पवित्र कुरअानको अर्थको अनुवाद - टर्की अनुवाद : डा. अली ओजेक र अन्य विद्हरू । * - अनुवादहरूको सूची

XML CSV Excel API
Please review the Terms and Policies

अर्थको अनुवाद सूरः: सूरतुल् हाक्कः   श्लोक:

Sûretu'l-Hakkâh

ٱلۡحَآقَّةُ
Gerçekleşecek olan;
अरबी व्याख्याहरू:
مَا ٱلۡحَآقَّةُ
(Evet) nedir o gerçekleşecek olan?
अरबी व्याख्याहरू:
وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا ٱلۡحَآقَّةُ
Gerçekleşecek olanın (kıyametin) ne olduğunu sen nereden bileceksin?
अरबी व्याख्याहरू:
كَذَّبَتۡ ثَمُودُ وَعَادُۢ بِٱلۡقَارِعَةِ
Semûd ve Ad kavimleri, kapılarını çalacak felâketi (kıyameti) yalan saymışlardı.
अरबी व्याख्याहरू:
فَأَمَّا ثَمُودُ فَأُهۡلِكُواْ بِٱلطَّاغِيَةِ
Semûd'a gelince: Onlar pek zorlu (bir sarsıntı) ile helâk edildiler.
अरबी व्याख्याहरू:
وَأَمَّا عَادٞ فَأُهۡلِكُواْ بِرِيحٖ صَرۡصَرٍ عَاتِيَةٖ
Ad kavmi ise, uğultulu, kasıp kavuran bir fırtına ile mahvedildiler.
अरबी व्याख्याहरू:
سَخَّرَهَا عَلَيۡهِمۡ سَبۡعَ لَيَالٖ وَثَمَٰنِيَةَ أَيَّامٍ حُسُومٗاۖ فَتَرَى ٱلۡقَوۡمَ فِيهَا صَرۡعَىٰ كَأَنَّهُمۡ أَعۡجَازُ نَخۡلٍ خَاوِيَةٖ
Allah onu, ardarda yedi gece, sekiz gün onların üzerine musallat etti. Öyle ki (eğer orada olsaydın), o kavmi, içi boş hurma kütükleri gibi oracıkta yere serilmiş halde görürdün.
अरबी व्याख्याहरू:
فَهَلۡ تَرَىٰ لَهُم مِّنۢ بَاقِيَةٖ
Şimdi sen, onlardan, orada kalmış herhangi bir şey görüyor musun? @सुधारक
Şimdi onlardan arda kalan bir şey görüyor musun? 
अरबी व्याख्याहरू:
وَجَآءَ فِرۡعَوۡنُ وَمَن قَبۡلَهُۥ وَٱلۡمُؤۡتَفِكَٰتُ بِٱلۡخَاطِئَةِ
Firavun, ondan öncekiler ve altı üstüne getirilen beldeler halkı (Lût kavmi) hep o günahı (şirki) işlediler.
अरबी व्याख्याहरू:
فَعَصَوۡاْ رَسُولَ رَبِّهِمۡ فَأَخَذَهُمۡ أَخۡذَةٗ رَّابِيَةً
Böylece Rablerinin peygamberlerine karşı geldiler, O da onları pek şiddetli bir şekilde yakalayıverdi.
अरबी व्याख्याहरू:
إِنَّا لَمَّا طَغَا ٱلۡمَآءُ حَمَلۡنَٰكُمۡ فِي ٱلۡجَارِيَةِ
Şüphesiz, su bastığı vakit sizi gemide biz taşıdık;
अरबी व्याख्याहरू:
لِنَجۡعَلَهَا لَكُمۡ تَذۡكِرَةٗ وَتَعِيَهَآ أُذُنٞ وَٰعِيَةٞ
onu sizin için bir ibret ve öğüt yapalım ve belleyici kulaklar onu bellesin diye.
अरबी व्याख्याहरू:
فَإِذَا نُفِخَ فِي ٱلصُّورِ نَفۡخَةٞ وَٰحِدَةٞ
Artık Sûr'a bir defa üflendiği,
अरबी व्याख्याहरू:
وَحُمِلَتِ ٱلۡأَرۡضُ وَٱلۡجِبَالُ فَدُكَّتَا دَكَّةٗ وَٰحِدَةٗ
yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine tek çarpışla çarpılıp darmadağın edildiği zaman,
अरबी व्याख्याहरू:
فَيَوۡمَئِذٖ وَقَعَتِ ٱلۡوَاقِعَةُ
işte o gün olacak olur (kıyamet kopar).
अरबी व्याख्याहरू:
وَٱنشَقَّتِ ٱلسَّمَآءُ فَهِيَ يَوۡمَئِذٖ وَاهِيَةٞ
Gök de yarılır ve artık o gün o, çökmeye yüz tutar.
अरबी व्याख्याहरू:
وَٱلۡمَلَكُ عَلَىٰٓ أَرۡجَآئِهَاۚ وَيَحۡمِلُ عَرۡشَ رَبِّكَ فَوۡقَهُمۡ يَوۡمَئِذٖ ثَمَٰنِيَةٞ
Melekler onun (göğün) etrafındadır. O gün Rabbinin arşını, bunların da üstünde sekiz (melek) yüklenir.
अरबी व्याख्याहरू:
يَوۡمَئِذٖ تُعۡرَضُونَ لَا تَخۡفَىٰ مِنكُمۡ خَافِيَةٞ
(Ey insanlar!) O gün (hesap için) huzura alınırsınız; size ait hiçbir sır gizli kalmaz.
अरबी व्याख्याहरू:
فَأَمَّا مَنۡ أُوتِيَ كِتَٰبَهُۥ بِيَمِينِهِۦ فَيَقُولُ هَآؤُمُ ٱقۡرَءُواْ كِتَٰبِيَهۡ
Kitabı sağ tarafından verilen: "Alın, kitabımı okuyun;
अरबी व्याख्याहरू:
إِنِّي ظَنَنتُ أَنِّي مُلَٰقٍ حِسَابِيَهۡ
doğrusu ben, hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum," der.
अरबी व्याख्याहरू:
فَهُوَ فِي عِيشَةٖ رَّاضِيَةٖ
Hoşnut kalacağı bir hayat içindedir.
अरबी व्याख्याहरू:
فِي جَنَّةٍ عَالِيَةٖ
Artık yüce bir cennette
अरबी व्याख्याहरू:
قُطُوفُهَا دَانِيَةٞ
o, meyveleri sarkmış,
अरबी व्याख्याहरू:
كُلُواْ وَٱشۡرَبُواْ هَنِيٓـَٔۢا بِمَآ أَسۡلَفۡتُمۡ فِي ٱلۡأَيَّامِ ٱلۡخَالِيَةِ
(Onlara denir ki:) Geçmiş günlerde işlediklerinize (iyi amellerinize) karşılık, âfiyetle yiyin, için.
अरबी व्याख्याहरू:
وَأَمَّا مَنۡ أُوتِيَ كِتَٰبَهُۥ بِشِمَالِهِۦ فَيَقُولُ يَٰلَيۡتَنِي لَمۡ أُوتَ كِتَٰبِيَهۡ
Kitabı sol tarafından verilene gelince, o: Keşke, der, bana kitabım verilmeseydi de,
अरबी व्याख्याहरू:
وَلَمۡ أَدۡرِ مَا حِسَابِيَهۡ
hesabımın ne olduğunu bilmeseydim!
अरबी व्याख्याहरू:
يَٰلَيۡتَهَا كَانَتِ ٱلۡقَاضِيَةَ
Keşke onunla (ölümümle) her iş olup bitseydi!
अरबी व्याख्याहरू:
مَآ أَغۡنَىٰ عَنِّي مَالِيَهۡۜ
Malım bana hiç fayda sağlamadı;
अरबी व्याख्याहरू:
هَلَكَ عَنِّي سُلۡطَٰنِيَهۡ
saltanatım da benden (koptu), yok olup gitti.
अरबी व्याख्याहरू:
خُذُوهُ فَغُلُّوهُ
Onu yakalayın da, (ellerini boynuna) bağlayın;
अरबी व्याख्याहरू:
ثُمَّ ٱلۡجَحِيمَ صَلُّوهُ
sonra alevli ateşe atın onu!
अरबी व्याख्याहरू:
ثُمَّ فِي سِلۡسِلَةٖ ذَرۡعُهَا سَبۡعُونَ ذِرَاعٗا فَٱسۡلُكُوهُ
Sonra da onu yetmiş arşın uzunluğunda bir zincir içinde oraya sokun!
अरबी व्याख्याहरू:
إِنَّهُۥ كَانَ لَا يُؤۡمِنُ بِٱللَّهِ ٱلۡعَظِيمِ
Çünkü o, ulu Allah'a iman etmezdi,
अरबी व्याख्याहरू:
وَلَا يَحُضُّ عَلَىٰ طَعَامِ ٱلۡمِسۡكِينِ
Yoksulu doyurmaya teşvik etmezdi.
अरबी व्याख्याहरू:
فَلَيۡسَ لَهُ ٱلۡيَوۡمَ هَٰهُنَا حَمِيمٞ
Bu sebeple, bugün burada onun candan bir dostu yoktur.
अरबी व्याख्याहरू:
وَلَا طَعَامٌ إِلَّا مِنۡ غِسۡلِينٖ
Kanlı irinden başka yiyeceği de yoktur.
अरबी व्याख्याहरू:
لَّا يَأۡكُلُهُۥٓ إِلَّا ٱلۡخَٰطِـُٔونَ
Ancak günahkârların yediği...
अरबी व्याख्याहरू:
فَلَآ أُقۡسِمُ بِمَا تُبۡصِرُونَ
Görebildikleriniz üzerine yemin ederim ki
अरबी व्याख्याहरू:
وَمَا لَا تُبۡصِرُونَ
ve göremedikleriniz.
अरबी व्याख्याहरू:
إِنَّهُۥ لَقَوۡلُ رَسُولٖ كَرِيمٖ
Hiç şüphesiz o (Kur'an), çok şerefli bir elçinin sözüdür.
अरबी व्याख्याहरू:
وَمَا هُوَ بِقَوۡلِ شَاعِرٖۚ قَلِيلٗا مَّا تُؤۡمِنُونَ
Ve o, bir şair sözü değildir. Ne de az iman ediyorsunuz!
अरबी व्याख्याहरू:
وَلَا بِقَوۡلِ كَاهِنٖۚ قَلِيلٗا مَّا تَذَكَّرُونَ
Bir kâhin sözü de değildir (o). Ne de az düşünüyorsunuz!
अरबी व्याख्याहरू:
تَنزِيلٞ مِّن رَّبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
(O), âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.
अरबी व्याख्याहरू:
وَلَوۡ تَقَوَّلَ عَلَيۡنَا بَعۡضَ ٱلۡأَقَاوِيلِ
Eğer o (Muhammed) bize atfen bazı sözler uydurmuş olsaydı,
अरबी व्याख्याहरू:
لَأَخَذۡنَا مِنۡهُ بِٱلۡيَمِينِ
elbette onu kıskıvrak yakalardık.
अरबी व्याख्याहरू:
ثُمَّ لَقَطَعۡنَا مِنۡهُ ٱلۡوَتِينَ
Sonra onun can damarını koparırdık (onu yaşatmazdık).
अरबी व्याख्याहरू:
فَمَا مِنكُم مِّنۡ أَحَدٍ عَنۡهُ حَٰجِزِينَ
Hiçbiriniz buna mâni de olamazdınız.
अरबी व्याख्याहरू:
وَإِنَّهُۥ لَتَذۡكِرَةٞ لِّلۡمُتَّقِينَ
Doğrusu o (Kur'an), takvâ sahipleri için bir öğüttür.
अरबी व्याख्याहरू:
وَإِنَّا لَنَعۡلَمُ أَنَّ مِنكُم مُّكَذِّبِينَ
İçinizde (onu) yalan sayanlar bulunduğunu şüphesiz bilmekteyiz.
अरबी व्याख्याहरू:
وَإِنَّهُۥ لَحَسۡرَةٌ عَلَى ٱلۡكَٰفِرِينَ
Muhakkak o, kâfirler için bir iç yarasıdır
अरबी व्याख्याहरू:
وَإِنَّهُۥ لَحَقُّ ٱلۡيَقِينِ
ve o, gerçekten kat'î bilginin ta kendisidir.
अरबी व्याख्याहरू:
فَسَبِّحۡ بِٱسۡمِ رَبِّكَ ٱلۡعَظِيمِ
O halde,Yüce Rabbinin adını yüceltip noksanlıklardan tenzih et. @सुधारक
O halde, ulu Rabbinin adını yüceltip noksanlıklardan tenzih et.
अरबी व्याख्याहरू:
 
अर्थको अनुवाद सूरः: सूरतुल् हाक्कः
अध्यायहरूको (सूरःहरूको) सूची رقم الصفحة
 
पवित्र कुरअानको अर्थको अनुवाद - टर्की अनुवाद : डा. अली ओजेक र अन्य विद्हरू । - अनुवादहरूको सूची

पवित्र कुर्आनको अर्थको टर्की भाषामा अनुवाद, अनुवादक : धर्मगुरुहरूको एक समूह र यसको संशोधन रव्वाद अनुवाद केन्द्रको निरीक्षणमा गरिएको छ । सुझाव, मूल्याङ्कन र निरन्तर परिमार्जनका लागि मूल अनुवाद हेर्न सक्नुहुन्छ ।

बन्द गर्नुस्