Check out the new design

ශුද්ධවූ අල් කුර්ආන් අර්ථ කථනය - තුර්කි පරිවර්තනය - ආචාර්ය. අලි ඔස්ක් සහ වෙනත් විද්වත් කණ්ඩායමක් විසින් * - පරිවර්තන පටුන

XML CSV Excel API
Please review the Terms and Policies

අර්ථ කථනය පරිච්ඡේදය: අල් බකරා   වාක්‍යය:
وَإِذۡ يَرۡفَعُ إِبۡرَٰهِـۧمُ ٱلۡقَوَاعِدَ مِنَ ٱلۡبَيۡتِ وَإِسۡمَٰعِيلُ رَبَّنَا تَقَبَّلۡ مِنَّآۖ إِنَّكَ أَنتَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡعَلِيمُ
Bir zamanlar İbrâhim, İsmâil ile beraber Beytullah'ın temellerini yükseltiyor, (şöyle dua ediyorlardı:) Ey Rabbimiz! Bizden bunu kabul buyur, şüphesiz sen hakkıyla işiten ve hakkıyla bilensin. @නිවැරදිකරු
Bir zamanlar İbrahim, İsmail ile beraber Beytullah'ın temellerini yükseltiyor, (şöyle diyorlardı:) Ey Rabbi miz! Bizden bunu kabul buyur, şüphesiz sen işitensin, bilensin.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
رَبَّنَا وَٱجۡعَلۡنَا مُسۡلِمَيۡنِ لَكَ وَمِن ذُرِّيَّتِنَآ أُمَّةٗ مُّسۡلِمَةٗ لَّكَ وَأَرِنَا مَنَاسِكَنَا وَتُبۡ عَلَيۡنَآۖ إِنَّكَ أَنتَ ٱلتَّوَّابُ ٱلرَّحِيمُ
Ey Rabbimiz! Bizi sana teslim olan iki kul, neslimizden de sana teslim olan bir ümmet eyle, bize ibadet usullerimizi göster, tevbemizi kabul et; zira, tevbeleri çokça kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin. @නිවැරදිකරු
Ey Rabbimizî Bizi sana boyun eğenlerden kıl, neslimizden de sana itaat eden bir ümmet çıkar, bize ibadet usullerimizi göster, tevbemizi kabul et; zira, tevbeleri çokça kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
رَبَّنَا وَٱبۡعَثۡ فِيهِمۡ رَسُولٗا مِّنۡهُمۡ يَتۡلُواْ عَلَيۡهِمۡ ءَايَٰتِكَ وَيُعَلِّمُهُمُ ٱلۡكِتَٰبَ وَٱلۡحِكۡمَةَ وَيُزَكِّيهِمۡۖ إِنَّكَ أَنتَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
Ey Rabbimiz! Onlara, içlerinden senin âyetlerini kendilerine okuyacak, onlara kitap ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir peygamber gönder. Çünkü üstün gelen, her şeyi yerli yerince yapan yalnız sensin.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
وَمَن يَرۡغَبُ عَن مِّلَّةِ إِبۡرَٰهِـۧمَ إِلَّا مَن سَفِهَ نَفۡسَهُۥۚ وَلَقَدِ ٱصۡطَفَيۡنَٰهُ فِي ٱلدُّنۡيَاۖ وَإِنَّهُۥ فِي ٱلۡأٓخِرَةِ لَمِنَ ٱلصَّٰلِحِينَ
İbrâhim'in dininden kendini bilmezlerden başka kim yüz çevirir? Andolsun ki, biz dünyada onu (elçi) seçtik, şüphesiz o âhirette de sâlih kullardandır. @නිවැරදිකරු
İbrahim'in dininden kendini bilmezlerden başka kim yüz çevirir? Andolsun ki, biz onu dünyada (elçi) seçtik, şüphesiz o ahirette de iyilerdendir.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
إِذۡ قَالَ لَهُۥ رَبُّهُۥٓ أَسۡلِمۡۖ قَالَ أَسۡلَمۡتُ لِرَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Çünkü Rabbi ona: "Teslim ol," demiş, o da: Âlemlerin Rabbine teslim oldum, demişti. @නිවැරදිකරු
Çünkü Rabbi ona: Müslüman ol, demiş, o da: Alemlerin Rabbine boyun eğdim, demişti.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
وَوَصَّىٰ بِهَآ إِبۡرَٰهِـۧمُ بَنِيهِ وَيَعۡقُوبُ يَٰبَنِيَّ إِنَّ ٱللَّهَ ٱصۡطَفَىٰ لَكُمُ ٱلدِّينَ فَلَا تَمُوتُنَّ إِلَّا وَأَنتُم مُّسۡلِمُونَ
Bunu İbrâhim de kendi oğullarına vasiyet etmiş, Ya'kûb da: (aynı şeyi yapmış ve): Oğullarım! Allah sizin için bu dini (İslâm'ı) seçti. O halde sadece müslümanlar olarak ölünüz (dedi). @නිවැරදිකරු
Bunu İbrahim de kendi oğullarına vasiyet etti, Ya'kub da: Oğullarım! Allah sizin için bu dini (İslâm'ı) seçti. O halde sadece müslümanlar olarak ölünüz (dedi).
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
أَمۡ كُنتُمۡ شُهَدَآءَ إِذۡ حَضَرَ يَعۡقُوبَ ٱلۡمَوۡتُ إِذۡ قَالَ لِبَنِيهِ مَا تَعۡبُدُونَ مِنۢ بَعۡدِيۖ قَالُواْ نَعۡبُدُ إِلَٰهَكَ وَإِلَٰهَ ءَابَآئِكَ إِبۡرَٰهِـۧمَ وَإِسۡمَٰعِيلَ وَإِسۡحَٰقَ إِلَٰهٗا وَٰحِدٗا وَنَحۡنُ لَهُۥ مُسۡلِمُونَ
Yoksa Ya'kûb'a ölüm geldiği zaman siz orada mı idiniz? O zaman (Ya'kûb) oğullarına: Benden sonra kime ibâdet (kulluk) edeceksiniz? demişti. Onlar: Senin ve ataların İbrâhim, İsmâil ve İshâk'ın bir tek ilâhına (Allah'a) kulluk edeceğiz; biz ancak O’na teslim olmuşuzdur, dediler. @නිවැරදිකරු
Yoksa YaTcub'a ölüm geldiği zaman siz orada mı idiniz? O zaman (Ya'kub) oğullarına: Benden sonra kime kulluk edeceksiniz? demişti. Onlar: Senin ve ataların İbrahim, İsmail ve İs hak'ın ilâhı olan tek Allah'a kulluk edeceğiz; biz ancak O’na teslim olmuşuzdur, dediler.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
تِلۡكَ أُمَّةٞ قَدۡ خَلَتۡۖ لَهَا مَا كَسَبَتۡ وَلَكُم مَّا كَسَبۡتُمۡۖ وَلَا تُسۡـَٔلُونَ عَمَّا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz onların yaptıklarından sorguya çekilmezsiniz.
අල්කුර්ආන් අරාබි අර්ථ විවරණ:
 
අර්ථ කථනය පරිච්ඡේදය: අල් බකරා
සූරා පටුන පිටු අංක
 
ශුද්ධවූ අල් කුර්ආන් අර්ථ කථනය - තුර්කි පරිවර්තනය - ආචාර්ය. අලි ඔස්ක් සහ වෙනත් විද්වත් කණ්ඩායමක් විසින් - පරිවර්තන පටුන

උස්බෙක් සහ අනෙකුත් කණ්ඩායමක් විසින් මෙය පරිවර්තනය කරන ලදී. රුව්වාද් පරිවර්තන මධ්‍යස්ථානයේ අධීක්ෂණය යටතේ වැඩි දියුණු කර ඇති අතර අදහස් ප්‍රකාශ කිරීම, ඇගයීම සහ අඛණ්ඩ සංවර්ධනය සඳහා මෙහි මුල් පරිවර්තනය ලබා ගත හැකිය.

වසන්න