Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo - D. Aly osik e woɗɓe * - Tippudi firooji ɗii

XML CSV Excel API
Please review the Terms and Policies

Firo maanaaji Simoore: Simoore kuɗol (al-qalam)   Aaya:

Sûretu'l-Kalem

نٓۚ وَٱلۡقَلَمِ وَمَا يَسۡطُرُونَ
Nûn. Kaleme ve (kalem tutanların) yazdıklarına
Faccirooji aarabeeji:
مَآ أَنتَ بِنِعۡمَةِ رَبِّكَ بِمَجۡنُونٖ
andolsun ki (Rasûlüm), sen Rabbinin nimeti sayesinde mecnun değilsin.
Faccirooji aarabeeji:
وَإِنَّ لَكَ لَأَجۡرًا غَيۡرَ مَمۡنُونٖ
Hiç şüphesiz senin için bitip tükenmeyen bir mükâfat vardır.
Faccirooji aarabeeji:
وَإِنَّكَ لَعَلَىٰ خُلُقٍ عَظِيمٖ
Ve sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.
Faccirooji aarabeeji:
فَسَتُبۡصِرُ وَيُبۡصِرُونَ
Yakında sen de göreceksin, onlar da.
Faccirooji aarabeeji:
بِأَييِّكُمُ ٱلۡمَفۡتُونُ
Hanginizde delilik olduğunu.
Faccirooji aarabeeji:
إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعۡلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِۦ وَهُوَ أَعۡلَمُ بِٱلۡمُهۡتَدِينَ
Doğrusu Rabbin, kendi yolundan sapan kişiyi en iyi bilendir, hidayete erenleri de en iyi bilen O'dur.
Faccirooji aarabeeji:
فَلَا تُطِعِ ٱلۡمُكَذِّبِينَ
O halde, (hakikati) yalan sayanlara boyun eğme!
Faccirooji aarabeeji:
وَدُّواْ لَوۡ تُدۡهِنُ فَيُدۡهِنُونَ
Onlar isterler ki, sen yumuşak davranasın da onlar da sana yumuşak davransınlar.
Faccirooji aarabeeji:
وَلَا تُطِعۡ كُلَّ حَلَّافٖ مَّهِينٍ
(Rasûlüm!) Alabildiğine yemin eden, kimselerden hiçbirine, sakın boyun eğme.
Faccirooji aarabeeji:
هَمَّازٖ مَّشَّآءِۭ بِنَمِيمٖ
Aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan lâf götürüp getiren,
Faccirooji aarabeeji:
مَّنَّاعٖ لِّلۡخَيۡرِ مُعۡتَدٍ أَثِيمٍ
iyiliği hep engelleyen, mütecâviz, günaha dadanmış,
Faccirooji aarabeeji:
عُتُلِّۭ بَعۡدَ ذَٰلِكَ زَنِيمٍ
kaba ve haşin, bütün bunlardan sonra bir de soysuzlukla damgalanmış
Faccirooji aarabeeji:
أَن كَانَ ذَا مَالٖ وَبَنِينَ
mal ve oğulları vardır diye,
Faccirooji aarabeeji:
إِذَا تُتۡلَىٰ عَلَيۡهِ ءَايَٰتُنَا قَالَ أَسَٰطِيرُ ٱلۡأَوَّلِينَ
Ona âyetlerimiz okunduğu zaman o, ( öncekilerin masalları ) der.
Faccirooji aarabeeji:
سَنَسِمُهُۥ عَلَى ٱلۡخُرۡطُومِ
Biz yakında onun burnuna damga vuracağız (kibirini kırıp rezil edeceğiz)
Faccirooji aarabeeji:
إِنَّا بَلَوۡنَٰهُمۡ كَمَا بَلَوۡنَآ أَصۡحَٰبَ ٱلۡجَنَّةِ إِذۡ أَقۡسَمُواْ لَيَصۡرِمُنَّهَا مُصۡبِحِينَ
Biz, vaktiyle bahçe sahiplerine belâ verdiğimiz gibi, onlara da belâ verdik. Hani onlar (bahçe sahipleri), sabah olurken (kimse görmeden) onu (mahsullerini) devşireceklerine yemin etmişlerdi.
Faccirooji aarabeeji:
وَلَا يَسۡتَثۡنُونَ
Onlar istisna da etmiyorlardı.
Faccirooji aarabeeji:
فَطَافَ عَلَيۡهَا طَآئِفٞ مِّن رَّبِّكَ وَهُمۡ نَآئِمُونَ
Fakat onlar daha uykudayken Rabbinin katından (gönderilen) kuşatıcı bir âfet (ateş) bahçeyi sarıverdi de,
Faccirooji aarabeeji:
فَأَصۡبَحَتۡ كَٱلصَّرِيمِ
bahçe kapkara kesildi.
Faccirooji aarabeeji:
فَتَنَادَوۡاْ مُصۡبِحِينَ
(Beri tarafta ise) onlar, sabah olurken, birbirlerine seslendiler.
Faccirooji aarabeeji:
أَنِ ٱغۡدُواْ عَلَىٰ حَرۡثِكُمۡ إِن كُنتُمۡ صَٰرِمِينَ
Madem devşireceksiniz, hadi erkenden mahsûlünüzün başına gidin! diye
Faccirooji aarabeeji:
فَٱنطَلَقُواْ وَهُمۡ يَتَخَٰفَتُونَ
fısıldaşa fısıldaşa yola koyuldular.
Faccirooji aarabeeji:
أَن لَّا يَدۡخُلَنَّهَا ٱلۡيَوۡمَ عَلَيۡكُم مِّسۡكِينٞ
Derken: Aman, bugün orada hiçbir yoksul yanınıza sokulmasın! Diye.
Faccirooji aarabeeji:
وَغَدَوۡاْ عَلَىٰ حَرۡدٖ قَٰدِرِينَ
(Evet, yoksullara yardıma) güçleri yettiği halde, onları yardımdan mahrum etmek niyet ve azmi ile erkenden yola düştüler.
Faccirooji aarabeeji:
فَلَمَّا رَأَوۡهَا قَالُوٓاْ إِنَّا لَضَآلُّونَ
Fakat bahçeyi gördüklerinde: Mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız! dediler.
Faccirooji aarabeeji:
بَلۡ نَحۡنُ مَحۡرُومُونَ
Yok yok, doğrusu biz mahrum bırakılmışız!
Faccirooji aarabeeji:
قَالَ أَوۡسَطُهُمۡ أَلَمۡ أَقُل لَّكُمۡ لَوۡلَا تُسَبِّحُونَ
İçlerinden en makul olanı şöyle dedi: Ben size «Rabbinizi tesbih etsenize» dememiş miydim?
Faccirooji aarabeeji:
قَالُواْ سُبۡحَٰنَ رَبِّنَآ إِنَّا كُنَّا ظَٰلِمِينَ
Rabbimizi tesbih ederiz; doğrusu biz (kendi kendimize) yazık etmişiz, dediler.
Faccirooji aarabeeji:
فَأَقۡبَلَ بَعۡضُهُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٖ يَتَلَٰوَمُونَ
Ardından, kabahati birbirlerine yüklemeye başladılar.
Faccirooji aarabeeji:
قَالُواْ يَٰوَيۡلَنَآ إِنَّا كُنَّا طَٰغِينَ
(Nihayet) şöyle dediler: Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kişilermişiz.
Faccirooji aarabeeji:
عَسَىٰ رَبُّنَآ أَن يُبۡدِلَنَا خَيۡرٗا مِّنۡهَآ إِنَّآ إِلَىٰ رَبِّنَا رَٰغِبُونَ
Belki Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Çünkü biz (artık) Râbbimizi (O'nun hoşnutluğunu) arzuluyoruz.
Faccirooji aarabeeji:
كَذَٰلِكَ ٱلۡعَذَابُۖ وَلَعَذَابُ ٱلۡأٓخِرَةِ أَكۡبَرُۚ لَوۡ كَانُواْ يَعۡلَمُونَ
İşte azap böyledir. Ahiret azabı ise elbette daha büyüktür. Keşke bilselerdi!
Faccirooji aarabeeji:
إِنَّ لِلۡمُتَّقِينَ عِندَ رَبِّهِمۡ جَنَّٰتِ ٱلنَّعِيمِ
Şu da muhakkak ki, takvâ sahipleri için Rableri katında nimetleri bol cennetler vardır.
Faccirooji aarabeeji:
أَفَنَجۡعَلُ ٱلۡمُسۡلِمِينَ كَٱلۡمُجۡرِمِينَ
Öyle ya, (Allah'a) teslimiyet gösterenleri , (o) günahkârlar gibi tutar mıyız hiç?
Faccirooji aarabeeji:
مَا لَكُمۡ كَيۡفَ تَحۡكُمُونَ
Size ne oluyor? Ne biçim hüküm veriyorsunuz?
Faccirooji aarabeeji:
أَمۡ لَكُمۡ كِتَٰبٞ فِيهِ تَدۡرُسُونَ
Yoksa size ait bir kitap var da, (bu bâtıl inanışları) onda mı okuyorsunuz?
Faccirooji aarabeeji:
إِنَّ لَكُمۡ فِيهِ لَمَا تَخَيَّرُونَ
Onda, beğendiğiniz her şey sizin için mutlaka vardır (diye mi yazılı)?
Faccirooji aarabeeji:
أَمۡ لَكُمۡ أَيۡمَٰنٌ عَلَيۡنَا بَٰلِغَةٌ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡقِيَٰمَةِ إِنَّ لَكُمۡ لَمَا تَحۡكُمُونَ
Yoksa, «ne hükmederseniz mutlaka sizindir» diye sizin lehinize olarak tarafımızdan verilmiş, kıyamet gününe kadar geçerli kesin sözler mi var?
Faccirooji aarabeeji:
سَلۡهُمۡ أَيُّهُم بِذَٰلِكَ زَعِيمٌ
Sor onlara: Bu iddiayı onların hangisi savunacak?
Faccirooji aarabeeji:
أَمۡ لَهُمۡ شُرَكَآءُ فَلۡيَأۡتُواْ بِشُرَكَآئِهِمۡ إِن كَانُواْ صَٰدِقِينَ
Yoksa ortakları mı var onların? Sözlerinde doğru iseler, hadi getirsinler ortaklarını!
Faccirooji aarabeeji:
يَوۡمَ يُكۡشَفُ عَن سَاقٖ وَيُدۡعَوۡنَ إِلَى ٱلسُّجُودِ فَلَا يَسۡتَطِيعُونَ
O gün incikler açılır ve secdeye davet edilirler; fakat buna güç getiremezler. @Ko feewtinaa
O gün incikten açılır ve secdeye davet edilirler; fakat güç getiremezler.
Faccirooji aarabeeji:
خَٰشِعَةً أَبۡصَٰرُهُمۡ تَرۡهَقُهُمۡ ذِلَّةٞۖ وَقَدۡ كَانُواْ يُدۡعَوۡنَ إِلَى ٱلسُّجُودِ وَهُمۡ سَٰلِمُونَ
Gözleri horluktan aşağı düşmüş bir halde kendilerini zillet bürür. Halbuki onlar, sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorlardı (fakat yine secde etmiyorlardı).
Faccirooji aarabeeji:
فَذَرۡنِي وَمَن يُكَذِّبُ بِهَٰذَا ٱلۡحَدِيثِۖ سَنَسۡتَدۡرِجُهُم مِّنۡ حَيۡثُ لَا يَعۡلَمُونَ
(Rasûlüm!) Sen bu sözü (Kur'an'ı) yalan sayanı bana bırak (kendini üzme). Biz onları, bilmedikleri bir yönden yavaş yavaş azaba yaklaştıyoruz.
Faccirooji aarabeeji:
وَأُمۡلِي لَهُمۡۚ إِنَّ كَيۡدِي مَتِينٌ
Onlara mühlet veriyorum. Doğrusu benim tuzağım çok sağlamdır! @Ko feewtinaa
Onlara mühlet veriyorum. Doğrusu benim fendim çok sağlamdır!
Faccirooji aarabeeji:
أَمۡ تَسۡـَٔلُهُمۡ أَجۡرٗا فَهُم مِّن مَّغۡرَمٖ مُّثۡقَلُونَ
Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar?
Faccirooji aarabeeji:
أَمۡ عِندَهُمُ ٱلۡغَيۡبُ فَهُمۡ يَكۡتُبُونَ
Yahut gaybın bilgisi onların nezdinde de, onlar mı (istedikleri gibi) yazıyorlar?
Faccirooji aarabeeji:
فَٱصۡبِرۡ لِحُكۡمِ رَبِّكَ وَلَا تَكُن كَصَاحِبِ ٱلۡحُوتِ إِذۡ نَادَىٰ وَهُوَ مَكۡظُومٞ
Sen Rabbinin hükmünü sabırla bekle. Balık sahibi (Yunus) gibi olma. Hani o, dertli dertli Rabbine niyaz etmişti.
Faccirooji aarabeeji:
لَّوۡلَآ أَن تَدَٰرَكَهُۥ نِعۡمَةٞ مِّن رَّبِّهِۦ لَنُبِذَ بِٱلۡعَرَآءِ وَهُوَ مَذۡمُومٞ
Şayet Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı o, mutlaka, kınanacak bir halde ıssız bir diyara atılacaktı.
Faccirooji aarabeeji:
فَٱجۡتَبَٰهُ رَبُّهُۥ فَجَعَلَهُۥ مِنَ ٱلصَّٰلِحِينَ
Fakat ardından, Rabbi onu seçti (vahiy verdi) ve onu sâlihlerden kıldı.
Faccirooji aarabeeji:
وَإِن يَكَادُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَيُزۡلِقُونَكَ بِأَبۡصَٰرِهِمۡ لَمَّا سَمِعُواْ ٱلذِّكۡرَ وَيَقُولُونَ إِنَّهُۥ لَمَجۡنُونٞ
İnkâr edenler Zikr'i (Kur'an ı) işittikleri zaman, neredeyse seni gözleriyle devirivereceklerdi. Hâlâ da (kin ve hasetlerinden:) «Hiç şüphe yok o bir delidir» derler.
Faccirooji aarabeeji:
وَمَا هُوَ إِلَّا ذِكۡرٞ لِّلۡعَٰلَمِينَ
Oysa o (Kuran), âlemler için ancak bir öğüttür.
Faccirooji aarabeeji:
 
Firo maanaaji Simoore: Simoore kuɗol (al-qalam)
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo - D. Aly osik e woɗɓe - Tippudi firooji ɗii

Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo fayde e ɗemngal tirki firi ɗum dental annduɓe. Ngo feewnitaama e njiimaandi hentorde kanngameeji firo, ina newnaa ƴelluto e firo asliiwo ngoo ngam hollitde yiyannde e horde e ƴellito duumiingo

Uddude