ترجمهٔ معانی سوره سوره بلد - ترجمه ى تركى كتاب مختصر در تفسير قرآن كريم - دایرة المعارف قرآن کریم

Sûretu'l-Beled

از اهداف این سوره:

بيان افتقار الإنسان وكبده وسبل نجاته.

İnsanın muhtaciyeti, sıkıntıları ve kurtuluş yolları anlatılmıştır.

---

آیه: 1

لَآ أُقۡسِمُ بِهَٰذَا ٱلۡبَلَدِ

Yüce Allah, Mekke-i Mükerreme'ye, o haram olan topraklara yemin etmiştir.

آیه: 2

وَأَنتَ حِلُّۢ بِهَٰذَا ٱلۡبَلَدِ

-Ey Peygamber!- Orada yaptıkları sebebiyle öldürülmeyi hak edenin öldürülmesi ve tutsak edilmeyi hak edenin tutsak edilmesi sana helaldir.

آیه: 3

وَوَالِدٖ وَمَا وَلَدَ

Allah Teâlâ, beşeriyetin babasına ve ondan çoğalıp üreyen çocuklara da yemin etmiştir.

آیه: 4

لَقَدۡ خَلَقۡنَا ٱلۡإِنسَٰنَ فِي كَبَدٍ

Doğrusu biz insanı, dünyada çektiği zorluklar sebebiyle bir gayret ve meşakkatin içinde yarattık.

آیه: 5

أَيَحۡسَبُ أَن لَّن يَقۡدِرَ عَلَيۡهِ أَحَدٞ

İnsan; günah işlediği zaman hiç kimsenin hatta onu yaratan Rabbinin bile kendisine güç yetiremeyeceğini ve ondan intikam alamayacağını mı zannediyor?

آیه: 6

يَقُولُ أَهۡلَكۡتُ مَالٗا لُّبَدًا

"Birbiri üzerine yığılmış pek çok mal harcadım'' der.

آیه: 7

أَيَحۡسَبُ أَن لَّمۡ يَرَهُۥٓ أَحَدٌ

Harcadığı şeyle böbürlenen bu kimse, Allah’ın onu görmediğini ve malını nereden kazandığını ve onu nerede harcadığını sorup onu hesaba çekmeyeceğini mi zannediyor?

آیه: 8

أَلَمۡ نَجۡعَل لَّهُۥ عَيۡنَيۡنِ

Biz, ona görebileceği iki göz vermedik mi?

آیه: 9

وَلِسَانٗا وَشَفَتَيۡنِ

Konuşabileceği bir dil ve iki dudak vermedik mi?

آیه: 10

وَهَدَيۡنَٰهُ ٱلنَّجۡدَيۡنِ

Ona, hak yolu ve batıl yolu öğretmedik mi?

آیه: 11

فَلَا ٱقۡتَحَمَ ٱلۡعَقَبَةَ

Kendisini cennetten ayıran engeli aşması gerekir. Böylece o da onu aşar ve geçer.

آیه: 12

وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا ٱلۡعَقَبَةُ

-Ey Peygamber!- cennete girmek için aşacağın engelin ne olduğunu sana ne öğretti?

آیه: 13

فَكُّ رَقَبَةٍ

O, erkek veya dişi bir köle azat etmektir.

آیه: 14

أَوۡ إِطۡعَٰمٞ فِي يَوۡمٖ ذِي مَسۡغَبَةٖ

Veya yiyeceğin nadir bulunduğu açlık zamanında yemek yedirmektir.

آیه: 15

يَتِيمٗا ذَا مَقۡرَبَةٍ

Onunla akrabalık bağı bulunan babasını kaybetmiş bir çocuğa.

آیه: 16

أَوۡ مِسۡكِينٗا ذَا مَتۡرَبَةٖ

Veya hiçbir şeye sahip olmayan bir fakiri.

آیه: 17

ثُمَّ كَانَ مِنَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَتَوَاصَوۡاْ بِٱلصَّبۡرِ وَتَوَاصَوۡاْ بِٱلۡمَرۡحَمَةِ

Sonra da Allah’a iman eden kimselerden, birbirilerine Allah’a itaat etmeyi, günahlara bulaşmamayı ve musibetlere karşı sabır göstermeyi tavsiye eden ve birbirlerine Allah Teâlâ’nın kullarına karşı merhametli davranmayı tavsiye edenlerden olmaktır.

آیه: 18

أُوْلَٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡمَيۡمَنَةِ

İşte bu özelliklere sahip olan kimseler sağ taraf ashabıdır.

از فواید آیات این صفحه:

• عتق الرقاب، وإطعام المحتاجين في وقت الشدة، والإيمان بالله، والتواصي بالصبر والرحمة: من أسباب دخول الجنة.

Köle azat etmek, darlık zamanında ihtiyaç sahiplerine yemek yedirmek, Allah’a iman etmek, sabrı ve merhameti tavsiye etmek cennete girme sebeplerindendir.

• من دلائل النبوة إخباره أن مكة ستكون حلالًا له ساعة من نهار.

Kendisi için gündüzün belli bir vakti Mekke şehrinin (savaşmak için) helal kılınacağını haber vermesi, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in peygamberlik alametlerinden biridir.

• لما ضيق الله طرق الرق وسع طرق العتق، فجعل الإعتاق من القربات والكفارات.

Allah Teâlâ, insanları köle edinme yollarını daraltınca azat etme yollarını genişletti. Azat etmeyi ibadetlerden ve günahların bağışlanma vesilelerinden biri olarak belirledi.

آیه: 19

وَٱلَّذِينَ كَفَرُواْ بِـَٔايَٰتِنَا هُمۡ أَصۡحَٰبُ ٱلۡمَشۡـَٔمَةِ

Peygamberimize indirilen ayetlerimizi inkâr edenler ise sol taraf ashabıdır.

آیه: 20

عَلَيۡهِمۡ نَارٞ مُّؤۡصَدَةُۢ

Kıyamet günü onlar için içinde azap gördükleri ve üzerilerine kapıları kilitlenmiş bir ateş vardır.

از فواید آیات این صفحه:

• أهمية تزكية النفس وتطهيرها.

Nefsi arındırıp, temizlemenin önemi ifade edilmiştir.

• المتعاونون على المعصية شركاء في الإثم.

Suç işlemekte birbirine yardım edenler, günahta ortaktırlar.

• الذنوب سبب للعقوبات الدنيوية.

Günahlar, dünyalık cezalandırılmalara sebep olur.

• كلٌّ ميسر لما خلق له فمنهم مطيع ومنهم عاصٍ.

Her kimseye, kendisi için yaratıldığı şey kolaylaştırılır. İnsanların bazıları itaatkâr, bazıları ise günahkârdır.