Bản dịch ý nghĩa nội dung Qur'an - Bản dịch tiếng Thổ Nhĩ Kỳ, phân tích ngắn gọn về Qur'an * - Mục lục các bản dịch


Ý nghĩa nội dung Chương: Chương 'Abasa   Câu:

Sûretu Abese

Trong những ý nghĩa của chương Kinh:
تذكير الكافرين المستغنين عن ربهم ببراهين البعث.
Yeniden dirilişin kanıtları, Rablerinden vazgeçen kâfirlere hatırlatılmıştır.

عَبَسَ وَتَوَلَّىٰٓ
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yüzünü buruşturdu ve arkasını döndü.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
أَن جَآءَهُ ٱلۡأَعۡمَىٰ
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- hidayet bulmaları ümidiyle müşriklerin ileri gelenleriyle meşgul olduğu bir esnada, gözleri görmeyen bir kimse olan Abdullah b. Ümmü Mektum, doğru yola hidayet bulmak için geldi. Bu sebeple Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- yüzünü ekşitti.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
وَمَا يُدۡرِيكَ لَعَلَّهُۥ يَزَّكَّىٰٓ
-Ey Peygamber!- Ne biliyorsun? Belki de bu âmâ adam günahlarından arınacak.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
أَوۡ يَذَّكَّرُ فَتَنفَعَهُ ٱلذِّكۡرَىٰٓ
Veyahut senden duyduğu nasihatlerden öğüt alacak ve onlardan faydalanacaktı.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
أَمَّا مَنِ ٱسۡتَغۡنَىٰ
Fakat sahip olduğu servetinden ötürü, senin getirdiklerine iman etmekten kendini müstağni gören kimseye gelince;
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
فَأَنتَ لَهُۥ تَصَدَّىٰ
Sen ona dönüyor ve yöneliyorsun.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
وَمَا عَلَيۡكَ أَلَّا يَزَّكَّىٰ
O, Allah’a tövbe ederek günahlarından temizlenmiyorsa sana ne düşer ki?
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
وَأَمَّا مَن جَآءَكَ يَسۡعَىٰ
Fakat koşarak gelen kimse hayır arayarak sana geldi ise;
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
وَهُوَ يَخۡشَىٰ
Rabbinden korktuğu halde,
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
فَأَنتَ عَنۡهُ تَلَهَّىٰ
Sen; başkasıyla, müşriklerin ileri gelenlerinden biriyle oyalanıyorsun.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
كَلَّآ إِنَّهَا تَذۡكِرَةٞ
Bu iş hiçte öyle değildir. Şüphesiz o, kabul edenler için ancak bir öğüt ve hatırlatmadır.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
فَمَن شَآءَ ذَكَرَهُۥ
Kim Allah’ı anmak isterse onu ansın ve bu Kur’an’da bulunan nasihatlerden öğüt alsın.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
فِي صُحُفٖ مُّكَرَّمَةٖ
Bu Kur’an, meleklerin katında bulunan değerli sayfalardadır.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
مَّرۡفُوعَةٖ مُّطَهَّرَةِۭ
Yüce bir mekâna yükseltilmiş, kendisine hiçbir kir ve leke bulaşmamış, tertemizdir.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
بِأَيۡدِي سَفَرَةٖ
O, elçi meleklerin ellerindedir.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
كِرَامِۭ بَرَرَةٖ
Rablerinin katında değerli, pek çok iyi işler yapan ve itaatkâr Melekler.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
قُتِلَ ٱلۡإِنسَٰنُ مَآ أَكۡفَرَهُۥ
Kâfir olan insana lanet edilmiştir. İnsan Allah'a karşı ne kadar da çok inkârcıdır!
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
مِنۡ أَيِّ شَيۡءٍ خَلَقَهُۥ
Allah onu hangi şeyden yarattı da yeryüzünde kibirleniyor ve Allah’ı inkâr ediyor?
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
مِن نُّطۡفَةٍ خَلَقَهُۥ فَقَدَّرَهُۥ
Onu, az bir sudan yarattı ve yaradılışını aşama aşama takdir etti.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
ثُمَّ ٱلسَّبِيلَ يَسَّرَهُۥ
Sonra ona, bu aşamaların ardından annesinin karnından çıkışı kolaylaştırdı.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
ثُمَّ أَمَاتَهُۥ فَأَقۡبَرَهُۥ
Sonra ona, hayatta belli bir ömrü takdir etmesinin ardından onu öldürdü. Ve ona yeniden diriltileceği zamana kadar içinde kalacağı bir kabir kıldı.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
ثُمَّ إِذَا شَآءَ أَنشَرَهُۥ
Sonra dilediği zaman hesap sormak ve karşılığını vermek üzere onu yeniden diriltecek.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
كَلَّا لَمَّا يَقۡضِ مَآ أَمَرَهُۥ
Bu mesele o kâfirin zannettiği gibi değildir. O, Rabbinin üzerine yüklediği hakları yerine getirmediği gibi, Rabbinin ona zorunlu kıldığı farzları da yerine getirmiş değildir.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
فَلۡيَنظُرِ ٱلۡإِنسَٰنُ إِلَىٰ طَعَامِهِۦٓ
Yüce Allah'a iman etmeyip kâfir olan insan, yediği yemeğin nasıl hazır hale geldiğine bir baksın!
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
أَنَّا صَبَبۡنَا ٱلۡمَآءَ صَبّٗا
Suyun aslı, gökyüzünden kuvvetle ve bolca inen yağmurdan gelir.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
ثُمَّ شَقَقۡنَا ٱلۡأَرۡضَ شَقّٗا
Sonra toprağı açtık ki böylece bitkiler için yarılıp, açıldı.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
فَأَنۢبَتۡنَا فِيهَا حَبّٗا
Böylece toprakta buğday, mısır ve diğer tahıllardan yetiştirdik.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
وَعِنَبٗا وَقَضۡبٗا
Ve taze üzüm yetiştirdik. Hayvanlarına yem olması için orada yonca yetiştirdik.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
وَزَيۡتُونٗا وَنَخۡلٗا
Ve orada zeytinler ve hurmalar yetiştirdik.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
وَحَدَآئِقَ غُلۡبٗا
Orada çok ağaçlı bahçeler yetiştirdik.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
وَفَٰكِهَةٗ وَأَبّٗا
Ve orada meyveler ve hayvanlarınızın otladığı otlaklar yetiştirdik.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
مَّتَٰعٗا لَّكُمۡ وَلِأَنۡعَٰمِكُمۡ
Hem sizin, hem de hayvanlarınızın faydalanması için.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
فَإِذَا جَآءَتِ ٱلصَّآخَّةُ
Kulakları sağır eden büyük çığlık geldiği zaman ki o, sura ikinci üfleyiştir.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
يَوۡمَ يَفِرُّ ٱلۡمَرۡءُ مِنۡ أَخِيهِ
O gün kişi kardeşinden kaçar.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
وَأُمِّهِۦ وَأَبِيهِ
Annesinden ve babasından kaçar.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
وَصَٰحِبَتِهِۦ وَبَنِيهِ
Karısından ve çocuklarından kaçar.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
لِكُلِّ ٱمۡرِيٕٖ مِّنۡهُمۡ يَوۡمَئِذٖ شَأۡنٞ يُغۡنِيهِ
O günün sıkıntısının şiddeti sebebiyle, onlardan her birini başkalarından alıkoyan bir meşguliyeti vardır.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
وُجُوهٞ يَوۡمَئِذٖ مُّسۡفِرَةٞ
O gün iyilerin yüzleri ışık saçar.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
ضَاحِكَةٞ مُّسۡتَبۡشِرَةٞ
Yüce Allah’ın kendi rahmetinden onlar için hazırladığı şeylerden ötürü mutlu olup, gülecekler.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
وَوُجُوهٞ يَوۡمَئِذٍ عَلَيۡهَا غَبَرَةٞ
Ve o gün kötülerin yüzleri toz toprak içindedir.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
Trong những bài học trích được của các câu Kinh trên trang này:
• عتاب الله نبيَّه في شأن عبد الله بن أم مكتوم دل على أن القرآن من عند الله.
Allah’ın, Abdullah b. Ummu Mektum meselesinde Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'i uyarıp, ihtar etmesi Kur'an'ı Kerim'in Allah’ın katından gelmiş olduğuna delalet etmiştir.

• الاهتمام بطالب العلم والمُسْتَرْشِد.
İlim talebesi olan ve doğru yolu arayan kimselere önem verilmiştir.

• شدة أهوال يوم القيامة حيث لا ينشغل المرء إلا بنفسه، حتى الأنبياء يقولون: نفسي نفسي.
Kıyamet gününün dehşetinin ne kadar şiddetli olacağı anlatılmıştır. Çünkü kişi kendisi dışında hiçbir şeyle ilgilenmeyecek, peygamberler dahi “Nefsim, nefsim!” diyecekler.

تَرۡهَقُهَا قَتَرَةٌ
O yüzleri bir karanlık kaplayacak.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
أُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡكَفَرَةُ ٱلۡفَجَرَةُ
İşte bu vasıflarla nitelenen o kimseler, küfür ve fücuru bir araya toplamış kimselerdir.
Các Tafsir tiếng Ả-rập:
Trong những bài học trích được của các câu Kinh trên trang này:
• حَشْر المرء مع من يماثله في الخير أو الشرّ.
Kişi, iyilik veya kötülükte kendi benzeri olan kimselerle beraber haşrolacaktır.

• إذا كانت الموءُودة تُسأل فما بالك بالوائد؟ وهذا دليل على عظم الموقف.
Eğer diri diri gömülen kız çocuğuna dahi sorulacaksa, onu toprağa gömen kimsenin hali nice olur? Bu, kıyamet günü insanların bekletileceği o anın ne kadar dehşet verici olduğunu gösterir.

• مشيئة العبد تابعة لمشيئة الله.
Kulun dilemesi, Allah'ın dilemesine bağlıdır.

 
Ý nghĩa nội dung Chương: Chương 'Abasa
Mục lục các chương Kinh Số trang
 
Bản dịch ý nghĩa nội dung Qur'an - Bản dịch tiếng Thổ Nhĩ Kỳ, phân tích ngắn gọn về Qur'an - Mục lục các bản dịch

Bản dịch tiếng Thổ Nhĩ Kỳ, phân tích ngắn gọn về Qur'an do Trung Tâm Tafsir Nghiên Cứu Qur'an phát triển

Đóng lại