاقه العبادة.
Duaya icabet etmek; Allah Teâlâ'nın varlığının ve (sadece) O'nun ibadete layık olduğunun delillerindendir.

 
অর্থসমূহের অনুবাদ সূরা: সূরা আল-জাসিয়া
সূরাসমূহের সূচী পৃষ্ঠার নাম্বার
 
কুরআনুল কারীমের অর্থসমূহের অনুবাদ - তুর্কি ভাষায় কুরআনুল কারীমের সংক্ষিপ্ত তাফসীরের অনুবাদ - অনুবাদসমূহের সূচী

তুর্কি ভাষায় কুরআনুল কারীমের সংক্ষিপ্ত তাফসীরের অনুবাদ। মারকাযু তাফসীর লিদ-দিরাসাতিল কুরআনিয়্যাহ থেকে প্রকাশিত।

বন্ধ