Check out the new design

அல்குர்ஆன் மொழிபெயர்ப்பு - அரபு மொழி- அல்முக்தஸர் பீ தப்ஸீரில் குர்ஆனில் கரீமுக்கான துருக்கி மொழிபெயர்ப்பு * - மொழிபெயர்ப்பு அட்டவணை


மொழிபெயர்ப்பு அத்தியாயம்: அல்அன்ஆம்   வசனம்:
وَلَا تَقۡرَبُواْ مَالَ ٱلۡيَتِيمِ إِلَّا بِٱلَّتِي هِيَ أَحۡسَنُ حَتَّىٰ يَبۡلُغَ أَشُدَّهُۥۚ وَأَوۡفُواْ ٱلۡكَيۡلَ وَٱلۡمِيزَانَ بِٱلۡقِسۡطِۖ لَا نُكَلِّفُ نَفۡسًا إِلَّا وُسۡعَهَاۖ وَإِذَا قُلۡتُمۡ فَٱعۡدِلُواْ وَلَوۡ كَانَ ذَا قُرۡبَىٰۖ وَبِعَهۡدِ ٱللَّهِ أَوۡفُواْۚ ذَٰلِكُمۡ وَصَّىٰكُم بِهِۦ لَعَلَّكُمۡ تَذَكَّرُونَ
Yetimin malına -büluğ çağına erişmeden babasını kaybeden kimse- malının ıslahı, faydası ve arttırılması dışında, büluğ çağına erinceye ve reşit olduğu hissedilinceye kadar müdahale etmenizi de haram kılmıştır. Sizlere ölçü ve tartıda haksızlık etmeyi de haram kılmıştır. Bilakis alışveriş esnasında alırken veya verirken adil olmanız gerekir. Biz, her bir nefse ancak gücünün yettiği kadar sorumluluk yükleriz. Tartı ve bunun dışında kullanılan ölçülerde fazlalık veya noksanlık hususunda kaçınılması mümkün olmayan miktarda bir sorumluluk yoktur. Sizlere bir yakın yahut arkadaşın hatırını göz önünde bulundurarak doğru olmayan sözler söylemenizi ya da şahitlikte bulunmanızı da haram kıldı. Allah’a söz verdiğiniz veya Allah adına söz verdiğiniz zaman Allah’ın ahdini bozmanızı da haram kıldı. Bilakis sizin buna vefa göstermeniz gerekir. Bu zikredilenleri Yüce Allah sizlere, sonunuzu düşünüp, öğüt almanız için kesin bir emirle emretti.
அரபு விரிவுரைகள்:
وَأَنَّ هَٰذَا صِرَٰطِي مُسۡتَقِيمٗا فَٱتَّبِعُوهُۖ وَلَا تَتَّبِعُواْ ٱلسُّبُلَ فَتَفَرَّقَ بِكُمۡ عَن سَبِيلِهِۦۚ ذَٰلِكُمۡ وَصَّىٰكُم بِهِۦ لَعَلَّكُمۡ تَتَّقُونَ
Sizlere, dalalet yollarına ve sebeplerine uymanızı da haram kıldı. Bilakis, hiçbir çarpıklık bulunmayan Allah’ın dosdoğru yoluna uymanız gerekir. Dalalet yolları sizleri hak yoldan ayrılmaya ve uzaklaşmaya sürükler. İşte Allah emirlerini yerine getirip yasakladığı şeylerden sakınarak takva sahibi olmanızı dilemiş ve bu dosdoğru olan yola ittiba etmenizi emretmiştir.
அரபு விரிவுரைகள்:
ثُمَّ ءَاتَيۡنَا مُوسَى ٱلۡكِتَٰبَ تَمَامًا عَلَى ٱلَّذِيٓ أَحۡسَنَ وَتَفۡصِيلٗا لِّكُلِّ شَيۡءٖ وَهُدٗى وَرَحۡمَةٗ لَّعَلَّهُم بِلِقَآءِ رَبِّهِمۡ يُؤۡمِنُونَ
Zikredilen bu şeylerin haberinin ardından size, Musa’ya nimetimizi tamamlamak ve güzel amellerine karşılık olarak, dinde ihtiyaç duyduğu her şeyi belirlemek ve hakka giden yolu göstermek için bir rahmet olarak Tevrat’ı verdiğimizi de haber veriyoruz. Umulur ki, kıyamet günü Rableriyle karşılaşacaklarına iman eder ve salih amellerle buna hazırlanırlar.
அரபு விரிவுரைகள்:
وَهَٰذَا كِتَٰبٌ أَنزَلۡنَٰهُ مُبَارَكٞ فَٱتَّبِعُوهُ وَٱتَّقُواْ لَعَلَّكُمۡ تُرۡحَمُونَ
Bu Kur'an, içerdiği dinî ve dünyevi faydalardan ötürü çok bereketli olarak indirdiğimiz bir kitaptır. Merhamet olunmayı umarak içinde bulunanlara ittiba edin ve ona muhalefet etmekten sakının!
அரபு விரிவுரைகள்:
أَن تَقُولُوٓاْ إِنَّمَآ أُنزِلَ ٱلۡكِتَٰبُ عَلَىٰ طَآئِفَتَيۡنِ مِن قَبۡلِنَا وَإِن كُنَّا عَن دِرَاسَتِهِمۡ لَغَٰفِلِينَ
-Ey Arap müşrikleri!- "Muhakkak Allah, bizden önce Tevrat ve İncil'i, Yahudi ve Hristiyanlara indirdi ve bize bir kitap indirmedi. Biz onların kitabını okumayı bilmiyoruz. Çünkü o kitaplar onların dilindedir, bizim dilimizde değildir." dememeniz için (size Kur’ân’ı indirdik).
அரபு விரிவுரைகள்:
أَوۡ تَقُولُواْ لَوۡ أَنَّآ أُنزِلَ عَلَيۡنَا ٱلۡكِتَٰبُ لَكُنَّآ أَهۡدَىٰ مِنۡهُمۡۚ فَقَدۡ جَآءَكُم بَيِّنَةٞ مِّن رَّبِّكُمۡ وَهُدٗى وَرَحۡمَةٞۚ فَمَنۡ أَظۡلَمُ مِمَّن كَذَّبَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ وَصَدَفَ عَنۡهَاۗ سَنَجۡزِي ٱلَّذِينَ يَصۡدِفُونَ عَنۡ ءَايَٰتِنَا سُوٓءَ ٱلۡعَذَابِ بِمَا كَانُواْ يَصۡدِفُونَ
Ve; “Allah, Yahudi ve Hristiyanlara indirdiği gibi bize de bir kitap indirseydi, elbette bizler onlardan daha fazla istikamet sahibi olurduk.” dememeniz içindir. Kesinlikle sizlere Allah’ın peygamberiniz Muhammed -sallallahu aleyhi ve selem-'e indirdiği kendi dilinizde bir kitap geldi. İşte bu kitap hakka apaçık bir delil, bir irşat ve ümmete bir rahmettir. Sudan bahaneleri mazeret olarak getirmeyin ve batıl sebeplerle avunmayın. Hiç kimse, Allah’ın ayetlerini yalanlayan ve onlardan yüz çevirenlerden daha büyük bir zulüm içinde olamaz. Ayetlerimizden kaçanları, ayetlerimizden kaçarak yüz çevirmelerinden ötürü, onları cehennem ateşine sokarak şiddetli bir cezayla cezalandıracağız.
அரபு விரிவுரைகள்:
இப்பக்கத்தின் வசனங்களிலுள்ள பயன்கள்:
• لا يجوز التصرف في مال اليتيم إلّا في حدود مصلحته، ولا يُسلَّم ماله إلّا بعد بلوغه الرُّشْد.
Yetime ait olan mal mülk hakkında, bu malın yararına olan sınırlar içinde olması hariç herhangi bir tasarrufta bulunmak caiz değildir. Ayrıca bu mallar reşit olana dek yetime teslim edilmez.

• سبل الضلال كثيرة، وسبيل الله وحده هو المؤدي إلى النجاة من العذاب.
Sapıklık yolları pek çoktur. Ancak bir tek Allah’ın yolu azaptan kurtuluşa götürür.

• اتباع هذا الكتاب علمًا وعملًا من أعظم أسباب نيل رحمة الله.
Bu kitaba, ilim ve amel bakımından ittiba etmek Allah’ın rahmetine erişmenin en büyük sebeplerinden biridir.

 
மொழிபெயர்ப்பு அத்தியாயம்: அல்அன்ஆம்
அத்தியாயங்களின் அட்டவணை பக்க எண்
 
அல்குர்ஆன் மொழிபெயர்ப்பு - அரபு மொழி- அல்முக்தஸர் பீ தப்ஸீரில் குர்ஆனில் கரீமுக்கான துருக்கி மொழிபெயர்ப்பு - மொழிபெயர்ப்பு அட்டவணை

வெளியீடு அல்குர்ஆன் ஆய்வுகளுக்கான தப்ஸீர் மையம்

மூடுக