Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. * - Tippudi firooji ɗii


Firo maanaaji Aaya: (79) Simoore: Simoore maa'ida
كَانُواْ لَا يَتَنَاهَوۡنَ عَن مُّنكَرٖ فَعَلُوهُۚ لَبِئۡسَ مَا كَانُواْ يَفۡعَلُونَ
Birbirlerinin yaptıkları kötülüklere engel olmuyorlardı. Bilakis kendilerinden olan asiler işlemiş oldukları günahları ve münkerleri açıktan işliyorlardı. Çünkü onları bu kötülükten nehyeden yoktu. Münkeri nehyetmeyi terk etmeleri ne kadar da kötü bir iştir.
Faccirooji aarabeeji:
Ina jeyaa e nafoore aayeeje ɗee e ngol hello:
• ترك الأمر بالمعروف والنهي عن المنكر موجب لِلَّعْنِ والطرد من رحمة الله تعالى.
İyiliği emredip kötülüklerden yasaklamayı terk etmek Allah Teâlâ'nın lanetini ve rahmetinden atılmayı icap ettirir.

• من علامات الإيمان: الحب في الله والبغض في الله.
İmanın alametlerinden birisi de, Allah için sevmek ve Allah için buğuz etmektir.

• موالاة أعداء الله توجب غضب الله عز وجل على فاعلها.
Allah'ın düşmanlarıyla dost olmak, bunu yapana Allah -Azze ve Celle-'nin gazaplanmasını gerektirir.

• شدة عداوة اليهود والمشركين لأهل الإسلام، وفي المقابل وجود طوائف من النصارى يدينون بالمودة للإسلام؛ لعلمهم أنه دين الحق.
Yahudilerin ve müşriklerin Müslümanlara şiddetli olan düşmanlıkları vardır. Bunun karşısında Hristiyanlardan bazı taifelerin İslam’a karşı muhabbet beslemesi ise İslam'ın hak din olduğunu bilmelerindendir.

 
Firo maanaaji Aaya: (79) Simoore: Simoore maa'ida
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. - Tippudi firooji ɗii

Firo turkiiwo raɓɓiɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo, ummiriingo to hentorde facciro nde jaŋdeeli alquraan-yankooji

Uddude