কুরআনুল কারীমের অর্থসমূহের অনুবাদ - তুর্কি ভাষায় অনুবাদ - ড. আলী ওজক ও অন্যান্য * - অনুবাদসমূহের সূচী

XML CSV Excel API
Please review the Terms and Policies

অর্থসমূহের অনুবাদ সূরা: সূরা আজ-জারিয়াত   আয়াত:

Sûretu'z-Zâriyât

وَٱلذَّٰرِيَٰتِ ذَرۡوٗا
Tozdurup savuranlara,
আরবি তাফসীরসমূহ:
فَٱلۡحَٰمِلَٰتِ وِقۡرٗا
yağmur bulutlarını taşıyan, @বিশুদ্ধকৃত
yükünü yüklenenlere,
আরবি তাফসীরসমূহ:
فَٱلۡجَٰرِيَٰتِ يُسۡرٗا
gemileri kolayca yüzdüren @বিশুদ্ধকৃত
kolayca süzülenlere,
আরবি তাফসীরসমূহ:
فَٱلۡمُقَسِّمَٰتِ أَمۡرًا
ve yağmurları taksim eden rüzgârlara yemin olsun ki @বিশুদ্ধকৃত
işi ayıranlara andolsun ki,
আরবি তাফসীরসমূহ:
إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَصَادِقٞ
size vâdedilen, kesinlikle doğrudur
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَإِنَّ ٱلدِّينَ لَوَٰقِعٞ
ve ceza mutlaka vuku bulacaktır.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَٱلسَّمَآءِ ذَاتِ ٱلۡحُبُكِ
İçinde yörüngeleri olan göğe andolsun ki
আরবি তাফসীরসমূহ:
إِنَّكُمۡ لَفِي قَوۡلٖ مُّخۡتَلِفٖ
siz çelişkili sözler söylüyorsunuz.
আরবি তাফসীরসমূহ:
يُؤۡفَكُ عَنۡهُ مَنۡ أُفِكَ
Ondan (Kur'an'dan veya imandan ancak) döndürülebilen döndürülür.
আরবি তাফসীরসমূহ:
قُتِلَ ٱلۡخَرَّٰصُونَ
Kahrolsun o koyu yalancılar!
আরবি তাফসীরসমূহ:
ٱلَّذِينَ هُمۡ فِي غَمۡرَةٖ سَاهُونَ
Onlar koyu bir cehalet içerisinde kalmış gafillerdir.
আরবি তাফসীরসমূহ:
يَسۡـَٔلُونَ أَيَّانَ يَوۡمُ ٱلدِّينِ
Ceza gününün ne zaman olduğunu sorarlar.
আরবি তাফসীরসমূহ:
يَوۡمَ هُمۡ عَلَى ٱلنَّارِ يُفۡتَنُونَ
O gün onlar ateşe sokulacaklardır.
আরবি তাফসীরসমূহ:
ذُوقُواْ فِتۡنَتَكُمۡ هَٰذَا ٱلَّذِي كُنتُم بِهِۦ تَسۡتَعۡجِلُونَ
Azabınızı tadın! Acele gelmesini beklediğiniz şey budur işte! (denir.)
আরবি তাফসীরসমূহ:
إِنَّ ٱلۡمُتَّقِينَ فِي جَنَّٰتٖ وَعُيُونٍ
Şüphesiz ki Allah'a isyandan sakınanlar, cennetlerde ve pınar başlarında bulunacaklar.
আরবি তাফসীরসমূহ:
ءَاخِذِينَ مَآ ءَاتَىٰهُمۡ رَبُّهُمۡۚ إِنَّهُمۡ كَانُواْ قَبۡلَ ذَٰلِكَ مُحۡسِنِينَ
Rablerinin kendilerine verdiğini alarak. Kuşkusuz onlar, bundan önce dünyada güzel davrananlardı.
আরবি তাফসীরসমূহ:
كَانُواْ قَلِيلٗا مِّنَ ٱلَّيۡلِ مَا يَهۡجَعُونَ
Geceleri pek az uyurlardı.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَبِٱلۡأَسۡحَارِ هُمۡ يَسۡتَغۡفِرُونَ
Seher vakitlerinde de istiğfar ederlerdi.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَفِيٓ أَمۡوَٰلِهِمۡ حَقّٞ لِّلسَّآئِلِ وَٱلۡمَحۡرُومِ
Mallarında, muhtaç ve yoksullar için bir hak vardı.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَفِي ٱلۡأَرۡضِ ءَايَٰتٞ لِّلۡمُوقِنِينَ
Kesin olarak inananlar için yeryüzünde âyetler vardır.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَفِيٓ أَنفُسِكُمۡۚ أَفَلَا تُبۡصِرُونَ
Kendi nefislerinizde de öyle. Görmüyor musunuz?
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَفِي ٱلسَّمَآءِ رِزۡقُكُمۡ وَمَا تُوعَدُونَ
Semada da rızkınız ve size vâdedilen başka şeyler vardır.
আরবি তাফসীরসমূহ:
فَوَرَبِّ ٱلسَّمَآءِ وَٱلۡأَرۡضِ إِنَّهُۥ لَحَقّٞ مِّثۡلَ مَآ أَنَّكُمۡ تَنطِقُونَ
Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki bu vaad, sizin konuşmanız gibi kesin ve gerçektir.
আরবি তাফসীরসমূহ:
هَلۡ أَتَىٰكَ حَدِيثُ ضَيۡفِ إِبۡرَٰهِيمَ ٱلۡمُكۡرَمِينَ
İbrahim'in ağırlanan misafirlerinin haberi sana geldi mi? (Bunlar meleklerdi.)
আরবি তাফসীরসমূহ:
إِذۡ دَخَلُواْ عَلَيۡهِ فَقَالُواْ سَلَٰمٗاۖ قَالَ سَلَٰمٞ قَوۡمٞ مُّنكَرُونَ
Onlar İbrahim’in yanına girmişler, selam vermişlerdi. İbrahim de selamı almış, içinden, «Bunlar, yabancılar» demişti.
আরবি তাফসীরসমূহ:
فَرَاغَ إِلَىٰٓ أَهۡلِهِۦ فَجَآءَ بِعِجۡلٖ سَمِينٖ
Hemen ailesinin yanına giderek semiz bir dana (kebabını) getirmiş,
আরবি তাফসীরসমূহ:
فَقَرَّبَهُۥٓ إِلَيۡهِمۡ قَالَ أَلَا تَأۡكُلُونَ
Onların önüne koyup «Yemez misiniz?» demişti.
আরবি তাফসীরসমূহ:
فَأَوۡجَسَ مِنۡهُمۡ خِيفَةٗۖ قَالُواْ لَا تَخَفۡۖ وَبَشَّرُوهُ بِغُلَٰمٍ عَلِيمٖ
Derken onlardan korkmaya başladı. «Korkma» dediler ve ona bilgin bir oğlan çocuğu müjdelediler.
আরবি তাফসীরসমূহ:
فَأَقۡبَلَتِ ٱمۡرَأَتُهُۥ فِي صَرَّةٖ فَصَكَّتۡ وَجۡهَهَا وَقَالَتۡ عَجُوزٌ عَقِيمٞ
Karısı çığlık atarak geldi. Elini yüzüne çarparak: «Ben kısır bir kocakarıyım!» dedi.
আরবি তাফসীরসমূহ:
قَالُواْ كَذَٰلِكِ قَالَ رَبُّكِۖ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلۡحَكِيمُ ٱلۡعَلِيمُ
Onlar da "Rabbin böyle buyurdu; O, hikmet sahibidir ve her şeyi hakkıyla bilendir" demişlerdi. @বিশুদ্ধকৃত
Onlar: «Bu böyledir. Rabbin söylemiştir. O, hikmet sahibidir, bilendir» dediler.
আরবি তাফসীরসমূহ:
۞ قَالَ فَمَا خَطۡبُكُمۡ أَيُّهَا ٱلۡمُرۡسَلُونَ
(İbrahim:) O halde işiniz nedir, ey elçiler? dedi.
আরবি তাফসীরসমূহ:
قَالُوٓاْ إِنَّآ أُرۡسِلۡنَآ إِلَىٰ قَوۡمٖ مُّجۡرِمِينَ
«Biz, dediler, suçlu bir kavme gönderildik.»
আরবি তাফসীরসমূহ:
لِنُرۡسِلَ عَلَيۡهِمۡ حِجَارَةٗ مِّن طِينٖ
«Üzerlerine çamurdan taş yağdırmaya (geldik).»
আরবি তাফসীরসমূহ:
مُّسَوَّمَةً عِندَ رَبِّكَ لِلۡمُسۡرِفِينَ
(Bu taşlar,) aşın gidenler için Rabbinin katında işaretlenmiş (taşlardır).
আরবি তাফসীরসমূহ:
فَأَخۡرَجۡنَا مَن كَانَ فِيهَا مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Bunun üzerine orada bulunan müminleri çıkardık.
আরবি তাফসীরসমূহ:
فَمَا وَجَدۡنَا فِيهَا غَيۡرَ بَيۡتٖ مِّنَ ٱلۡمُسۡلِمِينَ
Zaten orada müslümanlardan, bir ev halkından başka kimse bulmadık.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَتَرَكۡنَا فِيهَآ ءَايَةٗ لِّلَّذِينَ يَخَافُونَ ٱلۡعَذَابَ ٱلۡأَلِيمَ
Acı azaptan korkanlar için orada bir işaret bıraktık.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَفِي مُوسَىٰٓ إِذۡ أَرۡسَلۡنَٰهُ إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ بِسُلۡطَٰنٖ مُّبِينٖ
Musa'da da (ibretler vardır). Onu apaçık bir delil ile Firavun'a göndermiştik.
আরবি তাফসীরসমূহ:
فَتَوَلَّىٰ بِرُكۡنِهِۦ وَقَالَ سَٰحِرٌ أَوۡ مَجۡنُونٞ
Firavun ordusuyla birlikte yüz çevirmiş: «O, bir büyücüdür veya bir delidir» demişti.
আরবি তাফসীরসমূহ:
فَأَخَذۡنَٰهُ وَجُنُودَهُۥ فَنَبَذۡنَٰهُمۡ فِي ٱلۡيَمِّ وَهُوَ مُلِيمٞ
Nihayet onu da ordularını da yakalayıp denize attık, bu sırada kendini kınayıp duruyordu.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَفِي عَادٍ إِذۡ أَرۡسَلۡنَا عَلَيۡهِمُ ٱلرِّيحَ ٱلۡعَقِيمَ
Âd kavminde de (ibretler vardır). Onlara kasıp kavuran rüzgârı göndermiştik.
আরবি তাফসীরসমূহ:
مَا تَذَرُ مِن شَيۡءٍ أَتَتۡ عَلَيۡهِ إِلَّا جَعَلَتۡهُ كَٱلرَّمِيمِ
Üzerinden geçtiği şeyi canlı bırakmıyor, onu kül edip savuruyordu.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَفِي ثَمُودَ إِذۡ قِيلَ لَهُمۡ تَمَتَّعُواْ حَتَّىٰ حِينٖ
Semûd kavminde de (ibretler vardır). Onlara: Bir süreye kadar faydalanın, denmişti.
আরবি তাফসীরসমূহ:
فَعَتَوۡاْ عَنۡ أَمۡرِ رَبِّهِمۡ فَأَخَذَتۡهُمُ ٱلصَّٰعِقَةُ وَهُمۡ يَنظُرُونَ
Rablerinin emrine karşı geldiler. Bu yüzden, bakıp dururlarken onları yıldırım çarpıverdi.
আরবি তাফসীরসমূহ:
فَمَا ٱسۡتَطَٰعُواْ مِن قِيَامٖ وَمَا كَانُواْ مُنتَصِرِينَ
Ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenleri de olmamıştı.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَقَوۡمَ نُوحٖ مِّن قَبۡلُۖ إِنَّهُمۡ كَانُواْ قَوۡمٗا فَٰسِقِينَ
Bunlardan önce de Nuh kavmini helâk etmiştik. Çünkü onlar yoldan çıkmış bir toplum idiler.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَٱلسَّمَآءَ بَنَيۡنَٰهَا بِأَيۡيْدٖ وَإِنَّا لَمُوسِعُونَ
Göğü kendi ellerimizle biz kurduk ve biz (onu) elbette genişleticiyiz.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَٱلۡأَرۡضَ فَرَشۡنَٰهَا فَنِعۡمَ ٱلۡمَٰهِدُونَ
Yeri de döşedik. (Bak) ne güzel döşeyiciyiz!
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَمِن كُلِّ شَيۡءٍ خَلَقۡنَا زَوۡجَيۡنِ لَعَلَّكُمۡ تَذَكَّرُونَ
Her şeyden de çift çift yarattık ki, düşünüp öğüt alasınız.
আরবি তাফসীরসমূহ:
فَفِرُّوٓاْ إِلَى ٱللَّهِۖ إِنِّي لَكُم مِّنۡهُ نَذِيرٞ مُّبِينٞ
O halde Allah’a koşun. Çünkü ben, size O'nun katından (gelmiş) açık bir uyarıcıyım.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَلَا تَجۡعَلُواْ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَۖ إِنِّي لَكُم مِّنۡهُ نَذِيرٞ مُّبِينٞ
"Allah ile beraber bir başkasını ilah kılmayın. Ben, sizin için O'nun tarafından gönderilen apaçık bir uyarıcıyım."
@বিশুদ্ধকৃত
Allah ile beraber başka bir tanrı edinmeyin. Zira ben size O’nun tarafından (gelmiş) açık bir uyarıcıyım. 
আরবি তাফসীরসমূহ:
كَذَٰلِكَ مَآ أَتَى ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِم مِّن رَّسُولٍ إِلَّا قَالُواْ سَاحِرٌ أَوۡ مَجۡنُونٌ
İşte böylece, onlardan öncekilere herhangi bir peygamber geldiğinde hemen: "O, bir büyücüdür veya delidir," dediler.
আরবি তাফসীরসমূহ:
أَتَوَاصَوۡاْ بِهِۦۚ بَلۡ هُمۡ قَوۡمٞ طَاغُونَ
Bunu (nesilden nesile) birbirlerine vasiyet mi ettiler? Doğrusu onlar azgın bir topluluktur.
আরবি তাফসীরসমূহ:
فَتَوَلَّ عَنۡهُمۡ فَمَآ أَنتَ بِمَلُومٖ
Artık onlara aldırma. (Davete uymamalarından dolayı) sen kınanacak değilsin.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَذَكِّرۡ فَإِنَّ ٱلذِّكۡرَىٰ تَنفَعُ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt müminlere fayda verir.
আরবি তাফসীরসমূহ:
وَمَا خَلَقۡتُ ٱلۡجِنَّ وَٱلۡإِنسَ إِلَّا لِيَعۡبُدُونِ
Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.
আরবি তাফসীরসমূহ:
مَآ أُرِيدُ مِنۡهُم مِّن رِّزۡقٖ وَمَآ أُرِيدُ أَن يُطۡعِمُونِ
Ben onlardan rızık istemiyorum. Beni doyurmalarını da istemiyorum.
আরবি তাফসীরসমূহ:
إِنَّ ٱللَّهَ هُوَ ٱلرَّزَّاقُ ذُو ٱلۡقُوَّةِ ٱلۡمَتِينُ
Şüphesiz rızık veren, güç ve kuvvet sahibi olan ancak Allah'tır.
আরবি তাফসীরসমূহ:
فَإِنَّ لِلَّذِينَ ظَلَمُواْ ذَنُوبٗا مِّثۡلَ ذَنُوبِ أَصۡحَٰبِهِمۡ فَلَا يَسۡتَعۡجِلُونِ
Muhakkak ki bu zulmedenlerin de, geçmişlerinin payı gibi (azaptan) bir payları vardır! O halde acele etmesinler!
আরবি তাফসীরসমূহ:
فَوَيۡلٞ لِّلَّذِينَ كَفَرُواْ مِن يَوۡمِهِمُ ٱلَّذِي يُوعَدُونَ
Başlarına gelecek (acı) günlerinden dolayı vay o kâfirlerin haline!
আরবি তাফসীরসমূহ:
 
অর্থসমূহের অনুবাদ সূরা: সূরা আজ-জারিয়াত
সূরাসমূহের সূচী পৃষ্ঠার নাম্বার
 
কুরআনুল কারীমের অর্থসমূহের অনুবাদ - তুর্কি ভাষায় অনুবাদ - ড. আলী ওজক ও অন্যান্য - অনুবাদসমূহের সূচী

তুর্কি ভাষায় আল-কুরআনুল কারীমের অর্থসমূহের অনুবাদ। একদল আলেম কর্তৃক অনূদিত। অতপর মারকাযু রুওয়াদুদ তরজমার তত্ত্বাবধানে সংশোধন করা হয়েছে। পরামর্শ, মূল্যায়ন ও উত্তরোত্তর উন্নতির স্বার্থে মূল অনুবাদ দেখারও সুযোগ রয়েছে।

বন্ধ