Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. * - Tippudi firooji ɗii


Firo maanaaji Simoore: Simoore feƴ-naange   Aaya:

Sûretu'd-Duhâ

Ina jeyaa e payndaale simoore ndee:
بيان عناية الله بنبيه في أول أمره وآخره.
Yüce Allah'ın, Peygamberi -sallallahu aleyhi ve sellem-'e peygamberliğinin ilk başında ve sonunda olan yardımı beyan edilmiştir.

وَٱلضُّحَىٰ
Yüce Allah, gündüzün ilk vaktine yemin etmiştir.
Faccirooji aarabeeji:
وَٱلَّيۡلِ إِذَا سَجَىٰ
Ve karanlığı bürüyüp, insanların hareketleri kesildiğinde geceye yemin etmiştir.
Faccirooji aarabeeji:
مَا وَدَّعَكَ رَبُّكَ وَمَا قَلَىٰ
-Ey Peygamber!- Vahiy bir süre kesildiğinde müşriklerin dediği gibi, Rabbin seni ne terk etti ve ne de senden nefret etti.
Faccirooji aarabeeji:
وَلَلۡأٓخِرَةُ خَيۡرٞ لَّكَ مِنَ ٱلۡأُولَىٰ
Ahiret yurdu, içinde bulunan kesintisiz kalıcı nimetlerden ötürü senin için dünya hayatından daha hayırlıdır.
Faccirooji aarabeeji:
وَلَسَوۡفَ يُعۡطِيكَ رَبُّكَ فَتَرۡضَىٰٓ
Yüce Allah sana ve ümmetine verdiklerinden razı olana kadar sana ve ümmetine büyük mükâfatlardan verecek.
Faccirooji aarabeeji:
أَلَمۡ يَجِدۡكَ يَتِيمٗا فَـَٔاوَىٰ
Seni, küçükken baban ölmüş bir halde buldu ve önce sana merhamet eden deden Abdülmuttalib’i, ardından amcan Ebu Talib’i sana sığınak kıldı.
Faccirooji aarabeeji:
وَوَجَدَكَ ضَآلّٗا فَهَدَىٰ
Seni, kitabın ve imanın ne olduğunu bilmez bir halde buldu da, sana bunlardan bilmediklerini öğretti.
Faccirooji aarabeeji:
وَوَجَدَكَ عَآئِلٗا فَأَغۡنَىٰ
Seni fakir bir halde buldu ve seni zengin kıldı.
Faccirooji aarabeeji:
فَأَمَّا ٱلۡيَتِيمَ فَلَا تَقۡهَرۡ
Küçük yaşta babasını kaybetmiş kimselere kötü muamele etme ve onları küçümseme.
Faccirooji aarabeeji:
وَأَمَّا ٱلسَّآئِلَ فَلَا تَنۡهَرۡ
İhtiyaç sahibi olan dilenciyi de azarlama.
Faccirooji aarabeeji:
وَأَمَّا بِنِعۡمَةِ رَبِّكَ فَحَدِّثۡ
Allah’ın senin üzerine olan nimetlerine şükret ve bunlardan bahset.
Faccirooji aarabeeji:
Ina jeyaa e nafoore aayeeje ɗee e ngol hello:
• منزلة النبي صلى الله عليه وسلم عند ربه لا تدانيها منزلة.
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Rabbi katında bulunan ve başka hiçbir makamın ulaşamayacağı yüce makamı.

• شكر النعم حقّ لله على عبده.
Nimetlere şükretmek Allah’ın kulları üzerindeki hakkıdır.

• وجوب الرحمة بالمستضعفين واللين لهم.
Zayıf kimselere karşı merhametli ve yumuşak davranmanın gerekliliği.

 
Firo maanaaji Simoore: Simoore feƴ-naange
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Firo turkiiwo raɓɓaɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo. - Tippudi firooji ɗii

Firo turkiiwo raɓɓiɗiniingo e facciro al-quraan tedduɗo oo, ummiriingo to hentorde facciro nde jaŋdeeli alquraan-yankooji

Uddude